English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Büyük ihtimalle

Büyük ihtimalle translate Portuguese

5,075 parallel translation
Büyük ihtimalle ölmeyeceksiniz fakat hayatınızın geri kalanını ciddi şekilde acı çekerek geçireceksiniz.
Talvez não morra, mas é possível que sofra intensamente até ao fim da vida.
Bu büyük ihtimalle bir şeyler bulduğunu gösteriyor.
Isso sugere claramente que ele tinha descoberto alguma coisa.
Üzerinde parmak izin yoktur büyük ihtimalle ama seri numarası üzerindedir. FBI'ın seri numara üzerinden neler yapabildiğini görsen şaşar kalırdın.
Não vai ter obviamente nenhumas impressões digitais, mas... pode ainda ter os números de série e você ficaria surpreendido com o que o FBI consegue fazer com números de série.
Oradan büyük ihtimalle Güney Amerika'daki alıcılara kargo gemileriyle transfer edilecekler.
Dali, terão sido transportadas num cargueiro... provavelmente para um comprador na América do Sul.
Büyük ihtimalle Nuevo Laredo sınırından geçecekler.
Nuevo Laredo é onde provavelmente vão tentar atravessar.
Büyük ihtimalle Kilgallen, Madison Pryce'ın katilini bildiği için öldürüldü.
Parece bastante claro que o Kilgallen foi assassinado porque... sabia quem era o assassino da Madison Pryce.
Büyük ihtimalle bizim kadar o da bu anlaşmayı bozmak istiyor.
Provavelmente, quer quebrar este pacto tanto como nós.
Tanrı aşkına büyük ihtimalle okulun yarısından daha iyi söylüyor.
Concordo. Deixem-se disso, deve cantar melhor que metade dos vossos alunos.
- Boşver büyük ihtimalle promosyon şeysidir.
Ignora, será só uma promoção qualquer.
Büyük ihtimalle başarmışsındır sen.
Deves ter feito tudo bem.
Büyük ihtimalle kafasının karışıklığından bunalmıştır.
Devia morrer de tédio.
Bu büyük ihtimalle bir şaka.
Fazem partidas aos caloiros.
Sen büyük ihtimalle Güney Amerika'ya yönelirdin.
O Coulson ia para a América do Sul.
Eğer şişe bu tepeden yuvarlandıysa Büyük ihtimalle buralarda olmalı.
Então se a lâmpada rebolou pela colina... provavelmente acabou aqui.
Büyük ihtimalle olan şey, Şişeyi kendisi için aramaya gittiği.
Aconteceu que ela foi sozinha atrás da lâmpada.
Büyük ihtimalle nasıl olacağını detaylarıyla ona sen açıkladın. Kıza yaptıklarınızı.
Se calhar ele explicou-lhe em detalhes como foi, o que ela passou.
Büyük ihtimalle bulunamayacak da.
Provavelmente, nada.
Bunu söylediğim için üzgünüm ama büyük ihtimalle de ölmüştür.
Principalmente porque ela morreu, lamento dizer-te.
Büyük ihtimalle inanmayacağım.
não vou.
Büyük ihtimalle seçilmiş olacaktı.
é.
Büyük ihtimalle o da bizim kadar anlaşmanın bozulmasını istiyordur.
Provavelmente, quer destruir este pacto tanto quanto nós.
Büyük ihtimalle sizi buraya niçin çağırdığımı merak ediyorsunuzdur.
Devem imaginar por que os trouxe aqui.
Büyük ihtimalle yardımımıza ihtiyacı var ama amaç ne, değil mi?
É possível que precise de ajuda. Mas não te interessa, pois não?
Büyük ihtimalle orada ne yaptığını biliyorlardır.
Provavelmente sabiam que ele iria estar lá.
Efendim, büyük ihtimalle biliyorsunuz ki gizli takas noktasına giden GT Weigh iki gün önce Moskova'da yakalandı.
Senhor, como provavelmente sabe, a entrega ao GT Weigh foi interceptada á 2 dias em Moscovo.
