Başkan yardımcısı translate Portuguese
2,498 parallel translation
Sizi görmek her zaman ki gibi müthiş Bayan Başkan Yardımcısı.
Foi um prazer como sempre, Sra. Vice-Presidente.
Oylamanın berabere kalmasından ötürü Başkan Yardımcısı hayır oyu kullanıyor. Tasarı kabul edilmemiştir.
Com o Senado dividido em partes iguais, a vice-presidente vota contra, e a emenda não passa.
"Ben Birleşik Devletler Başkan Yardımcısı'yım, çabuk o çöreği elinden bırak." demeye başlayacağım.
Devo dizer "Sou a vice-presidente dos Estados Unidos. Largue os bolos!"
- Evet efendim. Başkan yardımcısı şu anda buraya geliyor.
- Ela já vem a caminho.
Kusura bakmayın ama, başkan yardımcısının valiliğinizi destekleyeceğine dair gayrı resmi olarak anlaşmıştık.
Com todo o respeito, soubemos oficiosamente que ela vai apoiá-lo.
Başkanın isteklerine karşı olan başkan yardımcısının yavan kanununa Senatör Macauley'in gizlice sızmasını sağlamak.
O Senador Macauley meteu uma lei no cu da Vice que era contra a vontade do Presidente.
Efendim, siz kongre yönetim komitesinin başkan yardımcısısınız.
É o vice-presidente da Comissão de Controlo do Senado.
Sayın Başkan Yardımcısı. Otelimize hoş geldiniz.
Sra. Vice-Presidente, seja bem-vinda ao nosso hotel.
Başkan yardımcısını götürmemiz gerekiyor. Özür diliyoruz.
Vamos ter que a levar, peço desculpa.
- Sayın başkan yardımcısı.
- Sra. Vice-Presidente.
- Başkan yardımcısı demek istedin galiba.
Ou vice-presidencial.
- Sayın başkan yardımcısı, araya ihtiyacınız var mı?
Sra. Vice-Presidente, precisa de cinco minutos?
Sayın başkan yardımcısı, özür dilerim.
Lamento, Sra. Vice-Presidente.
Başkan Yardımcısı Merhaba! Evet.
Senhoras e senhores, a vice-presidente!
- Sayın Başkan Yardımcısı. - Evet?
Sra. Vice-Presidente?
- Twitter'da sorun var. Başkan Yardımcısı trend oluyor.
Erupção no Twitter.
" Başkan Yardımcısı'nın ekibi tarafından kandırıldım.
" Fui manipulada pela equipa da Vice.
Başkan Yardımcısı'nı görmem lazım.
Preciso de falar agora com a vice-presidente.
Başkan Yardımcısı'yla görüşmem lazım.
Olá, querida. Preciso de entrar para falar com a Vice.
Böyle girdiğim için üzgünüm, Sayın Başkan Yardımcısı.
Desculpe a invasão, Sra. Vice-Presidente.
Başkan Yardımcısı Biden hariç.
Exceto a parte do Vice-Presidente Biden.
Başkan Yardımcısı olma planım var.
Tenho um plano em que me tornarei vice-presidente.
Rossmeyer Global'in başkan yardımcısı şehir merkezindeki ofisindeki televizyonun arkasında sahte hesap defterleri saklıyormuş.
O vice-presidente da Rossmeyer Global tem mantido um conjunto falso de livros por detrás da televisão no escritório do centro.
Başkan yardımcısının toplantısında sana yarım saatliğine ihtiyacım olacak.
Preciso que estejas na reunião de directores.
Bob "Smitty" Smith, Ronald Ostrowski ve başkan yardımcısı Frank Satner.
Bob Smith, Ronald Ostrowski, e o Vice Presidente Frank Satner.
İşe yaradı Sayın Başkan Yardımcısı ancak bu tesis nükleer saldırılara karşı dizayn edildi.
- Pois correu, Vice-presidente, porém o local foi criado para resistir a um ataque nuclear.
Başkan Yardımcısı ile konuştum.
Eu falei com a Vice-Presidente.
Bu yüzden de Başkan Yardımcısı'na Bölüm'den kopanları toplamanın en iyi yolunun Bölüm olduğunu söyledim.
