English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Biraz daha iyi

Biraz daha iyi translate Portuguese

1,472 parallel translation
Aslında, yüzünü korumayı biraz daha iyi öğrensen bu kadar parayı geri çevirmezdim.
De facto, se aprendesses a proteger melhor a cara, não precisava de rejeitar este dinheiro todo.
Biraz daha iyi hissediyorum.
Já me sinto melhor.
Biraz daha iyi misin?
Estás melhor?
Eğer bu, l'ma biraz daha iyi korkmuş hissettiriyor.
Se o faz sentir melhor, eu também estou com um pouco de medo.
Biraz, biraz daha iyi.
Um pouco. Um pouquinho.
Kendimi biraz daha iyi hissedince, beni Atlantis Konseyi'nin karşısına getirdi.
Quando me senti melhor, levou-me perante o Conselho de Atlantis.
Biraz daha iyi akarsa, biraz mangır yapabilir
# Se rimasses um pouco melhor, poderias ganhar mais dinheiro #
Yani beni biraz daha iyi tanımak seni öldürür mü?
Morrias se me conhecesses melhor?
Umpa Lumpalar, sürekli olarak tırtılların tadını biraz daha iyi hale getirecek ek malzemeler arıyordu.
Os Oompa Loompas viviam atrás de outras coisas... para juntar às lagartas, para que ficassem com um gosto melhor,
Nairobi'de biraz daha iyi hastahaneler gördüm.
Bem, já vi hospitais um pouco melhores. Em Nairobi.
Biraz daha iyi.
Um pouco melhor, sabes.
Günüm biraz daha iyi oldu.
O dia sempre ficou um pouco melhor.
Biraz daha iyi misiniz? - Teşekkür ederim.
As melhoras, minha querida.
Şu anki hızda... Dünya 1 59 yıl sonra biraz daha iyi bir yer olabilir.
E à velocidade a que vamos... o mundo será um lugar um pouco melhor dentro de 159 anos.
Şimdi biraz daha iyi hissediyor musun?
Sente-se um pouco melhor, agora?
Onları biraz daha iyi tanıyıncaya kadar.
Isto é, até que os passe a conhecer um pouco melhor.
Bu biraz daha iyi olacak.
O de hoje melhorou um pouco.
Ameliyat yapılmamasından biraz daha iyi.
- Um pouco melhores do que nada.
Biliyor musun Clyde... blöf yaparken biraz daha ketum olsan iyi edersin.
Sabes, Clyde, não devias falar tanto nem ser tão agressivo.
Ama korkarım biraz inatçı. Daha iyi.
Certifique-se de que está pronta quando eu chegar.
Bana biraz mermi yollasanız daha iyi olacak.
Mandem carregadores. Não tenho munições.
Ben daha iyi bu iksir biraz daha güçlü olur sanırım.
Acho que é melhor ir fazer estas poções um pouco mais fortes.
- İyi, Ona biraz daha zaman ver.
- É preciso mais um tempo.
Ama biraz çalışmayla zamanlamanız daha iyi olabilir.
Mas é melhor programar um tempo extra para praticar.
Şahsen maddi yükü biraz hafifletsek daha iyi hissederim. - Maddi yük.
Preferia que pudéssemos aliviar alguma da carga financeira.
Annemle de biraz konuştum. Sanırım her şey daha iyi olacak.
E conversei com a minha mãe, por isso acho que vai ficar tudo melhor.
Sanırım biraz şampanyayla ikimiz de daha iyi hissedeceğiz, öyle değil mi?
Acho que nos vamos sentir melhor depois de um refresco, não achas?
Bak, Keith'in şirkette biraz yardıma ihtiyacı var, iyi bir patrondur muhtemelen de şu anda çalıştığın yerde aldığından daha fazla para alırsın, haksız mıyım?
O Keith quer ajuda no concessionário. Ele é um bom patrão e achei... que ganhavas mais do que com o que estás a fazer agora, certo?
Eğer "H" şeklindeki musluğu biraz çevirirsen daha iyi olacağım.
Ficaria melhor se abrisses um pouco a torneira da água quente.
İyi bir adam. Sadece beni hayatına biraz daha sokmalı.
Ele é um bom homem, só tem de me aceitar mais.
Biraz daha Bruce Willis tavrı iyi olur.
Dava-nos jeito um pouco mais de atitude à Bruce Willis.
Üzerine en azından 20 kurşun geldi ve iyi hesap edeyim dersem biraz daha fazlası.
