Çok güzel bir gece translate French
154 parallel translation
Çok güzel bir gece.
Et une belle nuit.
- Çok güzel bir gece geçireceğim.
- Je vais passer une soirée charmante.
Çok güzel bir gece, değil mi?
Quelle soirée!
Çok güzel bir gece.
La nuit est magnifique.
- Buraya sık gelir misin? - Sabahleyin buraya gelen bir erkek..... ya çok güzel bir gece geçirmiştir ya da çok kötü. - Asla.
- Vous venez souvent?
Çok güzel bir gece.
Superbe nuit.
Çok güzel bir gece, değil mi?
Agréable soirée, n'est-ce pas?
- Çok güzel bir gece, değil mi?
- C'est une belle nuit, hein?
Çok güzel bir gece değil mi?
Quelle belle soirée!
Çok güzel bir gece, Marcello.
Quelle nuit merveilleuse, Marcello.
Çok güzel bir gece.
Une belle nuit.
Çok güzel bir gece.
C'est une belle soirée.
Çok güzel bir gece.
C'est une si belle nuit.
Bu gece randevular için çok güzel bir gece.
C'est un bon soir.
Çok güzel bir gece.
C'est une si belle soirée.
Dün gece çok güzel bir geceydi.
J'ai eu du beau temps la nuit derniere.
"Bu gece" "Çok güzel bir gece olacak kardeşim"
La nuit sera bonne, frérot
Tatlım, o gece çok güzel bir gece geçirdik öyle değil mi?
Chérie, on a passé une soirée géniale, n'est-ce pas?
sana çok güzel bir gece çantası alabiliriz tabi eğer 200 $'lık bir çek daha kullanırsan.
Par exemple, une magnifique pochette de perles, si tu fais un autre chèque sans provision pour 200 $.
Çok güzel bir gece, değil mi?
Cette nuit n'est-elle pas splendide?
Çok güzel bir gece.
C'est une belle nuit!
Çok güzel bir gece.
Il y a une nuit diabolique dehors.
Çok güzel bir gece olacak.
On va passer une bonne soirée.
Çok güzel bir gece geçirdim, Agnes söylemek gerekirse.
Je dois le dire, j'ai passé une charmante soirée, Agnès.
Bu adalarda çok güzel bir gece ve biz Troutlar sizlere özel spesiyalimizi hazırladık : Karides Trout.
C'est l'heure de bouffer dans les îles et les Trout ont préparé leurs fameuses crevettes à la Trout.
Betsy çok güzel bir gece.
Oh, Betsy. Quelle nuit merveilleuse.
- Tanrım, çok güzel bir gece.
- Quelle belle nuit.
Çok güzel bir gece değil mi?
Belle soirée, n'est-ce pas?
Çok güzel bir gece ve herşey barış içinde... sanırım aşık olmayı düşünebiliriz.
La nuit est belle... tout est paisible... occupons-nous de tomber amoureux.
Birinci sebebi : Bu gece her şeyi gören çok güzel bir kat görevlisi var. Beni odasına girerken görür.
La charmante femme de chambre... pourrait me voir entrer.
Bu gece Jim gibi büyük bir adamla birlikteydin. Muhtemelen sana dışarısı hakkında akla çok güzel gelen bir sürü saçmalıktan bahsetti.
Tu as vu Jim ce soir, tu reviens avec des idées plein la tête.
Ama bu gece gezmek için çok güzel bir hava var.
Ça nous a promenés.
Çok güzel bir gece efendim.
Belle soirée, pas vrai?
O iş için güzel bir gece... değil mi O'Hara? - Ay çok güzel.
- La lune est belle.
Güzel bir akşam yemeği için henüz çok erken ama beni yoğun bir gece bekliyor.
Il est bien trop tôt pour les civilités mais j'ai une soirée chargée.
Evet, çok güzel olmalı her sabah birlikte ata bineceğin öyle iki oğlun olması. Sonra öyle bir kadının her gece.
Oui, ça me plairait... de sortir à cheval avec deux fils... d'avoir une femme comme elle, chaque nuit... tout contre moi.
Ayrıca çok da güzel bir gece, neden olmasın?
La nuit est si belle, pourquoi pas?
Dün gece dünyam başıma yıkıldı her şeyden çok sevdiğim kadının o güzel ismini lakayt bir gencin ağzından duyunca birden yaşlandığımı hissettim.
Ma vie s'est brisée cette nuit. Quand on voit ce que l'on a aimé le plus au monde être traîné dans la boue par une nouvelle jeunesse. On se sent subitement vieux.
İçimde, bu gece çok güzel olacakmış gibi bir his var.
J'ai l'impression que la nuit sera longue.
Sonra bir gece, bir klüpte... Çok güzel bir Paris giysisi içinde, sizi kapıda görüyorum.
Et puis un soir, alors que j'étais dans un club... vêtue d'une superbe robe haute couture, je vous voyais à la porte.
Tatlım, bu gece çok güzel bir var.
Il y a un bon film ce soir.
Bu gece büyükanneni aradığımızda çok heyecanlandı. Onunla kalacağını duyunca çok sevindi. Senin için bir sürü güzel şey planlamış.
Quand j'ai appelé grand-mère ce soir... elle était vraiment contente que tu passes quelques jours chez elle... et elle a un tas de projets formidables pour vous deux.
Gerçekten öyle efendim, ama çok güzel bir gün. Dün gece, Anglo-Sakson halkının önceden planlı orkestrasyonunun ansiklopedik uygulamasını kutladım.
En effet, Altesse, mais c'est un grand jour, car j'ai célébré hier soir l'aboutissement encyclopédique de l'orchestration préméditée du démotique anglo-saxon.
Dün gece güzel bir program izledim. - İtalya'nın en çok izlenen programı.
Hier, j'ai regardé la télévision, un bon programme.
Güzel, çünkü bu gece çok ateşli bir randevum var.
Tant mieux, parce que j'ai un rencard.
Böyle şeyler başıma çok gelmese de bir gece ünlü biriyle akşam yemeği yemiştim hayatımda geçirdiğim en güzel geceydi.
- Il ne m'arrive pas grand-chose. Mais j'ai dîné une fois avec une star. Ce fut la nuit la plus merveilleuse de ma vie.
Jerry, dün gece çok güzel bir horoz dövüşünü kaçırdın.
Jerry, tu as raté un super combat, hier soir.
Bu gece, bir sonra ki, iler karakola gideceğim. Patika çok güzel.
Je me rends à l'autre avant-poste ce soir.
Her gece yatağa aynı erkekle girmek çok güzel bir şey.
C'est bien de coucher tous les soirs avec le même homme.
Bu gece çok güzel bir açık arttırma olacak!
Quelle belle vente aux enchères cela va être!
- Bir gece için çok güzel bir çift olduk.
Oui, pour une soirée.
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44