Ve ben de translate French
38,076 parallel translation
Demek istediğim, o benimle kaldı ve ben de ona sadık kaldım... Son iki filminin setinde sarhoş ve kafası iyi olduğundan kimse onu işe almazken hem de.
Il est resté avec moi, et je suis resté avec lui... quand personne ne voulait de lui parce qu'il se droguait et buvait sur le tournage de ses deux derniers films.
Kalbinin derinliklerinde beni sevdiğini biliyorum, önemli olan bu ve ben de seni seviyorum.
Mais au moins, au fond de ton cœur, je sais que tu m'aimes, et je t'aime, aussi.
Kanunlar günümüzdeki teknolojiye daha uygun hala gelmedi ve İHA'ların durumu belirsiz bir yerde kaldı. Ve ben de korkarak bu durumun düzensiz olduğunu öneriyorum.
La loi n'a simplement pas rattrapé la technologie, et les drones restent... et je dirais que ça fait froid dans le dos... non réglementés.
Ted, birkaç dakika içinde burada olacak ve ben de arabada bekleyebilirim.
Ted va arriver. J'attendrai dans la voiture.
Bu insanları bırak.. .. ve ben de bir şeylerin gerçekleşmesini sağlarım.
Vous laissez ces gens partir, et j'organiserai quelque chose.
Ve ben de belki de tarihteki en berbat "Hamlet" prodüksiyonu ile başbaşa kalmıştım.
que c'est lui qui va le faire et il me laisse avec peut-être la production d'Hamlet dans l'histoire.
2.6'yı görünce kafayı yerler ve ben o tür bir zararı kabul edemem ayrıca ben altı aydır falan 4.7 altına inmedim hiç.
Ils vont criser en voyant un 2,6 et je ne veux pas en faire les frais. Je ne suis pas descendue en dessous de 4,7 en six mois.
Şimdi, aranızdan beni tanımayanlar için ki bu hepiniz oluyorsunuz adım Lacie Pound ve ister inanın ister inanmayın, ben Naomi'nin en eski arkadaşlarından biriyim.
Pour ceux qui ne me connaissent pas, c'est-à-dire tout le monde, je m'appelle Lacie Pound et croyez-le ou non, je suis une des plus vieilles amies de Naomi.
Yani, ben ara sıra kapsamımızı birazcık genişletmeye ve iklim değişikliği üzerine konuşmaya çalıştım ama o bunu sıkıcı buldu, o yüzden...
J'essayais parfois d'élargir nos sujets de conversation et de parler du changement climatique, mais elle trouvait ça ennuyeux...
Şu anda düşünüyorum da sen, ben ve Louis bir odaya girip barış çubuğu yakmalıyız. - Söylediğini düşündüğüm şeyden mi bahsediyorsun?
Je pense que pour le moment nous devrions aller dans une piece et fume un calumet de la paix es tu en train de dire ce que je pense que tu dis?
Tek sahip olduğu şey sen, ben ve gemidekilerdi. Ve artık o ölü.
Toi et moi et le reste de l'équipage étions tout ce qu'il avait, et maintenant il est mort.
Ve şimdi ben kızlardan biriyle evleniyorum ve tamamen panik olmuş haldeyim.
Et maintenant, je me marie avec une de ces filles et ça me fait paniquer à mort.
Ben 12 yaşında bir Rus Spor Okulu kaçağıyım. Bira partisi ve yatacak bir yer arıyorum.
J'ai 12 ans, je me suis échappée d'une école de gymnastique russe.
Ben de denedim ve tüm alabildigim varolussal endiseler oldu.
J'ai aussi essayé ça et je n'ai eu qu'une angoisse existentielle. - Oh, mon Dieu.
Ben de iyilik yapıyorum ve her anından nefret ediyorum.
Donc je fais les choses bien... et j'en déteste chaque moment.
Yalnızlık çektiğini hissediyordum, ben de ailemizin tamamlanmasını diledim ve birkaç gün sonra ne oldu biliyor musun?
Je pouvais dire que tu étais seule, donc j'ai souhaité que notre famille soit complète, et tu sais ce qui est arrivé quelques jours après?
