Devam edecek translate Portuguese
2,934 parallel translation
Hep böyle devam edecek öyle değil mi?
Nunca terminará, pois não?
O ağaçkakan Perry Cline ödül koymaya devam ettiği sürece bir sürü çakal buraya gelmeye devam edecek.
Enquanto o parvalhão do Perry Cline os lobos não pararão de vir.
O Rio'nun yeraltı dünyasında mutlu mesut takılmaya devam edecek.
Ele vai continuar a ser um ignorante feliz, lá no Rio.
Ama bu böyle devam edecek olan bir iniş.
Mas é uma queda a pique, que irá acontecer assim.
Artık bir kadın olduğunuza göre de başka şekillerde de sizden keyif almaya devam edecek.
E agora que é uma mulher, ele também já poderá gostar de si de outras formas.
Daha da etmeye devam edecek.
E muitos mais para virem.
Krav Maga. Saldırılarından korunmamı sağladı ve ilaç almış yabancılardan da korumaya devam edecek.
Krav Maga ajudou-me a bloquear o teu tiro e vai continuar a ajudar-me a defender-me num prédio cheio de estranhos drogados.
Devam edecek.
Continuamos depois.
- Işığı kapatmaya devam edecek misin?
- Não. - Vais continuar a apagar a luz?
Umut etmeye devam edecek kuvveti ortaya çıkarır...
A força para continuar a ter esperança.
Devam edecek...
CONTINUA
Kalbindeki sistem sorun çıkartmayacak çünkü kalbi atmaya devam edecek.
O seu dispositivo não vai ser activado porque o coração vai continuar a bater.
Beni cezalandırmaya devam edecek misin?
Vais continuar a castigar-me?
Böyle devam edecek.
- Farei com que melhore...
Biraz daha konuşmak isterseniz testlerden sonra tekrar gelin, devam edecek bir yer buluruz.
Se quiserem falar mais um pouco, podem descer após o exame e arranjaremos um lugar.
Sonuna kadar devam edecek.
Ainda continua.
Asla tam olarak ne anlama geldiğini düşünmemiştim. İkimizden birisi ölecek, ve diğeri bununla yaşamaya devam edecek.
Apenas nunca pensei no que isso queria mesmo dizer, que um de nós vai morrer e que o outro vai ter de viver isso.
İkinci raunt bitti ama bilmiyorum bu böyle devam edecek mi?
Fim do segundo assalto não sabemos quanto tempo aguentamos.
Belki öldü, ama Bombshell sonsuza dek devam edecek ve izleyiciler her gece gelip ayakta alkışlayacaklar.
Bem, talvez tenha morrido, mas Bombshell vai estar em cena para sempre, e todas as noites o público vai-se pôr de pé a aplaudir.
Açıkça görülüyor ki hayatınızın bir parçası ve olmaya da devam edecek, değil mi?
Ele é parte da vida de vocês, e presumo que continuará a ser, certo?
Halk güçleri, ülkemizin ve insanların geleceği için mücadeleye devam edecek.
as nossas Forças Populares continuarão a sua luta, até a libertação total do nosso povo e da nossa pátria.
İşler düzelene kadar da acı çekmeye devam edecek.
Até que as coisas fiquem certas, ele sofre.
Ohio'da işe yararsa, ulusal olarak devam edecek.
Não, analisei a sala. É calorosa. Se é assim no Ohio, será assim no país.
Arkadaşlarım olayı araştırmaya devam edecek ancak kanıt bulunana dek ve kurban uyanıp bir şikayet başvurusunda bulunana dek benim de elim kolum bağlı.
Meu departamento continuará a investigar, mas sem evidências, até que a vítima acorde e preste queixa, não posso fazer nada.
Plânına kaçmadan önce başlamış. Ve şeytanlarından kurtulmaya yetecek kadar şey yaptığına inanana kadar da devam edecek.
Ele começou o plano antes mesmo de fugir e vai continuar a matar até se sentir que foi bom o suficiente para compensar o que fez.
Devam edecek.
Continua.
Sen devam edecek kadar inatçıysan ben de seninle devam edecek kadar aptalım.
Se tu és teimosa o suficiente para continuar, sou idiota o suficiente para ir contigo.
