Bana bir bak translate Portuguese
1,976 parallel translation
Bana bir bak.
Olhe para mim.
Bana Bir Bak Benim Gibi Görünmen İçin Ödeyeceğim.
Vamos, olha para mim, não me pagará se me ver assim.
Verdiği hazzı seviyorum. Bana bir bak...
Gosto desta sensação.
Bana bir bakın. Irak savaşı gazisinin 10 yıl sonraki haliyim.
Olham para mim, sou um veterano do Iraque daqui a 10 anos.
Bak sana bir şey sorayım, kalbinden geçeni söyle bana.
Deixa-me perguntar-te uma coisa, diz-me do fundo do coração...
Bakın, bana bunu sizin için yapmak üzere bir fırsat verin.
Dá-me uma oportunidade para fazer isso por ti.
Bana bak, bir şeyi yanlış yapıyorsunuz!
Olhe, olhe, algo está muito errado!
Bir boklar yedin. Bana yalan söyledin. Gözlerimin içine bakıp yalan söyledin.
Olhaste nos meus olhos e mentiste-me!
Peki, bak, babam bana öğretti.. böyle günlerde bu bıçağı bir ustura kadar keskin tutmayı.
Bom, veja, meu papai... ele me ensinou... a manter essa faca afiada para um dia como esses.
Bak, eğer onlara ya da bana bir şey olursa tüm bilgiler direk olarak gece haberlerinde çıkar.
Ouve, se alguma coisa lhes acontecer a eles, ou a mim, toda a informação que tenho vai directamente para os telejornais da noite.
Canımın içi, bak, bana bir sürü aktivite yaptırdılar.
Eles deram-me muitas actividades.
Tamam, bak, eğer bir şey hissedersen önemsiz bile olsa, bana söylemelisin. Hemen burayı terk ederiz.
Olhe, se sentir alguma coisa, mesmo que não seja nada, me conte, e saímos daqui.
Arkadaşlarımın bana bakmasını ve bakın, "WHOA, şuna da bakın ateşli bir hatun C ayarında bir erkekle beraber." demesini istiyorum
Quero que os meus amigos olhem para a minha miúda e digam : "Ena, vejam aquela brasa com o Charles".
Bak Jack, kimsem yokken bana bir kardeş gibi davrandı.
Ouça, Jack, ele me tratou como um irmão quando eu pensei que não tinha mais ninguém.
Bu da bana farklı bir bakış açısı kazandırdı.
E isso perspectivou as coisas.
Bak, bana bir konuda yardım etmen gerekiyor.
- Preciso que me ajudes...
Yani insanlar bir bana bakıyorlar bir de sana ve...
As pessoas olham para mim e para ti e...
Ama bak bana bir şey yapmamı söylüyordun.
Mas repara, tás-me a dizer para fazer algo que...
Bak burada yara var. Çetemiz, beni korkumu yenmem için sınıra göndermişti. Tamaulipas'ta, bir polis bana ateş etmişti.
Esta cicatriz aqui o meu gang mandou-me deixar uma "galinha" para a fronteira e em Tamaulipas, um bófia começou a disparar para mim e aqui, um dos 18, houve uma luta no território deles.
Sol gözüyle bazen bana özel bir şekilde bakıyor.
A maneira especial com que ela olha para mim às vezes apenas com o olho esquerdo.
Biliyor musun, geçen gün bu Newmanlara bakıyordum, öyle tahrik edici olmalı ki bana ansızın yeni bir sanat anlayışı kattı.
Sabe, andei a olhar aqueles Newmans no outro dia, e surpreendeu-me o quão excitante deveria ser ter repentinamente uma nova linguagem na arte.
Bana bakışlarından kötü bir şeylerin olduğunu anlamıştım.
Pela forma como olhou para mim, percebi que se tinha passado algo terrível.
Motorun altına bak, bir şey olursa bana söyle.
Olha para o motor e diz-me o que acontece.
Bebek bakıcılığı için az önce bana bir mesaj bırakmışsın.
- Sim. Você acabou de me deixar uma mensagem... sobre a vaga de ama?
Bana ne yaptığına bir bakın!
Olhem o que ela me fez!
Bak, eğer canını sıkan bir şey varsa lütfen bana söyle.
Se há algo que te está a perturbar, diz-me por favor.
Bakın bana bir not gerekli
O que eu preciso é um recado.
Şimdiyse bana bir yabancıymışım gibi bakıyor.
Agora ela olha-me como se eu fosse um estranho.
