English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bu sana kalmış

Bu sana kalmış translate Portuguese

267 parallel translation
- Bu sana kalmış, Rocky.
- Isso depende de ti, Rocky.
Pekala, bu sana kalmış.
Bem, isso é um problema teu.
Bu sana kalmış.
E isso dependerá de si.
- Bu sana kalmış.
- Isso depende de você.
Bu sana kalmış, Sarah.
Isso é contigo, Sarah.
İstediğini düşünebilirsin, bu sana kalmış.
Pense o que quiser, isso é consigo.
Bu sana kalmış.
Depende de si.
Bu sana kalmış.
É consigo.
Bu sana kalmış.
Isso é consigo.
Bu sana kalmış.
Isso é contigo, cara.
Bu sana kalmış değil.
Isso não depende de ti.
- Bu sana kalmış, teğmen.
- É consigo, tenente.
- İşte bu sana kalmış birşey.
- Isso é contigo.
- Artık, bu sana kalmış. Ya çeneni kapatırsın, ya da kafan kesilir.
É convosco : ou vos calais, ou sereis decapitado.
Bu sana kalmış.
- Tudo bem. Tu é que sabes.
Bu sana kalmış.
A decisao é tua.
Bu sana kalmış bir şey.
Tens esse direito.
- Bu sana kalmış.
- Isso é consigo.
Seninle tartışmaya dalmaktan memnuniyet duyardım. Keskin bir zekan var. Bu sana kalmış.
Uma vida fácil, repleta de desafios intelectuais ou isto.
Bu sana kalmış bir şey.
A decisão é tua.
Bu sana kalmış.
Bem, depende de ti.
Bundan kaçmayı seçiyorsan bu sana kalmış.
Se escolhes fugir, isso é contigo.
Bu sana kalmış.
É contigo.
Bu sana kalmış.
A decisão é tua.
Bu sana kalmış.
Tu lá sabes.
Bu çok kolay olur, öyle değil mi? Bu sana kalmış...
Isso seria muito fácil, não seria?
Seni istiyorum ama bu sana kalmış anlıyor musun?
É, mas não é. Entendes?
Bu sana kalmış.
A decisão é sua.
Bu sana kalmış.
Isso é com você.
Bu sana kalmış, Tom.
É com você, Tom.
Bu sana kalmış.
Tu é que sabes.
Bu sana kalmış.
E o que faço eu aqui? - Depende de si.
"Eğer 400 markla bir elbise almak istiyorsan, bu sana kalmış." Villasının yarısı yıkıldı, Dahlem'in ortasıda!
"Se quer comprar um vestido por 400 marcos é com você". Queimaram meio povoado, metade de Dahlem!
Bu iş sana kalmış.
É consigo!
Bu tamamen sana kalmış.
Tudo depende de si.
Bu sana kalmış.
Isso depende de si.
" Bu fırsatı kabul edip etmemek sana kalmış.
" Cabe-te decidir se a aproveitas ou não.
Sana şunu söyleyeyim, Bayan Davenport... bu dönem Tarih'den sınıfta kalmış bil kendini!
Posso lhe dizer uma coisa, Srta. Davenport? Pode contar com uma suspensão em Geografia.
Sana yemin ederim bu adam onlardan daha uzun süre su altında kalmış.
Juro-te agora e aqui, que ele esteve mais tempo.
- Bu sana kalmış, Rick.
- Só depende de ti, Rick!
Kapının bu tarafında ne yapacağın artık sana kalmış.
Agora é contigo o que conseguires fazer com esta oportunidade.
Bu sana pek adil gelmeyebilir ama onun her haliyle uğraşmak sana kalmış.
Pode não te parecer justo, mas tu é que tens de lidar com as crises dela.
Belki de yaptım. Bilmiyorum. Bu, sana kalmış.
Posso ter feito... não sei... é aí que tu entras.
Ve bu durumda senin adamlarınla olan sorunları nasıl çözeceğin tamamen sana kalmış.
E não creio que fosse apropriado nós termos de ir ao teu bairro para resolvermos o nosso problema.
Bu yüzden sana evde kalmış kızlara layık bir ev bıraktı.
Só te resta um lar para velhas solteironas.
Bu sana kalmış tabi.
Não mo digas se não queres.
Bu testleri anlamıyorsun. Bu kolundaki çiçek hastalığı aşısından kalmış gibi görünen leke aslında sana özel bir kimlik, bir damga.
Estes testes, esta cicatriz da varíola no braço, é uma espécie de identificação.
Sana demiştim, bu vücutta bir sürü gizli kalmış yer var.
Eu te avisei que havia muitos esconderijos neste corpo.
Haydi gidelim. - Bu sana kalmış dostum.
- É contigo, meu.
Bak sana durumu anlatayım. Sen benim bu konuda tamamen masum ve arada kalmış biri olduğumu bilemezdin. Benle otunu paylaştın.
Tu não fazias ideia que eu era apenas um inocente nisto e deixaste fumar-me da tua droga, coisa que sou capaz de apreciar.
Bu tamamen sana kalmış.
É contigo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]