English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Devam etmelisin

Devam etmelisin translate Portuguese

530 parallel translation
Dindarlık dediğin zalimliğinle acı çektirmeye devam etmelisin.
Tens de me manter atormentado com essa crueldade que achas tão pia.
- Buradan itibaren yalnız devam etmelisin.
Daqui tem que continuar sozinha.
Yaşamaya devam etmelisin.
Tens a vida pela frente.
Beni dinle, dedim. Sonraki büyük elde, artırarak seni çekilmeye zorlayacaklar. Ama sen devam etmelisin.
No próximo jogo, quando tentarem que abandones, não te deixes vencer.
Ama diğer dokuz maddeyi, barışı sağlamak ve korumak adına onaylayacağım. Çünkü biliyorum ki sen kral olarak kalmaya devam etmelisin. Ne olursa olsun...
Mas concordo com os outros 9 artigos em paz... e porque sei que deve ser o rei, acima de todos... para salvar a honra de Deus.
Bunu hatırlamaya devam etmelisin, Kaptan.
Tem de continuar a lembrar-se disso, Capitão.
- devam etmelisin istersen bir köpek gibi inleyebilirsin ama bunun birliğine bir faydası olmaz.
Selvagens assassinos! Vá, continua a lamentar-te. Ladra para a lua, se quiseres.
Ayağı kalkmaya devam etmelisin, çünkü kalkmazsan, adi insanlar senin üzerine toprak atmaya devam eder.
Tenho que me levantar ou algum filho de uma cadela vai-me enterrar.
Ama sen başlattın. Şimdi de devam etmelisin.
Mas tu começaste isto... e agora deves continuar.
Geyşanın yerine devam etmelisin.
Tens que continuar. Como se fosse a geisha.
At çalmaya devam etmelisin.
Devia dedicar-se a roubar cavalos.
Sen de inkâr etmeye devam etmelisin.
- Tem de o negar.
Bu yüzden hemen o yataktan çikmali, ve isine devam etmelisin.
Por isso, tens de te pôr bom depressa e fazer muitos mais.
İyi iş çıkardın ama böyle devam etmelisin.
Saíste-te bem, mas tens de continuar a sair-te bem.
Denemeye devam etmelisin.
Tens de continuar a tentar.
Devam etmelisin.
Vai para o carro!
Belki de yola devam etmelisin.
Talvez seja melhor ires indo.
Yaban çiçekleri dengesizdir, bu yüzden kavurmaya devam etmelisin.
As flores do campo são instáveis, é preciso estar sempre a chamuscá-las.
Sana iyi davranan biriyle devam etmelisin, seni üzen biriyle değil.
Precisas de escolher o tipo que trata bem, não o que te dá trabalhos.
Uh-oh. Devam etmelisin, Alice.
Tens de continuar, Alice.
- Ne demek oluyor simdi bu? Ask konusunda uzman degilim ama Ronnie'yi bir kenara atip hayatina devam etmek istiyorsan gerçekten hayatina devam etmelisin.
O que ocorre é que seu metabolismo acelerado faz que seu cérebro entre em períodos onde não pode produzir ondas alfa que são necessárias para ter um bom descanso.
Mala vurmalisin. Bosalmaya devam etmelisin.
Você tem que alimentar o ganso para manter o sangue a circular.
Bana söylediğin gibi, ne olursa olsun şarkı söylemeye devam etmelisin!
Tu tens que te conformar com isso! O que mais podes fazer? Não importa o que acontecerá, como tu me disseste, deves continuar a cantar!
Devam etmelisin, işleri oluruna bırakmalısın.
Tens de cooperar, tirar o melhor partido.
Peki sorun ne? Hayatına devam etmelisin. Sen de onlar da hayatlarını yeniden kurmalılar.
Emma, você tem que seguir adiante, reconstruir a sua vida, e eles também.
Çalışmaya devam etmelisin.
- tens de continuar a tentar. - Oh!
Hayatını devam etmelisin.
Não podes levar esse caminho!
- D'yi gözetlemeye devam etmelisin.
- Não devias estar atento?
Devam etmelisin, Mike.
Tens de seguir, Mike.
Aynı şekilde davranmaya devam etmelisin.
Tens de manter a mesma disposição.
Yazamaya devam etmelisin.
Acho que deves continuar a escrever.
Devam etmelisin.
Tem de continuar.
- Sen yaptığın işe devam etmelisin.
- Tens de fazer as cenas como queres.
Bess, bunlara bir son vermen gerek. Burda olmadığı zamanlarda yaşamaya devam etmelisin.
Tens de parar com isto, precisas de continuar a viver quando ele não está.
Yoluna devam etmelisin.
Tens de ultrapassar isso.
Düşünüyorum da Rose'u unutmalı, yaşamına devam etmelisin.
Está na hora de esquecer a Rose e levar a sua vida por diante.
Foyanı ortaya çıkardığımıza göre geri dönüp şova devam etmelisin ya da bizi öldürmelisin.
Agora que descobrimos o teu disfarce, tens de voltar e fazer o teu programa. Ou então matar-nos.
Beni burada bırakıp kendi başına devam etmelisin.
Tem de me deixar aqui e seguir sozinho.
Devam etmelisin.
Deves prosseguir.
Ikınmaya devam etmelisin. - Bir daha mı?
- Tens de fazer força outra vez.
Büyümeye devam etmelisin.
Tens de continuar A crescer
Sid, bence buna göğüs gerip hayata devam etmelisin.
Mas agora precisas de esquecer e seguir em frente ;
Sayıları çözmeye devam etmelisin, Leaven. - Artık düşünemiyorum.
E tem de continuar a decifrar os números.
- Hayatına devam etmelisin.
- Tens de continuar a tua vida.
Kahrolası hayatına devam etmelisin Jeanie.
Tens de continuar com a tua vida, Jeanie.
Hareket etmeye devam etmelisin.
Você tem que continuar se movendo.
Tatlım, devam etmelisin.
- Olá, George. Querida, tens de aguentar.
Kabul etmelisin ki bu temel kabuller olmadan benim burada eğitime devam etmemin bir anlamı kalmıyor.
Sem estas convicções, de nada vale continuar cá os meus estudos.
Aynı nezaketimin devamı için kendine çok dikkat etmelisin.
Por isso veja se tem o cuidado de me retribuir a cortesia.
Testlere devam etmelisin.
Devias ter continuado o teste.
Her tökezlediğinde yineden doğrulup devam etmelisin.
Saturno vem sempre dar-nos um empurrão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]