Çok kötü translate French
22,546 parallel translation
Hayır, hayır, hayır. Benim kulaklarım çok kötü.
Non, c'est moi qui entends mal.
Çok kötü oldu bu!
C'est trop bête.
Gerçekten mi? Oral sekste çok kötü olurdun.
Tu serais nul en pipes, alors.
Hepimiz çok kötü şeyler yaptık.
Nous avons tous commis des horreurs.
Gossip Girl'ün tanıtım videoları çok kötü dedi.
Il disait que les caravanes de Gossip Girl étaient pourries.
Warner Brothers çok kötü.
Warner Bros. n'en a rien à foutre.
- Çok kötü.
- Oui. - C'est dingue.
O uygulamayı sıfırlamak çok kötü oluyor.
Je déteste devoir remettre l'appli à zéro.
- Çok kötü.
- C'est pas de chance.
Dün gece için kendimi çok kötü hissediyorum.
Je me sens super mal à cause de la soirée.
Çok kötü kalplisin.
Tu es cruel. Tu le savais, ça?
Bulucu aletin icat edilmesine daha onlarca yıl olması çok kötü.
Les mauvaises découvertes sont au moins une dizaines d'années en arrière.
Temiz bir önlüğü bu şekilde mahvetmek çok kötü. Gidebiliriz.
C'est dommage de salir une blouse si propre, bref, allons-y.
Seni, daha önce de böyle görmüştüm ve sonu çok kötü bitmişti.
Je t'ai déjà vue comme ça, et ça va mal se finir.
Jesus, yiyecek durumunuzun şu an çok kötü olduğunu söyledi.
Jesus dit que votre situation alimentaire était un défi maintenant.
Oğlum çok kötü bilinç kayıpları yaşıyor.
Mon fils a des grosses absences.
- Çok kötü olacak.
- Ça va être moche.
Çok kötü yaralanmışsın.
Vous avez été bien amoché.
Hayır. Çok kötü bir gün geçiriyorum.
Non, c'est une très mauvaise journée.
Seni bıraktığımdan beri hayatım çok kötü.
Depuis que je t'ai quittée, ma vie est allée de travers.
Alt kesimdenmiş gibi muamele görmek çok kötü.
Mais pire d'être traité inférieurement.
- Çok kötü.
C'est horrible.
İnsanlar, birbiri adına çok kötü şeyler yaptılar.
- Certains ont fait bien pire.
Emniyet'ten kovulduğum zaman yani kıyaslanamaz biliyorum ama çok kötü hissetmiştim.
Quand j'ai été renvoyé de la police du Capitole... Je sais que ce n'est pas comparable, mais j'étais au plus mal.
Bu çok kötü, çünkü seninle geliyorum.
C'est tellement triste, parce que j'y vais avec toi.
Irkçılık iş için çok kötü.
Le racisme est mauvais pour le business.
- Neredeler acaba? - Çok kötü bir düşünce geldi aklıma.
- J'ai eu une horrible pensée.
Bu adam bilet alacak durumda değil. Durumu çok kötü.
Il n'a pas besoin d'acheter de billet.
Adam çok kötü, yığılıp kalmasın!
Il est faible, il pourrait tomber.
Basında gerçekten de çok kötü şeyler yazıyor.
La presse ne t'as pas épargné.
O çok kötü yara aldı.
Il est blessé, c'est sérieux...
Bak, kötü çok kötü... ve bunları sana teslim edene kadan vazgeçmeyeceğini biliyorum, al işte hepsi bu.
C'est merdique. Je sais que tu ne renonceras pas avant que je le rende, donc voilà.
Küçük oğlumun görme yeteneği çok kötü.
Mon petit garçon a... une très mauvaise vue.
- Sorun değil. Boş ver. - Paylaşmak için çok kötü biri değil.
C'est pas grave, ce n'est pas si terrible de partager.
- Sence ona bir şey olmuş mudur? - Çok kötü bu. Yani...
- Ce pervers a-t-il eu des ennuis?
Bu çok kötü oldu.
C'est vraiment très grave.
- Beni çok kötü bir duruma soktun.
Vous m'avez mis dans une position désagréable...
Yanis, kötürüm kaldın ve çok kötü hissediyorum.
Yanis, tu es paralysé, et je me sens vraiment mal.
Hepimiz için çok kötü olurdu.
Ce qui est très mauvais pour nous tous.
Kaçtığı zamansa "Lütfen bu sefer çok kötü bir şey yapmasın."
Et quand il s'échappe, je prie pour qu'il ne fasse rien d'horrible, cette fois.
Çok karanlık ve çirkindi, beni çok kötü etkiliyordu.
Elle était sinistre et moche, ça me rendait fou.
- Savaş suçlarını karşılaştıracaksak seninkiler çok daha kötü.
Si vous voulez comparer les crimes de guerre, les vôtres sont bien pires.
Kötü haberse çok ağaç var.
C'est la mauvaise nouvelle, trop d'arbres.
Göründüğünden çok daha kötü bir şey bu.
Ce qui a l'air plus cool que ça ne l'est.
Çok ama çok kötü bir şey.
Un truc vraiment, vraiment moche.
Çok kötü bir yer.
Et... C'est horrible.
Çok saçma. Kendimi kötü hissettim ve kocam da gelip beni eve götürecekti.
Mon mari m'a vite ramenée à la maison.
- Bu çok kötü.
- C'est affreux.
Beni kötü göstermek için çok fazla uğraştılar.
Elle s'est donnée beaucoup de mal pour me nuire.
Dünyanın geleceği tehlikede. Ve böyle kendini öldürmeye çalışmaya devam edersen bu annen ve benim için ne kadar kötü olsa da ki sen ölürsen ben de ölürüm ben bu küstah ergen egon yüzünden ölecek milyarlarca insan için daha çok endişeleniyorum!
L'avenir du monde est en jeu, et si tu insistes pour te faire tuer, aussi terrible que se soit pour ta mère, ou pour moi, qui, veut dire aussi mourir, je suis plus préoccupé par les milliards de gens
Pek çok yeteneği olan kötü adamlar. - Uçağı nasıl ele geçirdiler?
- Comment ont-ils prit l'avion?
çok kötüyüm 33
çok kötüsün 99
çok kötü bir şey 17
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kötü durumda 17
çok kötü değil 64
çok kötü görünüyorsun 23
çok kötüsün 99
çok kötü bir şey 17
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kötü durumda 17
çok kötü değil 64
çok kötü görünüyorsun 23
çok kötüydü 74
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü mü 170
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü mü 170