English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Ver onu

Ver onu translate French

4,642 parallel translation
- Ne? Boş ver onu Alfred.
Qu'importe, Alfred.
İzin ver onu işini bitireyim.
Laisse moi le finir
- Geri ver onu!
- Rends le moi!
Boş ver onu.
Ignore le.
Onunla bir kaç dakika yalnız geçirmeme izin ver onu konuşturmayı başarabilirim.
Quelques minutes seul et, je peux l'amener à en parler, aussi.
Hey, hey, ver onu bana.
Hey, hey, rends-moi ça.
Boş ver onu, artık gitmemiz lazım.
Ça n'a plus d'importance.
- Bize ver onu! - Ah!
Donne-le!
Ver onu bana.
Donne le moi. Donne le moi! Où est-il?
- Ver onu bana!
Trouves en une toi même.
- Boş ver onu gitsin.
- Allez, tant pis pour lui.
Sen boş ver onu.
T'occupe pas de lui.
Hemen ver onu bana.
Rend le moi maintenant.
Bana ver onu!
Toi alors... Donne-moi ça!
Boş ver onu!
Qu'il aille se faire foutre.
Boş ver onu.
- Laissez-le. Partons.
Ver onu veri! Özeldir!
Rendez-moi ça, c'est personnel!
Bu ciddi bir ihlaldir. - Geri ver onu.
- Vous êtes en infraction, jeune fille!
Ver onu bana, dostum.
Donne moi ça, mec.
Ver onu bana!
Donne-le moi!
Ver onu bana.
Donne-moi ça.
Boş ver sen onu.
Ne faites pas attention.
Onu bana ver, sonra da git kendi yoluna.
Maintenant livrez le. et passer votre chemin.
Onu bana ver.
Alors relâchez le.
Onu sana getirmeme izin ver.
Laisse-moi le ramener.
Ver onu bana.
Donnez-moi ça.
Onu da ver.
Donnez-moi ça.
- Onu suçla veya gitmesine izin ver.
Vous devez l'inculper ou le laisser partir.
Ne yapıyorsun? Onu geri ver!
Qu'est-ce que...
Hadi ama Zeb, Rachel'a bir merhaba öpücüğü ver. Altı aydır onu görmedin.
Allez, Zeb, embrasse Rachel pour dire bonjour, tu ne l'as pas vu depuis six mois.
Onu boğan bir gecede Bir aktrist'e, acı veren sıcak bir aşkı Kaybetti.
"qui souffre, " ver de terre amoureux d'une étoile. "
Sadece oğlumla gerçekten konuşabilmek istiyorum, yani onu etraflarda görürsen ona haber ver.
Je veux juste avoir une vraie conversation avec mon fils, préviens-moi si tu le vois.
Bana adresi ver. ben senin için onu alırım.
Envoyez-moi l'adresse et je vais aller la chercher pour toi.
Onu bana ver kardeşim.
Tu peux me donner à lui, mon frère.
Numarasını ver, ben onu ararım.
Donne moi son numéro. je vais l'appeler.
- Onu hizaya sokmama izin ver.
Laisse-moi lui tendre une perche.
Jimmy, ver onu bana.
- Donne ça.
Onu bana ver.
Donne-le-moi.
Onu bana ver tatlım.
Donne moi ça, bébé.
Ne olursa olsun, ne yapman gerekirse yap ve onu onlara bırakmayacağına söz ver.
Peu importe ce qui se passe, peu importe ce que tu auras à faire, jure-le-moi. Jure-moi que tu ne les laisseras jamais l'emmener.
Hayır, onu incitme. Bana zarar ver.
Non, lui fais rien...
İyi iş çıkardın şimdi onu adama ver.
C'est bien, maintenant donner à l'homme.
Onu görmeme izin ver.
Laissez-moi voir.
Senden rica ediyorum onu bana ver ki başlattığım işi bitireyim.
Je vous demande de me le remettre pour que je finisse ce que j'ai commencé.
İki : Eğer bir cadıyı öldüreceksen onu ateşe ver.
Ensuite, pour tuer une sorcière, mettez-lui le feu au derrière.
Ver onu bana.
- Donne-le-moi!
Geçmeme izin ver ki onu bulabileyim.
Laissez-moi passer.
Sözlerime kulak ver. Onu kurtarmak için en affedilmez günahını bul.
Sache que tu dois reconnaître ton plus gros péché pour la sauver.
- Lütfen onu hemen bana ver.
- S'il vous plaît, donnez-la-moi.
hadi, onu bana ver.
Viens, donne-moi ça.
Şifreleri değiştiriyordu, o yüzden sisteme girip onu durduramıyordunuz.
Le ver changeait les mots de passe, alors on ne pouvait pas l'arrêter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]