Bırakın artık translate Portuguese
423 parallel translation
Bırakın artık bunları.
E agora, pare com isso.
Benimle kedi fare oyunu oynamayı bırakın artık.
Pare de jogar a este jogo de gato e rato comigo.
Bırakın artık. Parçaları bulup, oluyorsa tamir edin ve Robert'a gözyaşlarını silmesini söyleyin.
Encontre as peças, veja se há como arranjar e diga ao Robert para limpar as lágrimas.
Bencilliği bırakın artık.
Parem de pensar em vocês mesmos.
Pekala, ishal ilaçlarını bırakın artık.
Muito bem, tomem os vossos comprimidos de Atabrine. * ( * Usados contra a malária )
Pekala evlat, onu bana bırakın artık.
Pronto rapazes, larguem.
Pekala Bay Dancer, bırakın artık şu don meselesini.
Dr. Dancer, mude de assunto.
Bırakın artık, zarar vereceksiniz.
Deixem isso, ainda a vamos estragar.
İşte! Bırakın artık şu işi.
Agora safa-te desta.
Sizinle işim bitti, beni rahat bırakın artık.
Deixem-me em paz, para mim acabou.
Bırakın artık!
Parem com isso!
Tanrı aşkına bırakın artık.
Acaba com isso por amor de Deus!
Tamam beyler, bırakın artık.
Pronto, esqueçam.
Rahat bırakın artık!
- Silêncio agora!
Bırakın artık, tamam.
Deixa-te de piadas.
Gevezeliği bırakın artık.
Não estejas para aí na coscuvilhice.
Bizi, gülünç duruma düşürmeyi bırakın artık!
Agradecia que parassem de nos ridicularizar!
Bırakın artık, Bay Dent, kazanamayacağınızı biliyorsunuz.
Vá lá, Mr. Dent... não nos pode vencer, sabe disso.
Bu işi Mary Bailey'e bırakın artık bu korkunç mutasyon için harekete geçecek...
Deixa isso para a velha Mary Bailey tratar para finalmente fazer alguma coisa em relação aquela mutação horrorosa.
Bildiğin tek şey bu : Kadınların peşinden koşmak. Bırak artık.
Isso é só o que sabes fazer, andar à caça de mulheres.
Gelelim üçüncüye, Laertes. Ama bırakın şakayı, gösterin artık kendinizi.
Vamos ao terceiro, Laertes, não brinqueis.
Bu centilmenler lafını bırak artık, defol git buradan.
E um cavalheiro que... Cavalheiros, que se lixem os cavalheiros.
Hoşçakal, Edwina. Toby'yi artık senin ellerine bırakıyorum. Ona iyi bakacağını biliyorum.
Deixo o Toby contigo, tenho a certeza de que tomarás bem conta dele.
Artık bana bakılacağını bildiğine göre, işini bırakıp, evlenebilir.
Agora que sabe que cuidarão de mim, poderá deixar o emprego e casar.
Sedyeyi bırakın, ona artık ihtiyacımız yok!
Deixem as padiolas, não farão falta!
Eğer insanoğlu hırsını bir yana bırakıp... birbirleri ile konuşursa... Her şeyden önemli olan şey : konuşmak. Onlar artık insanoğlu değildir.
Mas se os homens não pensarem, lerem, nem falarem uns com os outros... sobretudo falarem... deixam de ser homens!
Bırakın huzur içinde yaşasınlar, onlar artık Romalı!
Deixem que vivam em paz! Agora são romanos!
Haklısınız. Artık beni rahat bırakın.
Desapareça e deixe-me em paz!
Artık kızınızı düşünmeyi bırakın. O, çok uzakta.
Pare de pensar na sua filha, ela está tão longe...
Artık onu bana bırakın.
Deixem-no comigo agora.
Buradan sessizce gidin... ve artık karımın peşini bırakın.
Quero que saia calmamente... e não volte a ver a minha mulher.
Lütfen, efendim, artık beni yalnız bırakın.
Por favor, deixe-me em paz.
Artık beni rahat bırakın.
Vá embora e me deixe em paz.
"Artık saçma kağıt işleriyle uğraşmayı bırakıp, Onlara saldırmaya başlamalıyız, tıpkı onların bize saldırdığı gibi!"
"Em vez de os bombardearmos com papel, devíamos responder na mesma moeda!"
Asker ağzını bırak artık, babanla konuştuğunu unutma.
Podes deixar-te desse tom de soldado, estás a falar com o teu pai.
Artık filo konusunda endişelenmeyi bana bırakın.
Confiem a preocupação da frota a mim.
Tamam, bırakın da çocuk gitsin artık.
Deixe o garoto ir. - Tchau.
Silahını bırak, artık gücün kalmamış.
Você não tem sequer força para manejar essa arma.
Bırak bu işleri Lou, artık rakamlara oynamanın anlamı yok.
Não adianta mais jogar no bicho.
Şu kalın kafalı polis mantığını bırakır mısın artık!
Deixe-se dessa mentalidade de polícia de rua.
Üzülmeyi bırakırmısın artık, yoksa delireceksin.
Liberta-te dessa consciência Quaker ou vais-te abaixo.
Şu alışkanlığını bırak artık.
Tenta não o fazer outra vez.
Artık baş edemez, lütfen onu rahat bırakın.
Não pode passar isso de novo! Por favor, deixem-no em paz!
Yeter, bırakın artık, yeter!
Acabem com isso!
Artık bırak o silahı. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca her akşamüstü... boncuk dizip voleybol oynayacaksın.
Largue essa pistola e passará a fazer matrículas e a jogar voleibol, todas as tardes, durante alguns anos.
Neyse, parayı aldım. Kıçımı kurtardığın için sağ ol. Artık Carlos da peşimi bırakır.
Recebi o dinheiro e o Carlos agora deixa de me chatear.
Bırakın gideyim artık
Deixem-me ir
Bu yüzden beni rahat bırak artık. Hayatını yaşa be kadın!
Porque não se cala, trate de viver a sua vida, sim?
Şimdi artık bizi rahat bırakır mısınız?
Podem deixar-nos a sós?
- Dilimi artık bırakır mısın?
- Pode largar-me a língua?
Seni görmek güzel Dr. Şerif, bizi bırakırsın artık.
Foi bom vê-lo outra vez, doutor.
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65