English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bunu yaparsan

Bunu yaparsan translate Portuguese

1,147 parallel translation
Eğer bunu yaparsan, bir daha eşsiz olamazsın.
Se você fizer isso, não será mais único.
Önce bunu yaparsan insanların uyanacak.
Uma vez que estiver além dele, seu povo acordará.
Bunu yaparsanız, bunu alırsınız.
Se fizerem isto, recebem isto.
Bunu yaparsanız oğullarınızın canını bağışlayacakmış.
Assim ele te enviará ambos os teus filhos com vida ;
Bunu yaparsan, seni temin ederim duyman gerekenleri duyacaksın.
Se te agradar? Vai arrasar-te a alma, aquilo que irás ouvir.
Eğer bunu yaparsan, Tanrı'nın üzerine yemin ederim, Seni özgür bırakacağım.
Se o fizeres, juro por Deus, és um homem livre.
Eğer istersen polisi arayabilirsin, ama bilirsin, bunu yaparsan, bagajdaki piliçten bahsetmeye başlarız.
Podes chamar a polícia se quiseres, mas sabes, se fizeres isso, metemos a rapariga na mala às postas.
Bunu yaparsan... istediginiz her seyi yapariz.
Faz tu... fazemos tudo o que quiseres.
Bunu yaparsan, süremem.
Não consigo guiar, se fazes isso.
Benim için bunu yaparsan, geri dönebilirsin.
Faz isto por mim, e podes vir para casa.
Bunu yaparsan vicdan azabına dayanamayacaksın.
Não vais conseguir viver com a ideia de teres feito isto!
Eğer benim için bunu yaparsan, sana sonsuza dek minnettar olurum.
Se fizer isto por mim, ficar-lhe-ei eternamente grato.
Eğer bunu yaparsan, asla hedefine ulaşamazsın, öyle değil mi?
Se fizer isso, nunca alcançará seu alvo.
Henüz kötü bir şey yapmadın. Bunu yaparsan hayatın boyunca pişman olacaksın.
Por enquanto és só um camionista, ainda não fizeste nada de mal.
Bunu yaparsan, geberirsin.
Fazes isso, e morres.
Bunu yaparsan, evlat, çuvallamazsın.
Faz isso e não falharás.
Bunu yaparsan seni kurbağa işemesinden daha çabuk ihbar ederim.
Se fizesses isso, eu denunciava-te logo.
Bunu yaparsan onlar haklı çıkar.
Se fizeres isto, eles ganham.
Bak, sana yalvarıyorum. Bunu yaparsan, her şeyi kaybederim.
Suplico-te, se fizeres isto, eu vou perder tudo.
Bunu yaparsan benim için, çekip gitmene veririm izin...
- Se fizeres isso por mim... - Então liberto-te.
Eğer bunu yaparsan, seni rahat bırakamam. Bunu anlamıyor musun?
Faz isso, e eu não vou parar de te perseguir.
Sen bunu yaparsan, ben Yüzbaşı'yı hallederim.
Fazes isso, e eu resolvo isso do Capitão.
Bunu yaparsan görüşürüz.
Se você puder.
Bunu yaparsan, tüm dünyadaki en ünlü ayı sen olacaksın.
Faz isto, ficas o urso mais famoso em todo o mundo.
Bunu yaparsan sonrası ne olur, bilemiyorum.
Não sei o que acontecerá quando te fores embora.
Bunu yaparsanız, Rains bir daha asla Batı'ya gelmez!
Thaddeus Rains nunca mais virá ao Oeste!
Arasıra bunu yaparsanız yardımı dokunabilir.
Isso pode ajudar você de vez em quando.
Bunu yaparsan... istediğiniz her şeyi yaparız.
Faz tu... fazemos tudo o que quiseres.
Bunu yaparsan, birileri ölecek.
Se o fizeres, alguém irá morrer.
Bunu yaparsanız herzaman "Acaba" dersiniz
Se passares, vais sempre pensar, "E se?"
Eğer bunu yaparsan, ölürüm.
Se fizeres isso eu morro!
Bunu yaparsan beni öldürürler.
Se o fizer, eles matam-me.
Bunu yaparsanız size paranızla birlikte fazladan 1000 dolar daha veririm.
Se me fizerem isto, devolvo-lhes o depósito e mais mil dólares.
Bunu yaparsanız, burayı Tanrı'nın evi haline getiririm.
Se puder fazer isso, farei dele um farol de Deus.
Ama bunu yaparsan, bundan pek çok masum kişi etkilenecek.
Mas se o fizer, muitas pessoas inocentes irão sofrer.
Bunu yaparsan, nasıl 500 parçanla idare edicen klubümü?
Se fizeres isso como vais gerir o meu clube em 500 peças?
Eğer bunu bir daha yaparsan, yumruğumu boğazında bulacaksın!
Se voltares a fazer isso, sentirás o meu punho na tua garganta!
Bunu yaparsanız ölmezsiniz.
Se o fizerem, não morrerão.
Eğer bunu bir daha yaparsan, yemin ederim...
E se voltas a falar juro por Deus...
Bunu ne şekilde yaparsanız yapın yeterli vakit yok daha fazla zamana ihtiyacımız var.
Não há tempo que chegue. Seja como for, precisamos de mais tempo.
Ne yaparsan yap bunu değiştiremezsin.
Faça o que fizer, isso é um facto.
Nelson, ne yaparsan yap... ama sakın bunu açma.
Faça o que fizer... nao o abra.
Eğer bunu Latince yaparsan ekstra kredi alırsın.
Se o fizer em Latim, ganha créditos.
Eğer bunu yeteri kadar uzun bir zaman yaparsan vızıltı gibi geliyor.
Se fazes isto há um tempo isso dá-te experiência.
Bunu bir daha yaparsan, seni kesinlikle vururum.
Fazes-me isto outra vez e levas um balázio nos cornos.
İkinci buluşmamız ve dışarı bile çıkmadık, bunu bir kez daha yaparsan, dışarı çıkmamızdan 200 kat fazla saksafon çalmış olacaksın.
É o segundo encontro e ainda não saímos. Se fizeres o que pretendes... vais chupar 200 % mais do que saímos.
Bunu bir daha yaparsan, başın derde girer.
Se fizeres isso outra vez vais para o terceiro andar.
- Bunu tekrar yaparsan, kafanı patlatırım.
- Fazes isso de novo, e arranco-te a cabeça.
Ama bir tavsiye mektubuna ihtiyacım var ve eğer bunu bana yaparsan ömrüm boyunca sana borçlu kalırım.
Mas preciso de uma recomendação e ficaria eternamente em dívida contigo, se pudesses escrever essa carta.
Bunu çok yaparsan, erken doğum...
Se abusares, pode ser prematuro...
Bunu yine yaparsan, sağdıcım olamazsın.
Repetes isto e não serás o meu padrinho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]