Artık var translate Portuguese
4,954 parallel translation
Artık var olmadığın kısmını duydun değil mi?
Ouviste-me dizer que já não existes?
- Artık var. - Eskiden benimdi.
Agora tens.
Önceden yoksa bile, artık var.
Apesar de não teres feito antes, tu tens.
- Artık var. Sattığım şey bu.
É isto que estou a vender.
Artık var.
Agora tenho.
Artık sana bel bağlayan çok insan var, onu söylüyorum.
Só estou a dizer que muitos dependem de si.
Artık seksi bir kız arkadaşım var.
Agora tenho uma namorada gira.
Hadi ama bu takılma olayından sonra hepimiz biraz hassasız ama artık yanındayım. Ama ne var biliyor musun?
Vá lá, ficámos vulneráveis mas estou aqui.
Elimizde hâlâ bu yavru var. Berber dükkânında bilgisayar sistemi varsa, artık onları kovalamak zorunda değiliz.
Se houver um sistema informático na barbearia, não temos de segui-los.
Artık Truman'ın evinde casusumuz var.
Agora temos uma espia na casa do Truman.
Aşçısı, kâhyası ve Polly hepsinin artık mülkü... ve sağlam kredileri var.
O "chef", o mordomo, a Polly, todos têm propriedades e têm bom crédito.
Artık düşünmemiz gereken bir kızımız var.
Temos de pensar na nossa filha.
Artık her şeye erişimimiz var.
Agora, temos acesso a tudo.
Artık bir ailem, bir hayatım var.
Tenho uma família agora, uma vida que...
Git artık. Konuşmadığımız çok şey var.
- Ainda não falamos sobre tudo.
Artık iki patronun var.
Tens dois patrões agora.
Artık iki koruyucusu var.
Agora ele tem dois guarda-costas.
Tamam öyleyse bizi kovalammaktan vazgeç artık. Bir yeteneğin var, Bo.
Muito bem, então pára de caçar-nos.
Aniden artık yeterli oksijen var.
Derrepente não tem mais oxigênio suficiente.
Artık... sadece sessizlik var.
Agora, ouço apenas... apenas silêncio.
En azından artık bunların bir açıklaması var.
Mas acabámos. Isso explica aquilo tudo.
Artı, artık arabası var.
Além disso, ele tem um carro.
Halen iyi olduğundan emin olmak istiyordum ama artık bir sevgilim var.
Ainda queria ter a certeza de que ele estava bem, mas.. Agora tenho um namorado.
Çünkü artık 24 saat yayın yapan haber istasyonları var.
Isso é porque agora temos canais de notícias 24 horas por dia.
Artık başkentte de bir evimiz var.
Temos um lugar para morar em D.C.
Artık CIA kimliğim olmadığı için, içeriye girmek için yardımına ihtiyacım var.
Bem, eu não tenho mais o meu crachá, logo eu preciso da tua ajuda para entrar no edifício.
- Ama artık elinde araştırma da var.
Mas já têm a pesquisa.
Jake Rothstein ile bir sorunum vardı. Artık Will McAvoy ile de sorunum var.
Tenho um problema com o Jake Rothstein e agora tenho um problema com o Will McAvoy.
Herkesin artık bir arabası var.
Toda a gente tem a porra de um carro.
Bu mekanın artık yeni yöneticileri var Peaky Blinders'lar.
Este sítio tem uma nova gerência... por ordem dos Peaky Blinders.
Bu yerin artık yeni yöneticileri var Peaky Blinders'lar.
Este lugar tem nova gerência. Diretiva dos Peaky Blinders.
Seni bekleyen zorluklar var artık.
Não fiqueis só.
Artık bir şansımız var.
Agora, temos uma hipótese.
Ne var? İşemek için de izin mi almam gerekiyor artık?
- É preciso licença para ir mijar?
Artık bir kıymetleri var en azından.
Pelo menos, agora, têm valor.
Lâkin bir veya iki tane var artık.
Os circos de aberrações ligavam-me quando um deles morria, mas já quase não existem. Só restam um ou dois.
Artık içimde sadece kum ve akrep var!
Não sobra nada excepto o pó e os escorpiões dentro de mim.
Artık bir çıkış yolu var.
Há uma saída. Abre.
Ne var biliyor musun, bana yalancı demenden usandım artık.
Sabes que mais, meu? Estou farto que me insinues de mentiroso!
... artık her zamankinden çok arkadaşı var
... ela tem mais amigos agora do que jamais teve
Belki hayatım boyu aşçı olarak kalacağım ama artık parmaklarımın ucunda seçeneklerim ve meraklarım var.
Talvez seja cozinheira a vida toda, mas agora tenho escolhas, interesses, factos na ponta dos dedos.
Artık panini ekmeğinden sıkılmış bir tek ben mi varım?
Sou a única aqui que gosta do pão Panini?
Ama artık DNA var.
Aquele ADN está agora excluído.
Yaşam ortakları! Artık bir adı var.
Parceiros!
Artık sadece ikimiz varız.
Somos só nós os dois agora.
Artık sadece ben varım.
Agora sou só eu.
Artık aleyhine kullanılabilecek zayıf bir noktan var.
Tens um ponto fraco agora, algo para se aproveitarem.
Kurtadam öfkemin yanı sıra artık yepyeni bir iştahım var.
Sou uma híbrida. Tenho o temperamento de um lobo, para combinar com o meu apetite.
Artık insanlığına olan bağına her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var. Biraz itibara ihtiyacı var.
Agora, mais do que nunca, ela precisa de uma ligação a alguma da sua humanidade.
Ama artık elimizde ikinci bir kurban var. Artık Odum'un şüpheli olduğunu düşünmüyorum ama olayın tam ortasında bulunuyor.
Mas agora temos uma segunda vítima, e acho que o Odum não seja um suspeito, mas, de alguma maneira, ele está envolvido.
- Baksana nereye gidiyorsak artık, beni oraya varınca uyandırsana.
Acorda-me quando chegarmos... Onde quer que seja.
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık her şey bitti 29
artık çok geç 412
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65
artık her şey bitti 29
artık çok geç 412
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65