English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Başka bir şey değil

Başka bir şey değil translate Portuguese

1,455 parallel translation
Başka bir şey değil!
Mais nada!
Başka bir şey değil.
Mais nada além disso.
Macera ve arzudan başka bir şey değil.
Luxuria. E sem isso, tu és ninguém.
Telsiz programı kültürsüz kıroların kışkırtıcı konuşmalarından başka bir şey değil zaten.
Para além disso, os talk shows não só mexericos para gente vulgar.
Bu zaman israfından başka bir şey değil.
Isto é uma perda de tempo.
Ailevi mali planlama bu. Başka bir şey değil.
Planeamento fiscal familiar, nada mais.
Ucubenin tekiydi, başka bir şey değil.
Não passava de um tarado.
Yalanlardan başka bir şey değil.
É tudo mentira.
Korkarım bu hikayeler, küçük şehir söylentilerinden başka bir şey değil.
Estas histórias são típicas da mentalidade de uma cidade pequena.
Onlar, akılları pornodan başka şeyde olmayan erkeklerin beyinlerini... sapıkça hayallerle dolduran şeytani oyuncaklardan başka bir şey değil.
São brinquedos demoníacos e sexistas que criam expectativas irreais que abastecem as mentes pornográficas dos homens.
Başka bir şey değil.
Nada mais.
Teknik olarak, bu noktada en değerli gördüğünüz şeyiniz gösteriş amaçlı şeyden başka bir şey değil.
E nesta altura, o seu abono de família está apenas em exposição.
Bu bana yapılan kişisel saldırıdan başka bir şey değil.
Isto é... Isto é... nada mais que um ataque pessoal a mim.
Katıksız bir mucizeden başka bir şey değil.
Nada menos do que um puro milagre.
Bu adam aciz bir uşaktan başka bir şey değil.
Este homem não passa de um servo indefeso.
Ve bunu tam da şu an yapmakta olduğum şeyin zamanında ortaya dökmen mesleki bir kıskançlıktan başka bir şey değil.
Desculpa mas é assim. E levantar o problema agora, quando estou a iniciar o teste, cheira-me a inveja profissional.
Yalan dolandan başka bir şey değil.
Mas sinto falta do sexo. A sério?
Hey, bu iPod miniden başka bir şey değil mi?
O iPod Mini é fantástico, não é?
- Cakalı bir projeden başka bir şey değil!
É apenas um projecto de vaidade!
Ancak bu, şu güne bir ön hazırlıktan başka bir şey değil :
No entanto, esse é apenas um prelúdio para este dia :
Başka bir şey değil mi?
Nada mais?
- Başka bir şey değil.
- É só isso. - Entendido.
Peri masalının cilalı kaplaması... çatlamış bir hayatı örten yara bandından başka bir şey değil.
O verniz do conto de fadas. Um adesivo apenas cobria uma vida fracturada.
Amına koduğumun itfaiyecileri ibneden başka bir şey değil.
Parvalhões dos bombeiros São uma data de maricas.
Maria, para kağıttan başka bir şey değil.
Maria, o dinheiro é só papel.
Aslında belli mantığı olan basit bir oyundan başka bir şey değil.
E surge um jogo simples e lógico.
Panayır gösterisinden başka bir şey değil bu.
De que circo maluco foi demitido?
Bu zaman kaybından başka bir şey değil.
É uma perda de tempo.
Benim çizimim iyi. Başka bir şey değil- -
Minhas coordenadas estavam corretas.
Şu an söylediklerin saçmalıktan başka bir şey değil.
Acho que está mentir.
Bacaklarının arasındaki lanet bir kuyruktan başka bir şey değil.
Tu tens um rabo por entre as pernas.
Başka bir şey görmedin, değil mi?
Não viste mais nada? Certo?
Başka bir şey var, değil mi?
Há algo mais, não há?
Önemli değil.Başka bir şey söylemene gerek yok.
Não faz mal. Não precisas de dizer nada.
O değil başka bir şey?
Não é só isso, que é que se passa?
- Bence hiç iyi bir fikir değil. - Barda kontrol bizdeyken başka bu başka bir şey.
Uma coisa é no bar, porque temos tudo controlado.
Kendinden başka kimse ya da hiç bir şey umurunda değil.
Ela não quer saber de ninguém senão de si própria.
Vakit kaybından başka bir şey değil.
Convenci um monte de pessoas de um monte de coisas.
Başka bir seçeneğimiz var, değil mi? Ya da kontrol edemeyeceğimiz bir şey için canımızı sıkmayı bırakıp elimizdeki zamanın tadını çıkarabiliriz.
... ou podemos aceitar o facto de que não devemos preocupar-nos com o que não controlamos e apreciar o tempo que temos.
Senin yabancısı olduğun bir şey değil bu, tabi ben kıza sessiz kalması için para ödemedim, o başka.
Algo me diz que sabe algo acerca disso, só que não lhe paguei para ficar calada.
Kadınlardan başka bir şey umrunda değil mi?
Só pensas em mulheres?
Başka her şey kirli ve ahlaksız olabilir ama bir insan öyle olmak zorunda değil dedi.
Que tudo o resto podia ser sujidade e corrupção, mas que um homem não tinha de ser.
Yapabileceğimiz başka bir şey var, değil mi?
Mas podemos fazer qualquer coisa, não?
Ama başka bir şey oldu değil mi?
Mas alguma coisa mudou, não foi?
Benim istediğim, krepten başka bir şey yememek değil, ben yaşamak istiyorum.
Quero lá só comer panquecas, eu quero é viver.
Bundan başka bir şey değil.
Apenas isso.
Ben bir askerim, başka bir şey değil.
Eu sou um soldado e nada mais.
Bu beklemekten başka bir şey değil.
Esperar.
Başka bir şey bulmalısın çünkü komik değil.
Procurem algo para fazer, porque não são graciosos.
Ve söylediğin başka bir Allahın cezası şey de umurumda değil.
E não diga nem mais uma palavra!
Önemli değil. Başka bir şey yaparız.
Não é grave, fazemos outra coisa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]