Çok güzel kokuyorsun translate French
141 parallel translation
Çok güzel kokuyorsun.
Ah! ce que tu sens bon.
- Çok güzel kokuyorsun.
Tu t'es mis du parfum!
- Evet, çok güzel kokuyorsun.
Oui, petite vachette, comme du bon lait.
- Çok güzel kokuyorsun.
Tu sens bon.
Çok güzel kokuyorsun.
Tu sens bon.
Oh, vay canına, çok güzel kokuyorsun!
Ce que tu sens bon!
- Çok güzel kokuyorsun.
- Quel parfum! - Tu aimes?
Çok güzelsin, çok güzel kokuyorsun.
Vous êtes merveilleuse, vous sentez merveilleusement bon.
Diane, çok güzel kokuyorsun. Nedir bu?
Diane, vous sentez bon!
Lewis, çok güzel kokuyorsun.
Tu sens formidablement bon.
Çok güzel kokuyorsun.
J'aime ton odeur.
- Çok güzel kokuyorsun.
- Tu sens tellement bon.
Oh, Tanrım. Oh, çok güzel kokuyorsun.
Oh, j'aime cette douce odeur de crasse.
Çok güzel kokuyorsun.
Tu sens très bon...
Bu parfüm ne? Çok güzel kokuyorsun.
Ça sent bon, ce parfum!
Çok güzel kokuyorsun.
- Tu sens bon aussi. - Merci.
Ve her zaman çok güzel kokuyorsun.
Tu sens toujours si bon.
Çok güzel kokuyorsun.
Elle sent bon.
Tanrım, çok güzel kokuyorsun.
Vous sentez bon...
Oh, çok güzel kokuyorsun.
Tu sens si bon.
Çok güzel kokuyorsun.
- Tu sens si bon.
Çok güzel kokuyorsun.
Il y a une bonne odeur qui vient de vous.
Yine de tüm bunlardan sonra biraz mutluluğu hakettiğini düşün müyor musun? Muhtemelen bu iyi bir fikir değil. Çok güzel kokuyorsun.
Et tu ne crois pas... qu'après tellement de temps, tu mérites un peu de bonheur? C'est pas vraiment une bonne idée.
Oh, çok güzel kokuyorsun.
Qu'est-ce que tu sens bon.
Ai, çok güzel kokuyorsun.
Ai, tu sens bon!
çok güzel kokuyorsun.
- Tu sens très bon.
Çok güzel kokuyorsun.
Vous sentez divinement bon.
Bunu sadece sarhoş ve yalnız olduğum için yaptığımı biliyorsun. Ve çok güzel kokuyorsun.
Je fais ça parce que je suis seule et bourrée, et que tu sens trop bon.
Biliyorum çünkü sen çok güzel kokuyorsun.
Je le sais parce que tu sens bon.
- Tanrım, çok güzel kokuyorsun.
- Ce que tu sens bon.
Çok güzel kokuyorsun. - Seni utanmaz.
- Sacré Mercenaire!
Çok güzel kokuyorsun, J.
J, tu sens bon.
Çok güzel kokuyorsun.
- Tu sens super bon.
Çok güzel kokuyorsun.
Et tu sens grand!
Çok güzel kokuyorsun.
Tu sens vraiment bon.
- Çok güzel kokuyorsun.
- Tu sens très bon.
Çünkü sen zaten çok güzel kokuyorsun.
Parce que tu sens déjà si bon.
Mmm, çok güzel kokuyorsun.
Mmm, tu sens si bon.
Çok güzel kokuyorsun, erkeklerin bazen koktuğu gibi.
Tu sens bon comme sentent parfois les hommes.
- Çok güzel kokuyorsun, Iria!
- Tu sens bon, Íria.
Joanie, çok güzel kokuyorsun.
Joanie, tu sens si bon.
Büyükanne, hep çok güzel kokuyorsun.
Mamie, tu sens toujours bon.
Biliyor musun, sen Chanel No. 5'ten çok daha güzel kokuyorsun.
- Je préfère ça à Chanel. - Pourquoi avais-tu du succès?
Çok güzel kokuyorsun.
Tu sens si bon.
Çok güzel kokuyorsun...
Ah!
- Çok güzel kokuyorsun.
- Tu sens bon.
Çok da güzel kokuyorsun.
Et tu sens bon.
Mmm, çok güzel kokuyorsun Dawson.
- Je ne le demanderai plus.
"Saçmalama tatlım. Nefesin çok güzel. Gül gibi kokuyorsun."
"Mais non chérie, tu as bonne haleine, aussi fraîche qu'une rose".
Çok güzel kokuyorsun. Bunu sürmene bayılıyorum.
Tu sens très bon.
- Çok da güzel kokuyorsun.
- Et vous sentez bon aussi.
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44