English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Başka bir şey

Başka bir şey translate Portuguese

22,239 parallel translation
McCullough'u hiçbir şeyle suçlayamayız. Sebebi ve tanıklar olmadan elimizde meşru müdafaadan başka bir şey yok.
Não há como acusarmos o McCullough de nada... sem motivo ou testemunhas, só há a legítima defesa.
Başka bir şey var mı?
Mais alguma coisa?
Katilin erişim sağlamak için yapması gereken başka bir şey var mı?
O assassino teria de dar mais alguma coisa para ter acesso? Lamento.
- Başka bir şey açamaz mısın?
Não podes ver outra coisa qualquer?
Başka bir şey yoksa bir randevum var.
Ok. Bem, se não precisas de mim, então tenho um encontro.
Bay McBride, başka bir şey var mı?
Sr. McBride. Mais alguma coisa?
Hep başka bir şey olacak.
Vai sempre haver algo mais em risco.
Mezar taşlarındaki isimleri yakınca bizi burada tutan başka bir şey kalmayacak.
Quando queimarmos estes nomes das lápides, não nos prenderá aqui.
- Başka bir şey düşünürüz.
- Havemos de encontrar outra solução.
Sıradan bir Walker günü mü yoksa başka bir şey mi var?
Ele está a ser apenas o Walker ou passa-se alguma coisa?
Seni internette bulmadan önce, omurgasız, mızmız kendini odasına kilitleyip duygularını açan bir karmaşadan başka bir şey değildin.
Antes de encontrar-te online, não eras nada além de um cobarde, choramingas, que se trancava no quarto, a deitar para fora os seus sentimentos.
12.16, Ben başka bir şey izliyorum.
O que é que estás a ver? 12 : 16 : Estou a ver outra coisa.
Çölde senin profiline uygun kertenkele ve kaktüsten başka bir şey yok o yüzden garajda kalıp radar ve telsizler arasında iletişimi kuran adam olacaksın.
Não há nada no deserto para analisar além de lagartos e cactos. Por isso, vais ficar aqui na garagem e vais ligar os radares e as escutas.
Başka bir şey de yapamam.
Não tenho qualificações para mais nada.
Sonra, yeryüzüne karışırım ve başka bir şey olarak yeniden doğabilirim.
E serei reciclada na terra, onde poderei renascer como outra coisa.
- Yok başka bir şey.
Mais nada.
- Videoda başka bir şey var mı?
O vídeo tem mais alguma coisa? Não.
Bak, kitap işe yaramadı ama belki başka bir şey buluruz.
O livro não funcionou, mas talvez descubras algo que funcione.
- Başka bir şey bulursam haber veririm.
Aviso-vos se encontra alguma coisa.
Bira evinde olup biten bilmem gereken başka bir şey var mı?
Está-se a passar mais alguma coisa na taberna que eu deva saber?
Mandalorianlar sizin derdiniz nedir her şeyi patlatarak çözmekten başka bir şey düşünmez misiniz?
O que é que há convosco, mandalorianos? Nunca resolvem nada a não ser com tiros?
- Ya da başka bir şey.
- Ou alguma outra... coisa.
Bu daha başka bir şey.
Tem de ser outra coisa.
Başka bir şey söylersen, anlaşmadan cayarım.
Mais uma palavra e nada feito.
Konuşmak istediğin başka bir şey var mı?
Alguma outra coisa de que queira falar?
Bir sürü boş kovan ve kan izlerinden başka bir şey yok.
Está aqui um monte de cápsulas de vários calibres, alguns rastos de sangue, nada mais.
Efendim pusuya mı düştünüz, yoksa başka bir şey mi yaptılar?
Senhor, foi uma emboscada ou foi outra coisa?
Bana bahsetmediğiniz başka bir şey kaldı mı?
Existe mais alguma coisa que se tenha esquecido de mencionar?
Patlama olduğunda tekerlerden başka bir şey kalmaz.
Quando isto explodir, só vai sobrar os pneus.