Ve o zamanlar ki birçok oyuncu gibi paranın sonsuza kadar kalacağını düşündüm ama sonra farkettim ki kalmıyor ben de daha iyi bir adam oldum.
Comme beaucoup, je pensais que ça durerait, j'ai réalisé que non et ça m'a servi de leçon.
Olanları seninle ve Jackson'la ben de yaşadım. Bu kez her şeyin farklı gelişmesi için yardım etmeye çalışıyorum.
J'ai connu tout ça, avec toi, avec Jackson, et je voulais juste essayer d'aider, de quelque manière que ce soit pour que cette fois-ci ça puisse être différent.
Ben hayatta kalmasına yardım edecek bir alet görürken o gereksiz ve tehlikeli bir alet gördü.
Ce que je voyais comme un objet de survie elle le voyait comme une arme dangereuse et inappropriée.
Bunu düzeltmek zorundayız. Sen ve ben. Bir de Dr. Webber.
C'est juste que nos problèmes sont soudainement gérables.
Birkaç hafta sonra mahkemem başlayacak ve ben artık yokum.
Un hôpital de l'Armée. Tu lui as parlé? Comment va-t-elle?
Ben de "biliyorum bebeğim ama devleti ve kiliseyi ayırmam gerek" derim.
Vous comprenez?
- Emeklediğimiz mesafe ve açıya bakarsak ben tahminim 1 metre yeraltında olduğumuz yönünde kullanırdım.
De cette distance et d'après l'angle avec lequel nous avons rampé J'estimerais plutôt trois pieds sous terre ( + - 1 mètre ).
İkimiz de aynı şeyi yapıyoruz, sen ve ben.
Nous faisons la même chose, vous et moi.
Alexei ve ben aynı şey bize de olur diye korku içindeyiz.
Alexei et moi vivons dans la terreur qui la même chose nous arrivera.
Ben önemsiz bir insanım ve seni olayın dışına itseydim çok fazla vicdan azabım olurdu.
Je ne suis personne et je me sentirais coupable de te tenir à distance.
Artık sevdiğim işte çalışamıyordum... ve sanırım ben hala bir erkek olduğumu kendime kanıtlamam gerektiğini hissettim.
Je ne pouvais plus travailler à ce travail que j'adorais... et je sais pas... j'avais besoin de me prouver que j'étais toujours un homme.
Sorun şu ki Janet dükkâna pek uğramaz ve ben onun üvey oğluyum ve de satıştan sorumlu müdür yardımcısıyım.
En fait, Janet ne vient pas souvent au magasin, je suis son beau-fils et le vice-président des ventes alors...
Ben de, ve Sam's Club'a gidiyorum.
Moi non plus, et je vais à Sam's Club.
Nişanlım ve ben yeni satın aldık.
Mon fiancé et moi venons de l'acheter.
Schmidt renk kodlaması yapmış, ve ben hangisi olduğunu bulamıyorum.
Schmidt a ce système de couleurs, et je n'arrive pas à trouver le bon.
Ve ayrıca ben şarabımı köpüklü, pembe ve 11 $'ın altında tercih ederim.
Et aussi, je préfère mon vin pétillant, rose et en dessous de 10 €..
Ayrıca, Riley Angela'nın Emma'yı bir saatliğine görmesine izin vermem için beni ikna etti ve ben orada olmak istemedim.
Riley m'a convaincu de laisser Angela voir Emma pendant une heure et je veux être loin quand ça arrive.
Aynı emirle ben de görevden azledildim ve Kaptan Joe Meylan geminin kontrolünü ele aldı.
Par ce même ordre, je suis aussi relevé de mes fonctions, et le commandant Joe Meylan prend le commandement de ce navire.
- Kaptan. Ben ve ekibim her belgeye, her kütüğe baktık... ve ekibinizin her anahtar üyesini aldık.
Mon équipe et moi avons épluché chaque fichier, chaque journal, et déchu chaque membre-clé de votre équipage.
Grace de kaybolmadan önce bana yardım etmeye çalışıyordu ve ben ona kızdım.
Grace essayait de m'aider avant sa disparition et je me suis fâché avec elle.
