Biraz daha ver translate Portuguese
629 parallel translation
Biraz daha ver.
Dá-me mais.
Haydi Maria, biraz daha ver.
Vá, Maria, serve-lhes mais.
İşte. Ona biraz daha ver. - Lütfen.
Este está sujo.
Biraz daha ver.
Dêem-me mais.
Ona biraz daha ver Harry.
- Encha o copo.
Biraz daha ver.
Dá-nos mais.
Bize biraz daha pul ver.
Dê-me mais fichas.
Orası biraz daha serindir.
Vai ver que lá está mais fresco.
Bravo, bari şu herifin işini bitirene kadar, izin ver biraz daha kalalım.
Se tivesse ido longe demais com ela, não me esquecia.
Bana biraz daha şarap ver Ned.
Dá-me mais vinho.
Şuna biraz daha gaz ver yoksa buradan ayrılamayacağız.
Anda mais depressa, senão não saímos hoje daqui.
Biraz daha silah bulmaya çalışıyordum.
Estou a ver se encontro mais artilharia.
Sönderby'dan biraz daha para isterim. Senden kurtulmaya değer.
Peço ao Sönderby o dinheiro e será óptimo ver-me livre de ti.
Bana biraz daha yiyecek ver.
Dá-me outra lata de comida.
Biraz daha bakmamızın sakıncası var mı?
Sargento, podemos ver um pouco mais?
Size ait tüm bunları daha iyi görebilmek için biraz daha kalabilir miyim efendimiz?
Posso ficar um pouco, senhor, para ver melhor tudo isso?
Bana biraz daha zaman ver.
Tempo... Tempo para ajustar contas.
Ama bana biraz daha zaman ver.
Mas tens de me dar mais tempo.
Ona biraz daha kahve ver, Bayan, Ben brandy alacağım.
Sirva-lhe mais café, madame, eu cuido do conhaque.
Masaya biraz daha yaklaşırsanız... salonu gayet iyi görebilirsiniz.
E agora, se se aproximarem um pouco mais da mesa, poderão ver esta sala bastante bem.
Su Amerikalı adamın üzerinde biraz daha durmama izin ver.
Deixa-me divagar, por momentos apenas, sobre o macho americano.
Biraz daha baksan iyi edersin,... orada bir sürü adam var.
É melhor ver bem. São muitas as pessoas a mudarem-se para cá.
Sadece seni bir kez daha görmek istedim. Eski anılardan laflayıp, biraz güleriz dedim.
Só queria ver-te mais uma vez, desenterrar velhas memórias, dar umas gargalhadas.
Bakayım, biraz daha kazanabilir miyim. Böylece burada kalırız.
Vou ver se consigo fazer mais dinheiro, para podermos ficar cá.
- Hanıma biraz daha likör ver.
Oferece outro cálice à senhora. Aceita?
Yarış pisti kapandı. Onu, senin atlarını görmek için getirirsem... -... biraz daha ilgisini çekebilirim diye düşündüm.
Não havendo corridas, trouxe-a a ver os cavalos para ter a companhia dela.
Biraz daha viski ver!
Mais whisky!
John, arkadaşın olarak, lütfen bize biraz daha zaman ver.
John, como amigo, dá-nos um pouco mais de tempo.
Buradan biraz daha net görebiliyor musun?
Consegues ver-me melhor daqui?
" Bize biraz daha kan ver, Chekov.
Dê-nos mais sangue, Chekov. A agulha não dói, Chekov.
Ver şunu bana, biraz daha getir.
Passa-me essa e vai buscar mais.
Hayır. Sadece biraz daha ekmek ver.
Além disso tivemos a nossa ideia primeiro.
Ve o "şey" içinden kopup dış dünyaya açılacak seyredilecek, dinlenecek, okunacak ya da hissedilecek ve sen kendini başkalarının tanıdığından biraz daha fazla tanıyacaksın.
És tu cá fora, no mundo. Fora de ti. Podes ver, ouvir ou sentir, percebes?
Bana biraz daha zaman ver.
Dá-me apenas mais algum tempo.
Biraz daha oyun izlemek isterdim.
- Eu gostaria de ver mais destes.
Bana biraz daha viski ver.
Dê-me mais uísque.
Şu anda döndüm ve biraz daha onu izleyebiliyorum.
Vou andar para poder ver melhor.
Hadi, ona biraz daha tavuk ver.
Anda, dá-lhe mais frango. E salada também.
Şimdi senin geldiğini görünce biraz üzüldüm. Onlar üç tane daha kız davet etmişler, bu durumu bilmiyordum.
Fiquei um pouco incomodado por a ver chegar há pouco porque eles convidaram três raparigas que eu não conhecia.
Şuna biraz daha yakından bakmak istiyorum.
Quero ver isto melhor.
Biraz daha sos istiyorum. Bana sosu ver.
Passa-me o molho.
Diğerine biraz daha su ver.
Dê á outra um pouco de água.
Biraz daha kilo alırsa, artık işleriyle ilgilenemeyecek.
Se ele continuar a engordar, vai deixar de ver o seu próprio "negócio".
Kendini biraz daha iyi hissetmene yarayabilir.
Vais ver que te sentes melhor.
Geminizi biraz daha gezebilir miyim?
Posso ver mais da vossa nave?
Biraz daha... iyi hissedince konuşursunuz, olur mu?
- Fale só quando se sentir melhor. Estou a ver.
Biraz daha hırla, göreceksin.
Tens de rosnar mais, estás a ver.
Bir bakalım, menzili biraz daha genişletebilecekmiyim.
Deixe-me ver se posso aumentar o alcance.
Bu araçlara bakmalarını göze alamayız. Umduğumdan biraz daha fazlasını göstermek zorunda kalacağız.
Eles não pode olhar para essas máquinas eles podem ver mais que deveriam.
Biraz ara verip birkaç eleman daha bulabilir miyim diye bir bakayım.
Vamos fazer um intervalo e deixem-me ver se consigo encontrar mais alguns músicos.
Biraz daha yaklaş da seni iyi görelim.
Aproxima-te mais, para podermos ver-te melhor.
biraz daha iyiyim 16
biraz daha 472
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz daha kal 33
biraz daha iyi 17
biraz daha bekle 17
biraz daha anlat 20
biraz daha alabilir miyim 17
biraz daha kahve 39
biraz daha 472
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz daha kal 33
biraz daha iyi 17
biraz daha bekle 17
biraz daha anlat 20
biraz daha alabilir miyim 17
biraz daha kahve 39
biraz daha şarap 27
biraz daha ister misin 62
biraz daha yukarı 28
biraz daha aşağı 16
biraz daha al 18
biraz daha sola 27
biraz daha zamana ihtiyacım var 21
biraz daha yaklaş 34
biraz daha çay 21
biraz daha şampanya 21
biraz daha ister misin 62
biraz daha yukarı 28
biraz daha aşağı 16
biraz daha al 18
biraz daha sola 27
biraz daha zamana ihtiyacım var 21
biraz daha yaklaş 34
biraz daha çay 21
biraz daha şampanya 21
vern 90
veronika 32
vereceğim 68
verdim 70
verildi 28
vermeyeceğim 54
vereceksin 16
veririm 64
versene 43
ver bana 123
veronika 32
vereceğim 68
verdim 70
verildi 28
vermeyeceğim 54
vereceksin 16
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
vermem 64
verdin mi 17
vermedim 31
veriyorum 68
vermiyorum 24
verdiler 18
ver onu bana 367
vereyim 16
veremem 78
vermem 64
verdin mi 17
vermedim 31
veriyorum 68
vermiyorum 24
verdiler 18
ver onu bana 367