Bana bir şey olmayacak translate Portuguese
132 parallel translation
Bana bir şey olmayacak.
Eu vou ficar bem.
Bana bir şey olmayacak Aptal olma!
Nada vai me acontecer. Não seja tola.
Sürekli kendinize, "Bana bir şey olmayacak, iyi olacağım." diye telkinde bulunuyordunuz. Ansızın kafanıza bir şey dank ettiğinde ise "bir gün bu işten sıyrılıp kurtulamayacağım." diye düşünüyordunuz.
Tentavamos convencer-nos de que não nos ia acontecer nada e, de repente, descobrimos que nem sempre nos safamos.
Bana bir şey olmayacak.
Vai correr bem.
Bana bir şey olmayacak, biliyorsun.
Vai correr-me tudo bem, percebes?
Bana bir şey olmayacak.
Estou bem.
Bana bir şey olmayacak.
Eu fico bem.
"78 yaşıma kadar bana bir şey olmayacak."
Estarei bem até aos 78. "
Bana bir şey olmayacak.
Mas ele não me perderá.
Paul bana bir şey olmayacak.
Paul, nada me vai acontecer. Eu não vou morrer.
Bana bir şey olmayacak.
Vai correr tudo bem.
- Bana bir şey olmayacak.
- Não, tudo bem.
Bana bir şey olmayacak anneanne.
Vou ficar bem, avó.
Hadi ama ne yaptığımı biliyorum, bana bir şey olmayacak.
Vá lá, eu sei o que faço. Não me vai acontecer nada.
Tamam. Audrey, bu bana doğru gelmiyor. Bana bir şey olmayacak.
- Audrey, não me sinto à vontade com isto.
Lütfen, bana bir şey olmayacak.
Por favor!
Bana bir şey olmayacak.
Vou ficar bem.
Bana bir şey olmayacak. Söz veriyorum.
Ficarei bem, prometo.
- Bana bir şey olmayacak.
- Não morro.
Tatlım, bana bir şey olmayacak.
Querido, não vai acontecer nada.
Emma'yla git. Bana bir şey olmayacak.
Vai com a Emma.
- Bana bir şey olmayacak, söz veriyorum.
- Vai ser bom, prometo.
Bana bir şey olmayacak Claire.
Eu fico bem, Claire.
Rahat olun. Bana bir şey olmayacak.
Eu vou ficar bem.
Bana bir şey olmayacak.
Eu ficarei bem.
Her şey yolunda giderse,.. ... bana bir şey olmayacak ve zaman kendi doğrusal akışına devam edecek.
E se tudo der certo... saio de lá ileso, e o tempo fica linear de novo!
Bana bir şey olmayacak, tamam mı?
- Eu vou ficar bem. Está bem?
Kötüleri indireceksiniz ama bana bir şey olmayacak, değil mi?
Vocês vão apanhar os vilões, mas eu ficarei bem, certo?
Bana bir şey olmayacak.
Eu vou ficar bem. Estarei bem.
Tamam, bana bir şey olmayacak.
Bem, eu não irei ficar tramado.
Bana bir şey olmayacak, Manny.
Ficarei bem, Manny.
Bana bir şey olmayacak.
- Não, não. Eu fico bem.
Bir şey olmayacak, bana yardım edersen.
Não ocorrerá... se me ajudares.
Bana hiç bir şey olmayacak.
Não me vai acontecer nada.
Oh, inan bana, bu şey bir daha asla olmayacak.
Acredite-me. isso não vai acontecer novamente.
Bana da bir şey olmayacak.
Eu vou sobreviver também.
Sonra beni dalmaya götürdü ve evcil hayvanı olan deniz atıyla tanıştırdı ki o şey bana, davetkâr bakışlar atıyordu ama yok artık, böyle bir şey olmayacak tabii ki.
Depois, levou-me a mergulhar e apresentou-me ao seu cavalo marinho que se estava a atirar a mim. Pode tirar o cavalinho da chuva.
- Bir şey olmayacak, güven bana.
- Vai correr bem.
Bana ve Ajan Crane'e söylediklerine bakarsak böyle bir şey olmayacak.
Não vamos deixar que isso aconteça. Repita o que me disse a mim e ao agente Crane.
Güven bana, evlat. Bir şey olmayacak.
Confia em mim, rapaz, não há problema.
Sana bir şey söylemeliyim, ve bu hiç de kolay olmayacak. Şey, ama önce bana olay çıkarmayacağına. dair söz vermeni istiyorum
Tenho uma coisa para te contar e não vai ser fácil ouvires, mas tens de me prometer que não vais armar uma cena.
Güven bana. Bir şey olmayacak.
Acredita que fico bem.
Bana bir şey olmayacak.
Eu fico bem. Eu fico bem.
Haley, bana hiç bir şey olmayacak.
Haley, não me vai acontecer nada.
Ama asla olmayacak bir şey var. Yanıma gelip bana " Kaçırılmıştım.
Mas o que nunca acontecerá, o que não vou fazer, é pedir desculpa a uma adulta que venha ter comigo e diga :
Bize anlatmaya çalıştığın şey için müteşekkiriz, delikanlı. Bana istediğin veriyi ya da rakamları gösterebilirsin. Ama o koca şişman kayayı oradan kaldırmak için daha ucuz ve zeki bir fikirle gelmediğin müddetçe bu anlaşma olmayacak.
E aprecio o ponto de vista que tentas expor, filho, podes mostrar-me, todos os números e figuras que quiseres, mas o facto permanece que, se não vieres com uma ideia melhor e mais barata... sobre como despachar, aquela grande e grossa rocha,
Yani, sana bir şey olmayacak dediğimde, bana güvenmelisin.
Por isso, tens de confiar em mim quando te digo que vais ficar bem.
Güven bana, öyle bir şey olmayacak.
Confie em mim, eu não vou.
Bana söyleyebileceğin bir şey yok benim de sana söyleyebileceğim bir şey yok, baba değişen bir şey olmayacak.
Não há nada que me possas dizer e não há nada que eu te irei falar pai que vá fazer diferença.
Bana hiç bir şey olmayacak, tamam mı anne?
Não me vai acontecer nada, mãe, ok?
Hiç önemli değil. Bana bir şey olsa bile sana bir şey olmayacak.
E, tudo bem, mesmo que me aconteça alguma coisa, tu ficas bem.
bana bir sigara ver 29
bana biraz para ver 28
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana bırak 301
bana bir 30
bana bir şey söyle 45
bana biraz para ver 28
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana bırak 301
bana bir 30
bana bir şey söyle 45