"Yaşam yürüyen bir gölgeden başka bir şey değildir. Sahnedeki vaktinde horozlanıp söylenen ve daha sonra sesi artık duyulmayan zavallı bir oyuncu."
A vida não é mais do que uma sombra, uma pobre atriz que freme e treme o seu papel no palco, e logo sai de cena.
Biz hengameden başka bir şey yaratmamış devrimcilerin izini sürerken devrimin bu kadar güzel bir sanat yaratması nasıldır?
Como é que a revolução pôde criar uma arte tão bela, e nós em busca de revolucionários que causaram apenas agitação?
O hâlde Araf'ın büyükbaş ve kovboylardan başka bir şey yaşamayan metropolüne hoş geldiniz.
Sendo assim, bem-vindo à animada metrópole de Purgatório, onde só há gado e cowboys.
Bilmem gereken başka bir şey var mı?
Mais alguma coisa que deva saber?
Başka bir şey yapmanı isteyeceğim.
Preciso que faças outra coisa.
Gatorade'imiz var. Gatorade veya başka bir şey ister misin?
Temos bebidas energéticas.
- Başka bir şey?
Mais alguma coisa?
Peki, onun hakkında başka bir şey biliyor musun?
Sabe mais alguma coisa sobre ele ou...?
Kusura bakma ama yardımcı olabileceğim başka bir şey var mıydı?
Desculpe, há mais alguma coisa em que a possa ajudar?
Başka bir şey lazım olursa ararım.
Telefono-lhe se houver mais alguma coisa.
- Kapalı devre yayınında izlediğim kadarıyla öyle bir şey söylemedi ama başka bir zaman söylemiş olsa bile yanılıyor derim. - Wendell Corey bulunduğunuzu söyledi.
- Wendell Corey diz que o fez.
Hayatta seni mahvetmekten başka yapacağım bir şey kalmadı.
Não me resta mais nada nesta vida a não ser destruir-te.
Başka bir şey yapmadınız mı?
Não aconteceu mais nada?
Her şey onu için o da bu işlerden kurtulmak için başka bir yol seçti.
Foi tudo por ele. Tudo para ele arranjar outra forma de sair desta vida.
Ama seni... başka bir şey için kullanabilirler. .
Mas tu...
Hiçbir şey bölgesel bir çeteyi, bölgelerine başka suçluların girmesi kadar kudurtamaz sokağın karşısında gerçekleşen gürültülü bir soygun herkesi sokağa dökecektir.
Nada irrita mais um gangue do que outros a entrarem no seu território, portanto um assalto barulhento do outro lado da rua deve atraí-los.
Mm-hmm, onun hakkında diyebilceğin başka bir şey var mı evet adam kabanın tekiydi hayır cidden o en kaba müşterimizdi o her zaman beni kız olduğum için beni aşağılardı sanki ben çoklu yakıt enjektörlerini bilmiyorum tamam zaman ayırdığın için teşekkürler bekle bu ne böyle?
- Mais alguma coisa sobre ele? - Sim. O sujeito era tipo um major.
"Şimdi erkeklere" göre orta yaşlı beyaz erkekler de mazlum insanlar olabiliyor şuna bi bak kurban tarafından paylaşılmış video bu kendilerine feminist diuenler erkeklerden nefret eden lezbiyenlerden başka bir şey değil cinsellik haklarıyla iligi bu kadar bağırmalarının sebebi asıl ilgilendikleri olan
Segundo a Homens Agora, as pessoas oprimidas incluem homens brancos de meia idade. Olha para isto. Este é um vídeo postado pela vítima.
Beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
Provavelmente vamos ter de esperar.
Hm. Ancak onun ölmesini beklemekten başka bir şey elimden gelmiyor.
Estou tão entediado, Filhos da Terra.
Başka yapacak bir şey var mı bilmiyorum.
Não sei o que mais vou fazer.
Başka bir şey bulmam lazım.
Preciso de arranjar outra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]