Cameron ve Ben SwapMeet için haftalık proje toplantısı yapmaya karar verdik ve senin de uyumlu bir katılımcı olacağını düşündük.
Avec Cameron, on a pr � vu une r � union de projet pour rationaliser l'int � gration de SwapMeet. Tu pourrais nous � tre d'une aide pr � cieuse.
Ben Oliver Queen, dürüstçe ve tarafsız bir şekilde.. .. belediye başkanlığı görevimi yerine getireceğime.. .. yemin ediyorum.
Moi, Oliver Queen, jure solennellement de remplir fidèlement et avec impartialité, mes obligations à la mairie.
Açıkçası ben, tamir ve bakımla ilgileniyorum.
Je fais juste de la réparation et de la maintenance.
Mick Rory, kundakçı. Ve Firestorm, Jefferson Jackson ve ben Martin Stein'ın birleşiminden oluşmuş süper güç.
Heat Wave, ou Mick Rory, et Firestorm, la forme fusionnée de Jefferson Jackson et moi-même, Martin Stein.
- Meslektaşım ve ben izafiyet teorinizle ilgili bir şey tartışıyorduk.
- Mon collègue et moi venons d'avoir un débat plutôt animé à propos de votre théorie de la relativité.
Tamam. 39 derece ateşim var ve ben sandelyeyle konuşuyorum, ben iyi konuş...
J'ai 39,5 ° de fièvre et je parle à une chaise et je ne suis pas doué pour ça...
Şimdi yoga, meditasyon yapıyorum ve veganım... Ne hâle geldim ben böyle?
Maintenant je fais du yoga, de la méditation, et... je suis végétarien, et je ne sais pas.
Georgie ve ben mahzeden bir kaç haftadır dolanıyorduk, birinin kimse görmeden nasıl dışarı çıkacağını anlamaya çalışıyorduk.
Georgie et moi explorons la crypte depuis plusieurs semaines maintenant, essayant de trouver comment s'en échapper sans être vu.
Biliyorsun sadece kızlar ve ben .. dikkat dağıtıcı başka bir şey yok.
C'est juste moi et mes enfants et pas de distractions.
Ben de bir aile ve iyi bir takım, olmak istiyorum eve ama beraber yaşayamayız.
Je veux que nous soyons une famille et une équipe, oui, mais, nous ne pouvons pas vivre ensemble.
Zane ve ben sonunda birlikte çalışma şansı yakalamıştık Tüm bu yıllardan sonra, bu oluyor.
On avait enfin la chance de retravailler ensemble avec Zane après toutes ces années, et voilà que ça arrive.
Ben de kendisiyle yüzleştim ve o da patladı, Ban bir daha kendisine nereye gittiğini sormamamı söyledi.
Alors je me suis confrontée à lui et il a explosé, me disant de ne jamais lui redemander où il allait.
Bu sadece şanstı, Ve ben hala bu kurbanın kimliğini bulabilirim, Çok teşekkür ederim.
C'était un coup de chance, et je peux toujours identifier cette victime, merci beaucoup.
Ve bildiğim kadarıyla, Ben giderken de ofis tamamen boştu.
Et pour autant que je sache, le bureau était complètement vide quand je suis parti.
MI6'dan eski bir arkadaşım, Bryce Roberts, Ben ve Marcus'u bir nevi P.I işi için kiraladı, Manchester Enerji'nin GMY'nın bilgisayarına
Un vieil ami à moi du MI6, Bryce Roberts, m'a engagé avec Marcus pour faire un travail de privé, installer un logiciel espion sur l'ordinateur du vice-président de la Manchester Energy.
ve benim 32
ve beni 30
ve bence 17
ve bende 18
ve ben 446
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ve beni 30
ve bence 17
ve bende 18
ve ben 446
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de bilmiyorum 136
ben de seninkini 17
ben de üzgünüm 58
ben de biliyorum 56
ben de geliyorum 183
ben de öyle düşünüyorum 92
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de bilmiyorum 136
ben de seninkini 17
ben de üzgünüm 58
ben de biliyorum 56
ben de geliyorum 183
ben de öyle düşünüyorum 92