Por isso, eu disse à Vice-Presidente que a unidade ideal para conter as consequências da Divisão é a própria Divisão.
Beaumont Güzelleri, bu yılın yardım gecesine katılmak için başkan yardımcısı olarak beni seçtiler.
O Beaumont Belles escolheu-me para a substituir... como co-presidente na festa de beneficência deste ano.
Ve bu da UASK Başkan Yardımcısı Wayne LaPierre'in Muhafazakar Siyasal Eylem Konferansı'ndaki konuşması.
- Preparar 178. E o vice-presidente executivo da NRA, Wayne LaPierre, a falar na C-PAC, a Conferência de Ação Política Conservadora.
Kendisi ast başkan yardımcısı. Üç yıldır orada çalışıyor.
É vice-presidente júnior, está lá há um ano.
Eski Alaska Valisi ve başkan yardımcısı adayı Sarah Palin bugün Fox Haberleri'nde konuya değindi.
A antiga candidata à vice-presidência Sarah Palin falou hoje à Fox News. - Entra a 907.
" Dawson...'İyi iş çıkardın, Başkan Yardımcısı Malcolm.'
Dawson :'Excelente trabalho, Copresidente Malcolm.'
Başkan Yardımcısı... Düzeltiyorum, Başkan Stevenson şu bildiriyi yaptı.
O Vice-Presidente... peço desculpa, o Presidente Stevenson, tinha isto a dizer :
Başkan yardımcısı gerçekten de bunu söyledi mi?
A seguir, o vice-presidente disse isso mesmo?
Pekâlâ, başkan yardımcısının kırdığı pot ile geri döneceğiz.
Está bem, deixa a gafe do vice para quando voltarmos.
İntihar bombacısı, az kalsın Başkan Yardımcısı Walden'ı havaya uçuruyordu.
Um homem-bomba quase matou o Vice-Presidente Walden.
Aslında Başkan Yardımcısı öldürmeye çalıştığından dolayı sanırım.
Presumo que ele tentava matar o Vice-Presidente.
Başkan Yardımcısı'nı öldürme girişiminde bulunmadın?
E não conspirou para assassinar o Vice-Presidente?
Brody, Başkan Yardımcısı'nın emrinde.
Ele atende ao Vice-Presidente.
Amerikan Başkan Yardımcısı'nın emriyle yapılan hava saldırısında öldü.
Ele foi morto num ataque aéreo, ordenado pelo Vice-Presidente dos Estados Unidos.
Bu yüzden 17 Aralık sabahı intihar yeleği giyip panik odasında Başkan Yardımcısı'nın yakınında olmak için bir plan yaptın.
É o motivo, de na manhã do dia 17 de Dezembro, ter usado um colete suicida, e conspirado para ficar próximo ao Vice-Presidente, no abrigo do Dep. de Estado.
Daha neler. Başkan Yardımcısını milyonlarca parçaya ayırmana ramak kalmıştı.
Mentira, ficaste perto de o explodir em bocadinhos.
Başkan Yardımcısı Walden tam olarak babanın patronu sayılmaz.
O Vice-Presidente não é bem o chefe do pai.
Babam Amerika Birleşik Devletleri'nin Başkan yardımcısı.
O meu pai é Vice-Presidente dos EUA.
Böyle durumlarda Başkan'ı ve Başkan Yardımcısı'nı ayırırlar, biliyorsun değil mi?
Sabes que separam o presidente e o vice, em situações como esta.
Başkan yardımcısı geliyor.
O Vice Presidente vem aí.
Jordan Norris. Başkan'ın personel müdür yardımcısı.
Assistente Adjunto do Chefe de Gabinete do presidente.
On dakika önce, bir Beyaz Saray yardımcısı Başkanın hâlâ canlı olduğunu söyledi.
Há 10 minutos, um porta-voz da Casa Branca afirmou que o Presidente ainda estava vivo.
Belediye Başkanı yardımcısı olduğu için çok meşgul olsa da doğum günlerimde kart atar hep.
Tão ocupado como vice-prefeito, mas sempre me manda um cartão de aniversário.
Ben Mandy Oh. Yapım başkanının yardımcısıyım.
Sou a Mandy Oh, Vice-Presidente de Produção.
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir şey yok 82
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir şey yok 82