Şaka gibi translate French
818 parallel translation
Bu sana şaka gibi mi görünüyor?
Ça te semble une blague?
Şaka gibi!
C'est marrant, hein?
Şaka gibi!
Je te jure. Il y a de quoi se marrer.
Bütün bu olanlar sana şaka gibi geliyor.
Vous traitez tout ça comme s'il s'agissait d'une plaisanterie.
Gerçekten şaka gibi bir şey olurdu.
Ce serait une grosse blague.
Meseleyi bir şaka gibi ele aldım.
J'ai pris tout ça à Ia plaisanterie.
Sana çektirdiğim onca çile için özür dilesem şaka gibi gelecektir kulağa.
Je plaisanterais sur toute cette triste histoire si ce n'était pour les problèmes que je t'ai causés.
Şaka gibi, "Meşaleyi unut temizliğin bir ucundan tut?"
On dirait une blague. "Oublie la torche et va nettoyer la véranda."
Bu şaka gibi olmaya başladı.
Ça tourne au délire.
Kötü bir şaka gibi, değil mi tatlım?
Elle est bien bonne, hein, chéri?
Pekala, bunun şaka gibi başladığını itiraf ediyorum. Ama uzun sürmedi.
J'admets qu'au début c'était une blague, mais ça n'a pas duré longtemps.
Şaka gibi, ama sabahtan beri sigara içmiyorum.
C'est pas vrai. Rien à fumer depuis ce matin.
Bu başkasının gülmeyeceği bir şaka gibi.
C'est un code entre nous
Sana şaka gibi gelebilir.
T'appelles ca une plaisanterie.
Biliyor musunuz Size şaka gibi gelecek ama, paraya ihtiyacım yok.
Vous savez, je ne vais pas vous mentir, j'ai besoin d'argent.
- Bu da şaka gibi mi görünüyor?
J'ai toujours l'air d'un rigolo?
Şaka gibi.
Elle est bien bonne.
şaka gibi.
Quelle ironie!
Enzino ellerini masadan kaldır. doksan lire kliniğin maliyeti oldu şaka gibi.
Enzino ne mange pas avec les mains. Quatre-vingt dix mille lires de clinique m'a coûté la plaisanterie.
- Kötü bir şaka gibi.
Une triste plaisanterie.
Şaka gibi.
Ce n'est pas vrai!
Bu kanal kötü bir şaka gibi.
Cette chaîne est la risée de tous.
Şaka gibi geliyor, ama gerçek.
Ça a l'air d'une blague, mais c'est vrai.
- Şaka gibi, değil mi?
- N'est-ce pas l'ironie du sort?
- Tabii şaka. Sadece küçük bir şaka gibi kulakların duysun diye. - Kulaklarına birşey mi oldu?
Comme toi avec nos tronches de bite à oreilles ou d'oreilles sans bite!
Bana pek şaka gibi gelmedi.
Je ne crois pas qu'il ait trouvé ça très drôle.
Şaka amaçlı onu biraz yatağa ittim, onu korkutuyormuş numarası yapıyordum "Bir yere gitmiyorsun" gibi.
Je l'ai juste poussée un peu sur le lit, juste pour plaisanter, comme faisant semblant que je l'effraye. "Tu vas rester ici", ou un truc du genre.
Herkes gibi deliydi. Sizinle benim gibi. Şaka yapmayın lütfen!
Il était fou comme nous tous, comme moi, comme vous!
Daha önce onun gibi şaka yapan birini duydun mu?
C'est un petit plaisantin.
Çünkü şaka yapıyordum, onu öpecekmiş gibi davranıyordum.
Je jouais à faire semblant de l'embrasser.
Senin gibi orta yaşlı vasıfsız bir işçi ile ilişkim olduğunu uydurmamın sadece şaka olduğunu sandı.
Il a pensé que c'était une blague. L'idée que je m'entiche d'un aventurier entre deux âges comme vous.
Her zamanki gibi sadece şaka yapıyordum.
Je plaisantais.
Şaka gibi.
Mous avons été bíen joués!
"Bir subaymış gibi davranmak" sadece bir şaka. Madde 498'a göre bu işin cezası 1,000 ila 10,000 lira arasında.
L'usurpation de titre, ce n'est rien, et il y a l'article 498 prévoyant une amende de 1 000 à 10 000 lires.
Bu gibi şeyler hakkında şaka yapma.
Ne blague pas à propos de ce genre de choses.
Şaka gibi.
C'est une plaisanterie.
Yanlış konularda şaka yapmak gibi kötü bir alışkanlığın var.
Vous avez la mauvaise habitude de plaisanter sur les choses sérieuses.
Ve Phil, senin için, senin gibi şaka kaldırabilen birine Manhattan'daki ünlü African Room'da iki kişilik akşam yemeği.
Quant à vous, Philip, voici une invitation pour deux au célèbre African Room de Manhattan.
1958. Bu gibi konularda şaka yapmanı istemiyorum.
En 58, et je t'interdis de plaisanter avec ca.
Şaka yapıyor gibi bir hâlim mi var?
Est-ce que j'ai l'air de plaisanter?
Eğitim hakkındaki her şey doğru... cehennemdeymiş gibi çalışacaksın... şaka değil.
Tout ce qu'on dit à propos Des UV est vrai. Tu dois bosser comme un malade, sans blague.
- Şaka yapıyor gibi mi görünüyorum?
- J'ai l'air de plaisanter?
Şaka gibi bu. - En azından, Nick'ın teklif ettiği işi...
Nick t'offrait un boulot plus...
Ayrıca senin de korkmuş gibi davranman gerek ve onlara şeker vermezsen, sana çok kötü bir şaka yaparlar.
II faut prétendre avoir peur. Si tu ne leur donnes rien, ils te jettent un sort.
Bell Dadı gibi iyi bir kadın olan kendi annene, böyle kötü bir şaka mı yapacaktın?
Tu veux faire une farce aussi cruelle... à une aussi brave femme que ta Mammy Bell?
Şaka mı yapıyorsun? Senin kredi kartına el koysalar, her şeyi bülbül gibi şakırdın.
La Gestapo n'aurait qu'à prendre ta carte de crédit Bloomingdale et tu leur dirais tout aussitôt.
Şaka yapar gibi bir halim var mı, Kenya gerillası?
J'ai l'air de plaisanter?
- Konuşurken, sesin Tom ve Jerry'deki fare gibi çıkıyor. - Şaka mı yapıyorsun?
Quand tu parles, on dirait la souris de Tom et Jerry.
Şaka mı yapıyorsun Peppy? Bu adamlar profesyonel gibi.
Ils jouent comme des pros.
Kulağa şaka gibi geliyordu.
- Ça avait l'air d'une plaisanterie.
- Erişte ver bana Bayan Stein! - Bluzum gibi kahverengiler. Bu eski bir şaka, her neyse.
Il me les teindra du même brun que mon chemisier, qui n'est plus qu'une loque.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
şaka yaptım 105
şaka yapıyorum 219
şaka yapıyorsun 566
şaka mı 93
şaka bir yana 33
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
şaka yaptım 105
şaka yapıyorum 219
şaka yapıyorsun 566
şaka mı 93
şaka bir yana 33