DEVAM EDECEK...
Adaptação para Português :
Ama yönetim kurulunun çoğundan azar işitecek. Sonra da senin patronun olmaya devam edecek.
E ele vai voltar a ser seu chefe.
Şu vampir mevzusu sona erince millet dükkana doluşmaya devam edecek ya da ölmüş olacağız.
Assim que a situação vampírica se resolver, as pessoas vão voltar... ou estaremos mortos.
Russell Edgington benim peşimden gelmeye devam edecek.
O Russell Edgington continuará a procurar-me.
Hiçbir şey yapmazsak nöbet geçirmeye devam edecek.
Se não fizermos nada, ela vai continuar a ter convulsões.
Burt kaybetmeye başlayacak ya da kazanmaya devam edecek ve çok zengin olacak, kendisine kumarı hakkında dır dır etmeyen yarı robot bir hatun alacak.
Ou continuará a ganhar e vai ficar tão rico que vai comprar uma esposa sensual meia robô que não resmunga por causa do jogo.
Korra, hava bükmeye devam edecek. Ama diğer elementlerle olan bağlantısı koparılmış.
Korra ainda pode dominar o ar, mas a ligação dela com os outros elementos foi rompida.
Tıkanıklık tüm periferik boyunca devam edecek.
Engarrafamentos previstos nas vias de acesso rápido.
Blye'ın birliği, gece boyu devam edecek eğitim olarak planlanmıştı ama Blye arabası yoldan çıkınca yakıp kül edildi.
A unidade de Donald Blye estava programada para participar numa manobra de treino durante toda a noite, mas O Blye foi incinerado quando o carro saiu da estrada.
Devam edecek...
CONTINUA... Tradução
Kötü şeyler yapmaya devam edecek olan kötü insanlardı, Deb.
- Eram pessoas más, Deb. E iam continuar a fazer coisas más.
- Buna devam edecek misin?
Vais continuar com isso?
-... üzerinde mi devam edecek? - Böldüğüm için çok özür dilerim. ... ama bu konuyu basına açıklamak gibi bir niyetimiz yok.
- Desculpe-me interrompê-la, mas não queremos discutir isso na imprensa.
Yarın dünya hiçbir şey olmamış gibi dönmeye devam edecek.
E amanhã, o mundo continuará como se nada tivesse ocorrido.
Dişi akbaba bu sefer bir şey bulamadı. Fakat bakmaya devam edecek.
Desta vez não há nada, mas ele vai continuar á procura.
Moore devam edecek ve eninde sonunda Topaz'ı gönderecek.
- O Moore mandou a Topaz.
Soruşturma sen olmadan da devam edecek.
A investigação vai continuar sem ti.
Gösteriye devam edecek miyiz?
Faz parte do espetáculo?
Herkes davalar üzerinde çalışmaya devam edecek,... ama yeni davalar kayyum tarafından incelenecek.
Vão todos continuar a trabalhar em casos, mas os novos casos vão ser examinados pelo administrador.
Holly, Doktor Fincher'la terapiye devam edecek. Ama cerrahi açıdan eve gitmeye hazır.
A Holly continuará a terapia com a Dra. Fincher, mas do ponto de vista cirúrgico, já pode ir para casa.
Böyle devam edecek, değil mi?
Vai ser assim?
Yok, yok, yok ; Çünkü o zaman... Bütün gece içkinin etkisiyle devam edecek, Ve ben çok içeceğim,
Não, não, isso pairaria toda a noite sobre a nossa cabeça e eu beberia de mais e rir-me-ia exageradamente das tuas piadas e já não tenho mais razões, por isso, podemos ir fazer sexo?
McClaren davası sona erdiğinde, velayet davası devam edecek,... ben de senin aleyhine tanıklık edeceğim. Peki ne diyeceksin?
Nós estamos aqui porque eu ia testemunhar contra você na ação de custódia da Catherine.
Sence devam edecek mi?
Achas que ainda vai atrás?
edecek 16
edeceksin 27
devam 340
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edeyim mi 59
devam edemiyorum 17
edeceksin 27
devam 340
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edeyim mi 59
devam edemiyorum 17