Biraz translate Portuguese
226,366 parallel translation
Biraz daha iyi.
Ligeiramente.
Biraz ileride bir mağaza var.
Há uma loja um pouco lá mais abaixo.
Sadece biraz dinlen.
Descansa um pouco.
Eski hemşireyi biraz özledim galiba.
Tenho saudades da outra enfermeira.
Bence tek ihtiyacımız olan şey sakin olmak, ve biraz uyumak.
Acalmem-se todos, durmam.
- Biraz çirkef olabiliyorlar.
- Podem ser um bocado detestáveis.
Biraz gıcık da bir durum çünkü Tanrı'yı kullanarak çok dramatik şeyleri haklı gösteriyor.
É um bocado irritante, porque ele usa Deus para justificar acontecimentos dramáticos.
- Evet, biraz ter vardı.
- Está um pouco suado.
Ama büyüyünce, ne yaptığını bilmek istedik ve biraz araştırma yaptık.
Quando crescemos, quisemos saber o que tinha feito, por isso, pesquisámos.
Yani biraz daha kısa olsalar ne olurdu, düşünüyorlar mıdır?
Será que falam das coisas que fariam, se fossem mais baixos?
Biraz gevşemelerini söyledik. Filmin geri kalanını izleyin, dedik.
Dissemos-lhes para se acalmarem e verem o resto do filme.
Ama Amerika'da, siyahların küçük rolleri biraz daha önemli.
Mas, nos EUA, as breves aparições de negros na TV importam mais.
- Biraz hatta bekler misin?
- Podes aguentar aí um bocado?
Biraz araştırma yaptım.
Pesquisei sobre isto.
Rom için biraz erken, değil mi?
É cedo para rum, não?
Kafamı boşaltmam için biraz zaman ver bana.
Dá-me algum tempo para organizar as ideias.
Belki ben cevabımın evet olduğunu söyleyip... işleri biraz kolaylaştırabilirim.
Torna-o mais fácil se te disser que a minha resposta irá ser sim?
Sihrimin birazını daha mı çalmaya geldin?
Vieste roubar mais da minha magia?
Sihri yok eden iksirin bir kısmı... senin üzerinde kalmış. Ve gördüğün üzere, bana biraz lazımdı. O yüzden, teşekkürler.
Um pouco dessa poção antimagia ficou presa a ti na explosão e, como vês, precisava de alguma, portanto, obrigado.
Bilmiyorum, ama bir çanta ve biraz kablo vardı.
Não sei, mas ele tinha um saco e alguns fios.
Telefonumu eşleştirmeyi başardım ve bodrumda biraz kabloları olduğunu öğrendim. Bunun için Tanrı'ya şükür.
Consegui emparelhar o meu telefone com o relógio inteligente do ferido, e eu descobri que colocaram alguns fios no porão.
Seninle biraz konuşabilir miyim?
Posso falar com você por um segundo?
Biraz daha fazla yardımına ihtiyacım olacak.
Oi, sim. Vou precisar um pouco mais da sua ajuda.
Biraz enerji lazım bana.
Preciso reabastecer.
Hazır oradayken biraz Adderall de getir.
Certo. Traga ritalina.
Biraz ister misin? Votka.
Aceita?
Biraz taşaklı ol da iç şunu.
Vire homem e beba direito.
Tamam, işleme başlayacağım. Biraz sancı hissedebilirsin. Bu tamamen normal.
Talvez sinta contrações, mas isso é normal.
- Rahatla biraz.
- Relaxe.
Oh, evet, şimdi bu biraz bana benzedi.
Sim. Agora, isso... Isso pareço eu, sim.
Pekala, tam olarak değil. Yasak yerlere giremedim ama önemsiz bakım odaları gibi yerlere girdim, yani biraz içerdeyiz.
Não exactamente, a codificação deles é de nível militar, mas consegui ter acesso aos sistemas de baixo nível que são coisas de manutenção, mas já é algo.
Bu biraz...
É tipo...
Kahveye bayılırdı. Crane ondan biraz bahsetti.
Pela maneira que o Crane fala dela...
Sadece diyorum ki ; yüzyüze geldiğimiz tehlikeler karşısında biraz gerçekçi olun.
Quis dizer que precisam ser realistas sobre os perigos que enfrentamos.
Geçen seferki gibi yap, Sadece biraz daha nazik ol.
Faz como antes, mas sê mais gentil.
Çevirmek için biraz zamana ihtiyacım olacak.
Vou precisar de um momento para traduzir a cifra.
Biraz yorgunum, Crane.
Estou cansado, Crane.
Dur biraz.
Esperem lá.
Kulelerimiz de her seferinde biraz daha uzuyor.
E as nossas torres crescem um pouco mais altas de cada vez.
Eğer çakmam bana biraz bile benziyorsa Ray'e yardım gerekecektir.
Diz-me que não me reconheces, bem lá no teu subconsciente.
- Biraz bekle de gör.
Nós temos que sair daqui. Sim.
Bu, Birinci Dünya Savaşı hava silahları için biraz fazla güçlüydü.
Vamos. Não tão depressa.
- Onda biraz vurgu yaptım.
- Dei uma certa onda àquela.
Dinleyin, bana biraz enerji lazım.
Oiçam, preciso de despertar.
Belki biraz onarabilirim.
Talvez agora eu possa reparar um pouco as coisas, não?
Girersin, biraz kalırsın, sonra da çıkarsın.
Fazemos o check-in, ficamos um pouco, e fazemos check-out.
Uzanıp biraz dinlenmek ister misin?
Queres deitar-te um pouco e descansar?
George evsiz, yani özel hayatı da biraz sorunlu.
O George era um sem abrigo, então a vida pessoal dele era meio problemática.
Biraz ister misin?
- Quer um pouco?
Ara ver biraz.
Descanse um pouco.
Laf yerindeyse önce biraz kafasını karıştırıp, işini sonra bitireceğim.
Isto é mais louco de que qualquer teoria louca minha.
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz sonra 59
biraz ister misin 172
biraz daha iyiyim 16
biraz dinlen 152
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz sonra 59
biraz ister misin 172
biraz daha iyiyim 16
biraz dinlen 152