Acertei no mínimo uns 20 tiros, e mais alguns só para ter certeza.
Bu biraz daha hızlansa iyi olur.
- Isto podia ser apressado.
Eğer birazını halledebilirsek suçla daha iyi durumda savaşmış gözükürüz, değil mi?
Se tivermos menos para tratar, devemos conseguir fazer melhor com os crimes que temos, certo?
Rol yapıyor durumu biraz daha çaresiz hale sokmaya uğraşıyor. Gayet iyi.
Está a fazer o papel dele para a situação parecer desesperada.
Basit bir kağıda koyun, yürek ve biraz cesaret eklerseniz birlikte bu dünyayı daha iyi bir yer yapabiliriz.
Se vocês o usarem com emoção e coragem... juntos, faremos do mundo um lugar melhor.
Daha önce de geç ekim yapmak zorunda kaldığımız olmuştu. Biraz geç ekildiğinde, hasat daha iyi bile olabilir. Hanımın Kanunu da böyle yazar.
- Já fomos forçados a plantar mais tarde antes as coisas podem ser mais lucrativas se plantarmos um pouco tarde, diz até na lei de Mam.
Belki biraz limonla daha iyi gidebilir.
Bom, talvez não lhe fizesse mal um bocadinho de limão.
İstersen biraz dalalım, daha iyi gelir sana
Vamos nadar antes que escureça. Vai te fazer sentir melhor.
- Prenses Bak, ben burada patron falan değilim Ben sadece arkadaşlarımı kaybettim çünkü bu Zorro her yeri ateşe verdi şimdi bize iyi adamı oynuyor, senden sadece ona biraz daha az güvenmeni istiyorum lütfen orda benim için bekle belki ben seni oradan alırım
Princesa... sabes... o que me aborrece mais do que tudo... é não poder chorar por meus amigos... porque o Zorro aí tem uma faca... e quer fazer sexo com a minha mulher.
Yakında Cehennem'de donacağız, şöminenize biraz daha odun atsanız çok iyi olur.
99FM, é véspera de natal, está frio, frio, frio. Então meta outra madeira a queimar.
Aslında biraz ürpertici ailenin tek çocuğu olan genç bir adam trajik bir kazada anne ve babasını kaybediyor doğumgününden bir ay önce ve en iyi arkadaşı ona bir yemin ediyor bir daha hiçbir doğum gününü yanlız geçirmeyeceğine dair.
Na verdade parece um pouco. Quando um jovem, que é filho único, que perdeu os seus pais num trágico acidente um mês antes do seu aniversário, E então o melhor amigo dele promete que ele nunca mais passará sozinho o seu dia de aniversário.
Biraz daha çalışırsak daha iyi olabilir.
Você vai ficar melhor com um pouco mais de prática.
Bu konuyu, heyecanın biraz yatışınca konuşsak belki daha iyi olacak.
Devíamos conversar quando estiveres menos nervoso.
- Biraz daha bekleyin. - İyi şanslar.
Tu tens a oportunidade de ver as consequências dos teus actos de perto.
Sonbaharın başlarında, ama umuyordum ki biraz daha erken vakitte elimize geçseydi iyi olurdu.
Logo, mas eu estava esperando Eles poderiam adquirir nosso material um pouco mais mais cedo,
Eğer biraz aklın varsa ona daha iyi davranmaya başlayacaksın.
E se tiveres alguma inteligência, vais começar a tratá-la melhor.
Daha dün mola vermiştik, tekrar durmadan önce biraz yol almamız iyi olmaz mıydı?
Parámos ontem. Não devíamos voar mais um bocado antes de acamparmos?
Dışarıda 50 tane daha olduğunu bildiğinde onlardan birini yakalayarak iyi hissetmek biraz zor.
É difícil sentires-te bem por apanhar um, quando sabes que há mais 50 por aí.
- Beni buraya koyamazsınız! Genellikle iyi haberlerin çabuk yayıldığı söylenir. Fakat tüm ev hanımlarının bildiği üzere, kötü haberler biraz daha hızlı ilerler.
Costuma dizer-se que o bem soa, mas qualquer dona de casa sabe que se o bem soa, o mal voa.
Biliyorum biraz aşırı oldu, ama çocuklarımız için güvenli tarafta hata yapmak daha iyi, değil mi?
Eu sei que foi radical, mas quando se trata dos nossos filhos, não podemos arriscar, não é?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]