Bıktım artık translate Portuguese
1,514 parallel translation
Paul, yalanlarından bıktım artık!
- Estou farto das suas mentiras!
Aptal şakalarından bıktım artık.
Estou farta das tuas piadas idiotas.
Senin şu Jung-sook hikayelerinden bıktım artık.
Estou cheio das tuas histórias da Jung-sook.
Her zaman ilk üçe giren kazanırken, bıktım artık dördüncü olmaktan beşinci teker olmaktan.
Estou farto de ficar em terceiro em tudo. De não ter o que mereço. E de ser considerado dispensável.
Sürekli mükemmel olmandan bıktım artık.
Significa que estou farto que tu sejas tão perfeita o tempo todo.
Bak, sen benim menajerimsin ve bana denemeler ayarlamamandan bıktım artık.
Ouve, estou só a dizer que és minha agente e não estás a conseguir-me audicões e eu estou farto.
Bu erkeksi, maço tavırdan bıktım artık. Tüm çok kullanılmış küçümseyici laflarınızı duydum.
Já estou farta desta coisa do macho-alfa, e já ouvi todas as frases gastas e recicladas do seu reportório.
Bu ürkütücü şeyden bıktım artık.
Estou farto dessa coisa assustadora.
Sen Kenny Sims'le dışarıdayken, çocuklarımın haftanın her gecesi bakıcıyla kalmasından bıktım artık.
Estou farto que os meus filhos fiquem com uma "baby-sitter" todas as noites da semana, enquanto sais com o Kenny Simms.
Her şeyin her zaman bu kadar berbat olmasından bıktım artık.
Estou farta de tudo ser sempre tão horrível.
Jimmy'nin şeylerinden bıktım artık.
Eu estou cansada dos shows dele.
Bu pis kuzen meselesine dayanmandan bıktım artık, ve o kötü çarpışmada sanki sen her istediğini yapabilirsin çünkü sen yakalandın ben yakalanmadım!
Estou farto de que te sirvas do facto de sermos primos e do assalto falhado para poderes fazer a porra de tudo o que queres, só porque foste caçado naquela noite e eu não!
Senden yaşamam gereken minimumun üzerinde para istemekten bıktım artık.
Estou farta de te pedir que me dês mais que o mínimo de que preciso para viver.
- Parasızlıktan bıktım artık.
- Estou farta de nunca ter dinheiro.
Saçmalıklardan bıktım artık.
- Estou farto de mentiras.
Çocuk menüleriyle uğraşmaktan bıktım artık.
Estou farto de imprimir menus infantis!
Bıktım artık senden sen her zaman -
Estou farta que andes sempre...
Çünkü gerçek şu ki, bıktım artık. Ambalaj kağıtlarından, adres değişikliği kartlarından, yeni şehirler tanımak... yeni arkadaşlar aramaktan bıktım.
Porque a verdade é que estou cansada... de adereços e mudar os cartões de visita, de imaginar novas cidades... e de procurar novos amigos.
"Et her şeyden önce gelir" lafından bıktım artık.
Toma isto. Estou a ficar farto desta conversa "a carne está primeiro".
Hepinizden bıktım artık.
Estou farta de vocês!
Tanrım, adamım senden bıktım artık!
Deus... Estou farto de ti.
- sana tek bir şey söyleyeyim bir sürü ihtiyar herifin kıçımı ellemesinden bıktım artık.
- Uma coisa vos digo. Estou farta de levar apalpões no rabo de homens mais velhos.
Oradan bıktım artık.
Ja estou farta daquilo.
Geyiğimizi vuran siz alçaklardan bıktım artık.
Estou farta que matem os nossos veados!
- Çünkü hayatını mahvetme bahanen olmaktan bıktım artık.
Porquê? Porque estou farto de ser a tua desculpa para dares cabo da vida.
Bu durumdan bıktım artık.
Estou farto desta situação de merda.
Tartışmaktan bıktım artık.
Estou cansada de discutir.
Hayır! Lanet olsun, Poirot! Senin saniyelerinden bıktım artık!
Não, Poirot, estou farto dos seus momentos!
Bıktım usandım artık. "
Detesto esta merda. "
"Bıktım usandım artık."
"Detesto esta merda."
Samuray olmaktan bıktım usandım artık.
Estou farto de ser Samurai.
Bu tür hukuk bize, biz sanki ruhsal ve duygusal olarak... bozukmuşuz gibi davranıyor, ve ben artık bundan bıktım.
Teremos mesmo de apagar do trabalho todas as expressões sexuais para que seja mais seguro para nós? Estas leis tratam-nos como se fôssemos psicológica ou emocionalmente fracas. E estou farta disso.
Artık bıktım.
Acabei.
Artık bıktım.
Pronto, fraquejei.
Mantıklı davranmaktan bıktım usandım artık.
Estou cansado de ser razoável.
Artık yalanlardan ve kavgalardan bıktım, usandım.
Estou cansado das mentiras e de toda esta guerra.
Artık her şeyden dolayı suçlanmaktan bıktım.
Estou farto de ser culpado por tudo.
- Artık bundan bıktım...
- Estou a fartar-me disto.
Ondan bıktım usandım artık.
Estou tão farta dele!
Yeter artık. Ben bıktım.
Que se lixe esta merda.
Beni annemden kalan ıvır zıvırın üstüne yatmakla suçlamandan artık bıktım usandım.
Espera, Charlie. Estou farta das tuas insinuações de que eu roubei a tralha que a mãe deixou.
Sanırım artık bıktık.
Suponho que nos cansamos.
Artık senden bıktım! Baba, lütfen dinle beni.
Estou por aqui contigo!
Frank, biliyor musun? Artık bu olaylardan bıktım.
Frank, queres saber, já não agüento mais!
Ve ben ondan bıktım usandım artık!
E eu estou com ela pelos cabelos!
Müşterilerimi ayartmandan bıktım usandım artık.
- Tiras-me sempre os clientes.
CRYSTAL PALACE PATEN SAHASl Oğluma ne yapacağımı söylemenden bıktım usandım artık.
Estou farta de te ouvir dizer-me o que devo fazer com o meu filho.
Artık bu oyunculuk işinden bıktım.
Não está mesmo a resultar!
Rol yapmaktan bıktım artık. Bürodakilere ne diyeceksin?
Como assim, vai voltar para o armário?
Her yerde küp görmekten bıktım usandım artık.
Estou cansada de encontrar cubos por toda a parte.
- Artık bıktın mı bundan?
Não podes aguentar mais?
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65