Bak, bana kızgın olduğunu biliyorum ama sana bir şey söylemeliyim.
Olha, eu sei que estás furiosa comigo, mas eu tenho de te dizer uma coisa.
Bak. Time dergisi Burma'ya gazeteci gönderecek. Bana bir fotoğrafçı aradıklarını söylediler.
A revista Time vai mandar um repórter para Burma, e... eles precisam de um fotógrafo.
Bak, bu işi bana yaptığın bir iyilik olarak düşün.
Encara isto como um favor para mim. Sou um psiquiatra.
Bana bir bak!
Olha para mim.
Şimdi bana ne yaptırdığına bir bak.
Agora vês o que me fizeste fazer.
Bir de bana bakın. İstesem de onu oraya sokamazdım.
Não conseguiria metê-lo lá dentro mesmo que quisesse.
Bana öyle bir bakış attı ki öyle bir bakışı hiç görmemiştim.
e lançou-me um olhar que eu nunca tinha visto.
Çok gösterişli ve sevimliydi, sesi her yerdeydi ve hava her zaman bir şeyler yapıyor ve her döndüğünde bana bakıp tıpkı gün ışığı gibi gülümsüyordu.
Era toda elegante e simpática, com a voz toda entoada e o tempo sempre a fazer das suas, e de cada vez que se virava, sorria para mim.
Bir de bana bak. Hayatı mahvolan benim.
E aqui estás tu, completamente transtornado na minha.
Bana bak, yok bir şeyin, yok.
Olha para mim, estás bem.
Bir de bana bak.
Olha para mim.
Bak, bana yalnızca tek bir şey söyle.
Olha, diz-me só uma coisa.
Ama bir tanesi öylece durmuş bana bakıyordu.
Excepto este único tipo, que estava ali parado, só a olhar-me.
Bana bir bak.
- Não.
Bana bak, ben bir kurbanım
Olhem para mim, sou uma vítima.
- Bak, eminim çok güzel bir yerdir, ve bende orda sizlerle olup, Walkerlarla yaptıklarınızı görmeyi isterim. Ama, o orospu çocuğunun yaşarken hergün gittiği o yere gitmek bana hiç uygun bir fikir gibi gelmiyor.
- Sei que é um ótimo lugar e estou feliz que tenham superado seus problemas com os Walkers, mas tenho problemas em pensar em trabalhar no mesmo lugar que aquele filho da puta trabalhou.
- Evet. Bir gün o cillop gibi yüzünle bana bakıp "Hangi ara bu kadar yaşlandı?" diyeceksin.
Vais olhar para mim um dia com a tua cara nova e dizer, "quando é que ela envelheceu tanto?"
Bak, kız hakkında bir şey bulursan bana bildir.
Toma, diz-me se vês algo sobre a filha aí.
Bana bak Shane, senin yüzünden küçük bir sorunumuz var.
Olha Shane por tua culpa tenho um problema.
Bak... Bir sorunum var, ve belki siz ikiniz bana çözmemde yardım edebilirsiniz.
Olha, tenho um problema e acho que talvez vocês os dois me possam ajudar.
Bana bak. Borularla ilgili bir şeyler söylemiştin.
Ouve, há bocado falaste qualquer coisa acerca de canos...
Bak, sihirli kalemine ve bir parça sihirli kağıdına ihtiyacım var ve bana reçete yazmana ihtiyacım var, neolur.
Preciso que vá buscar a sua caneta e papel mágicos, e preciso que passe uma receita, por favor.
Charlotte. Hayır, hayır, bana bak, bana bak, bir şey yok.
Não, não, olha para mim.
bana bir sigara ver 29
bana biraz para ver 28
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana bırak 301
bana bir 30
bana bir şey söyle 45
bana bir şey olmayacak 19
bana biraz para ver 28
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana bırak 301
bana bir 30
bana bir şey söyle 45
bana bir şey olmayacak 19
bana biraz izin ver 23
bana bir iyilik yap 365
bana bir öpücük ver 88
bana bir iyilik yapabilir misin 16
bana bir şey olmaz 38
bana bir dakika ver 36
bana bir şans ver 47
bana bir şans verin 22
bana bırakın 79
bana bir dakika izin ver 18
bana bir iyilik yap 365
bana bir öpücük ver 88
bana bir iyilik yapabilir misin 16
bana bir şey olmaz 38
bana bir dakika ver 36
bana bir şans ver 47
bana bir şans verin 22
bana bırakın 79
bana bir dakika izin ver 18