Çok şey biliyorsun translate French
501 parallel translation
Polislerden daha çok şey biliyorsun.
Dites, vous n'en savez pas plus que les flics.
Bu şehirdeki herkesten çok şey biliyorsun. Ve bahse girerim polise gidip bildiğin her şeyi anlatacaksın.
Tu risques d'aller me dénoncer aux flics.
Çok şey biliyorsun.
Vous en savez trop!
O kadar küçük. Yıldızlar hakkında nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
Où as-tu appris tout ça?
Niçin? - Çok şey biliyorsun.
Vous connaissez tant de choses.
Crystal Kingsby hakkında çok şey biliyorsun.
Vous en savez beaucoup sur Chrystal.
Artık hakkında daha çok şey biliyorsun.
Maintenant vous en savez plus sur lui. Oui.
- Bir balıkçıya göre çok şey biliyorsun.
- Vous êtes partout pour un pêcheur.
Pekala. Onun hakkında çok şey biliyorsun.
Vous savez des choses sur lui.
Silahlar hakkında çok şey biliyorsun.
Tu as l'air de t'y connaître en revolvers.
Benden daha çok şey biliyorsun.
Tu en sais plus que moi.
O kadar çok şey biliyorsun, ve hiçbir şey bilmiyorsun.
Toi qui sais tant de choses, en fait, tu ne sais rien.
Anlaşılan çok şey biliyorsun.
il semble, que tu ais beaucoup d'informations.
Dinle, bence çok şey biliyorsun.
Je crois que tu en sais trop.
NasıI oluyor da bu kadar çok şey biliyorsun?
Comment le sais-tu? Personne n'en sait rien.
Pek çok şey biliyorsun, değil mi, Pilot?
Mince, tu en sais des choses, pas vrai, Pilote?
Çok şey biliyorsun!
J'ai entendu Sieur Terada le dire â mon cousin.
Her konuda çok şey biliyorsun, değil mi?
Vous savez un tas de choses, hein?
- Çok şey biliyorsun, dişsel dostum.
- Vous en savez trop, mon dentaire ami!
Bu konuda çok şey biliyorsun.
Vous en savez plus à ce sujet.
Bildiğimden daha çok şey biliyorsun.
Tu en sais beaucoup plus que moi.
Çok şey biliyorsun.
Tu en sais trop.
Kırlangıçlar hakkında ne çok şey biliyorsun.
Comment savez-vous tout cela sur les hirondelles?
Hakkımızda ne de çok şey biliyorsun sen!
Eh bien! Tu en sais des choses, sur notre famille.
Bunun beni ilgilendirmediğini ve burnumu ait olmadığı işlere soktuğumu biliyorum. ve sen bu şeyler hakkında kesinlikle benden daha çok şey biliyorsun.
Je sais que ça me regarde pas et que je fourre mon nez partout et vous devez en savoir plus que moi là-dessus.
Bence, benim hakkımda çok şey biliyorsun.
Que tu en sais trop sur moi.
Nasıl oluyor da, Kızılderililer hakkında bu kadar çok şey biliyorsun?
Comment en sais-tu autant sur les indiens?
Bak John, birkaç şeyi benim için açıklamalısın çünkü burada neler olduğunu bilmiyorum! Çok şey biliyorsun.
Ecoutez, il va falloir que vous éclaircissiez certains points parce que je ne comprends rien!
Beslenme hakkında çok şey biliyorsun öyle mi?
Vous vous y connaissez en diététique?
Çok özür dilerim anne ama çok şey biliyorsun.
Je suis terriblement désolé, Mère... mais vous en savez trop.
- Ve sen nasıl oluyor da bu kadar çok şey biliyorsun?
Comment tu sais tout ça? Moi?
Açıkla bana. Çünkü onun hakkında çok şey biliyorsun.
Explique-moi, toi qui le connais si bien.
Çok şey biliyorsun, ama henüz yeterince değil.
Tu en sais trop, et pas assez.
Kariyerimle ilgili anlattığın şeyler. Benden çok şey biliyorsun.
Tu en sais plus sur ma carrière que moi.
Evet, ama sanıldığı kadar çok yardımcı olmadı... yanlız adamlarla ilgili nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
Oui. Mais ça n'a pas l'air de faire... comment vous en savez autant sur les hommes seuls?
- Kendimi ateşe atar mıyım sanıyorsun? - Çok fazla şey biliyorsun.
- Pour qu'on m'allonge le cou?
- Bu çok küçük bir şey biliyorsun.
Celui des "Nos-ancêtres-ont-vécu-ici"!
Çok fazla şey biliyorsun.
T'en sais beaucoup trop.
Ama biliyorsun, gençken... kendimi çok büyük bir şey zannederdim.
Et pourtant, tu le sais, quand j'étais jeune, moi aussi, j'ai cru... que j'aurais peut-être mon mot à dire.
Şey, çok ortak yönümüz yoktu ve o da oldukça popülerdi, biliyorsun.
Vous savez, il était très demandé.
Ben daha çok şey biliyorum ama sen de benden fazla şeyler biliyorsun, ha?
Vous m'accordez que j'en sais plus que vous. Mais pourtant, vous en savez plus que moi.
Neddy Amcadan nefret ettiğini ve Deadeye Dick ile İspanyol Korsanı dışında bir şey okumadığını çok iyi biliyorsun.
Elle n'aime que les histoires de pirates.
Biliyorsun sana hiçbir zaman çok şey veremedim.
Je ne t'ai pas beaucoup gâtée.
- Bu çok bir şey değil, biliyorsun.
- Ça, c'est pas difficile.
Biliyorsun, zavallı şey çok sarsılmış durumda.
Il était si ému, le pauvre.
Pomeroy'un elimizdeki bütün değersiz arazileri alması çok güzel oldu. Değersiz olduklarını nereden biliyorsun hayatım? Tek bir şey kesin, o da üzerinde petrol olmadığı.
Le premier soir où on allait diffuser Addams Family,
Ama o şeyden geriye hiçbir şey kalmazsa, biliyorsun... sana çok minnettar olacağız.
Mais s'il n'en restait rien, nous en serions reconnaissants.
Bir şey öğrenmek çok zor, Jonathan. Biliyorsun.
C'est difficile de trouver quoi que ce soit, tu sais, Jonathan.
Görünüşe göre çok insan tanıyorsun ve bir sürü şey biliyorsun.
Vous semblez connaître beaucoup de gens. Et beaucoup d'endroits et beaucoup de choses.
Şimdi... Şey, biliyorsun, biz seni gerçekten seviyoruz sen çok iyi bir kızsın.
Eh bien, tu vois, nous voulons que tu saches que nous t'aimons bien... et que tu es une bonne fille.
Biliyorsun, yapılacak tek şey çok geç olmadan buradan uzaklaşmak ve bir daha asla görüşmemek.
Tu sais, la seule chose à faire... est de sortir d'ici avant qu'il ne soit trop tard... et de ne plus jamais se revoir.
çok şey 46
çok şey mi istiyorum 23
çok şey öğrendim 19
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
çok şey mi istiyorum 23
çok şey öğrendim 19
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
biliyorsun işte 57
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok severim 65
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok severim 65
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224