Büyük ihtimalle sokağın aşağısında, Brown'dadır.
É muito provável que ele esteja no Brown's, ao fundo da rua.
Danny de büyük ihtimalle şu anda hapishaneye doğru gidiyordur.
O Danny deve estar na prisão.
Büyük ihtimalle yollarımız pek çok kez kesişmiştir.
E depois a espionagem militar. Devemos ter-nos cruzado muitas vezes.
Çocuğunu bulmak için gideceğiz, ki çocuk büyük ihtimalle orada bile olmayacak. Sonra onu tekrar buraya getiririz.
Levamo-lo até ao filho, que porventura nem lá estará, e depois ele regressa connosco.
Hastaneden bir hastayla ilgili mesaj geldi ve ben... büyük ihtimalle önemsiz bir şeydir ama en azından bir arayıp kontrol edeyim.
Eu recebi uma mensagem do hospital sobre um paciente, e eu.. provavelmente não é nada, mas eu devia ao menos ligar e ver.
- Büyük ihtimalle yanlışlıkla oldu.
Provavelmente foi um erro.
Büyük ihtimalle susuz kalmıştır.
Deve ter desidratado.
Büyük ihtimalle yüzbaşının Bayan Strong'un mekânında konakladığını duymuş olmalısınız.
- Também deve ter ouvido que o capitão estava aquartelado em casa da Sra. Strong.
Büyük ihtimalle onunla birlikteydik ve ona açık bir işaret verdik.
E provavelmente estivemos agora com ela e acabamos de a alertar. Calma...
Siz de büyük ihtimalle askeri mahkemede disiplin suçlamalarıyla yüzleşmek için benimle birlikte geleceksiniz.
Vais regressar comigo e enfrentar acusações disciplinares e muito provavelmente, o tribunal marcial.
Rahmi yırtıldığı için kan kaybediyor. Büyük ihtimalle kürtaj sırasında gerçekleşmiş.
A perda de sangue deve-se a um útero perfurado, provavelmente sofrido na curetagem.
Tamam, büyük ihtimalle yarın eve dönmüş olurum.
Amanhã já devo estar em casa.
Anlatsam da büyük ihtimalle anlayamayacaksın.
Nunca ias perceber.
Bebeklerinin ayakları paletli olur büyük ihtimalle.
As suas crianças provavelmente têm barbatanas.
Büyük ihtimalle gözlerim de kanlanmistir, degil mi?
E os meus olhos têm um pouco de sangue, não é?
Hatta büyük ihtimalle Lana Brewster'ı öldürmediği olasılıkları çok yüksek. Doğru değil mi, Dr. Edison?
Ainda há a possibilidade de isto não ter sido suicídio e uma possibilidade ainda maior de ele não ter matado a Lana Brewster.
Büyük ihtimalle telsiz susması uyguluyorlar.
Eles estão, muito provavelmente, em silêncio de rádio.
Aşıyı başarılı bir şekilde test ettikten sonra büyük ihtimalle hepimizi öldürüp geminizi yok edeceğim.
Uma vez que eu consiga testar a vacina com sucesso, irei, provavelmente, matar-vos a todos e destruir o vosso navio.
Lastik botları büyük ihtimalle kıç taraftan yaklaşacak.
O barco de salvamento deles irá aproximar-se, muito provavelmente, da popa.
- Büyük ihtimalle iyileşir.
O mais provável é ela ficar bem.
Anlayamadım, büyük ihtimalle mi dedin?
Desculpe, é provável?
Çünkü büyük ihtimalle yaşantısına son verir.
Porque ele provavelmente deixará de estar vivendo.
Büyük ihtimalle bu yüzden aşağı inmemizi istemedi. Bütün kanıtları
É provavelmente por isso que ela não nos queria para ir lá em baixo.
Büyük ihtimalle, bir milyon dolardan fazla.
Tipo...
Lonetree büyük bir ihtimalle problemlerin temeliydi.
Lonetree é a raiz do problema.
Büyük ihtimalle Suvek'ten kalmıştır.
Provavelmente, vêm do "Suvek".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]