Genç biri translate Portuguese
531 parallel translation
Şimdi, aradığımız daha genç biri, şiddete eğilimli biri.
Nós estamos à procura de um tipo novo. Um tipo com um temperamento violento.
Genç biri için bu çok zordur.
Isso é mau para um jovem.
Genç biri miydi?
Era novo?
Dürüst, adamlarına karşı adil ve genç biri olarak oldukça anlayışlı. Ona ne yapalım?
- Libertou-o de muitos trabalhos?
Senin gibi genç biri hafif atlatmalı.
Num rapaz como tu não deve ser muito forte.
Genç biri çok faydalı olabiliyor.
Um miúdo pode ser muito útil.
Çünkü bu adam, Rodman, şey, genç biri.
Porque esse tipo, o Rodman, bem, ele ainda é jovem.
Genç biri var ve kanallardan bazıları onu rahatsız ediyor.
Temos aqui um jovem, e alguns tipos das televisões andam atrás dele.
- O genç biri, kendine gelebilir.
- Ele é jovem, recupera.
Genç biri.
Aquele ali sentado.
Bu, sizin gibi genç biri için oldukça iyi bir mertebe.
Para um jovem como o senhor é uma bela promoção.
Adamımı tatmin etmiş olmakla, çok genç biri olarak yaşadığım o özel tatlar... bende büyük bir etki bırakmıştı.
Depois de o ter satisfeito, fiquei maravilhada de encontrar gostos tão particulares numa pessoa ainda tão jovem.
Genç biri için çok parlak bir kariyer, Sayın Büyükelçi.
Uma carreira brilhante para alguém tão jovem.
O genç biri.
Ele é jovem.
Senden daha genç biri mi?
Mais novos?
Senin gibi genç biri için Jack, bu oldukça bilge bir görüşaçısı.
Isso é um discernimento com gosto... para alguém tão novo, Jack.
Benim boyumda genç biri.
É um tipo novo, da minha altura.
Genç, ama nüfuzlu biri.
É jovem, mas influente.
Sizi temin ederim ki, ne düşünüyorsanız ve o size her ne anlattıysa, bunun tam tersi. Bu genç adam kesinlikle bu ülkenin düşmanlarında biri değil.
Posso garantir, que contrariamente ao que se pensa, e que ele próprio pode ter-vos contado, aquele jovem não é de todo um dos inimigos do seu país.
Son derece terbiyesizsin genç subay, ama şunu söyleyeyim, 40 sene içerinde sen de yaşlı bir centilmen olacaksın ve göbeğin aklına ayak uydurursa, hepimizden daha büyük biri olursun.
Você é muito atrevido, oficial. Daqui a 40 anos você será um velho também. Se sua pança acompanhar sua cabeça, ela ficará enorme!
Biri genç diğeri yaşlıca iki adam.
Um jovem e um homem mais velho.
Biri onlara anlatmalı. Genç generali bulmalıyız.
Alguém tem de lhes dizer temos de encontrar o jovem general.
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
Que cada donzela do reino, sem excepção, calce este sapatinho de cristal e aquela a quem este sapatinho servir na perfeição será aclamada o objecto desta busca e deverá ser vista como o verdadeiro amor de Sua Alteza Real, o nosso adorado filho e herdeiro, o nobre príncipe.
Bence harika biri o. Eli yüzü düzgün iyi bir genç adam.
Eu acho ele óptimo.
Ama sen sevgilim sen benim için her zaman genç ve adil biri olarak kalacaksın.
Mas querido, você será, sempre jovem e viçoso para mim...
Fakat balıksız geçen 40 günden sonra en sonunda gencin ailesi ona yaşlı adamın kara bahtlı biri olduğunu anlatmışlardı. Böylece genç adam ailesinin sözünü dinleyerek ilk haftasında 3 iri balık yakalamış olan diğer bir kayığa geçmişti.
Mas, após 40 dias sem peixe, | os pais do rapaz disseram... que o velho era, definitivamente | e oficialmente um "salao"... que é o pior tipo de azar... e o rapaz, sob ordem dos pais, | foi para outro barco... que apanhou três belos peixes | na primeira semana.
Genç ve çekici biri ve göründüğünden çok daha gergin.
Ela é jovem e atraente. E muito mais tensa do que deixa perceber.
Genç... çok genç biri değilim. Yakında yaşlı biri olacağım.
Já não sou muito jovem, e brevemente serei velho,
Eğer yaşlı biri yerine bir genç öldüyse çok yazık.
É uma pena, se for uma pessoa jovem em vez de alguém já velho.
Palm Beach'deki yüzü olmayan genç bedenlerden biri miydin?
O teu tempo, a tua juventude. Deixaste-os passar. Era tudo o que tinhas, e deixaste-os escapar!
Şifalı suyu dağıtan kızlardan biri, çok çok güzel, genç ve eskil, bir çocuk, şimdiden bir kadın... kendine has, ışıltılı.
Uma das que dão água para curar. É lindíssima. Jovem e antiga.
Oda arkadaşlarından biri senden daha genç.
Um dos seus companheiros de quarto é mais jovem do que você.
Onlardan biri, gördün mü ne kadar genç.
Bem, olhem só como este é novo.
Ve üçüncüsü, kendime genç bir yardımcı buldum. İşine gerçekten çok bağlı biri.
E, em terceiro lugar, tenho um adjunto muito jovem, que é muito consciencioso quanto ao seu trabalho.
Oldukça genç gözüküyorsun. Ama Jesse Coe'yu bıçakla halledebilen biri gerçek bir erkek olmalıdır.
Parece jovem, mas para matar o Jesse Coe com uma faca
Adam matematik bölümünde. Genç ve sarışın biri...
Ele é do Departamento de Matemática.
O pratik biri, bizim gibi genç değil.
É uma pessoa prática, não é jovem.
Suratı sargılar içinde genç Çinlilerden biri öne çıkıp bağırmaya başladı. " Bakın bana ne yaptılar!
Um jovem chinês apareceu com a cara toda coberta de ligaduras e pensos rápidos e pôs-se a gritar :
Senin gibi genç ve idealist biri için daha da sarsıcı...
Ainda maior para alguém com a sua juventude e idealismo, mas...
Genç ve güzel biri.
Alguém com as faces rosadas.
Umarım genç kızların yaptığı o saçma eşek şakalarından biri değildir bu.
Espero que não seja uma partida idiota típica de raparigas.
Buna karşı çıkıp, genç bir kızın ahlakını bozmaya çalıştığı için utanması gerektiğini söylediğimde öylece gülümsedi ve "Yaşlı biri olsa?" dedi?
Quando protestei e lhe disse que devia ter vergonha por tentar corromper uma jovem, sorriu e disse : e que tal se for uma mais velha?
Genç bir kızın cinsel dürtülerini anlayacak biri varsa, o da benim.
Se há alguém que perceba do impulso sexual das miúdas adolescentes, sou eu.
Biri yardımcı olursa genç bitkiler daha kolay büyür.
As plantas jovens crescem melhor se uma pessoa as ajudar.
Sürücülerden biri Milton Humason adlı genç bir adamdı Kaliforniya'nın bir kıyı kasabasındandı.
Um jovem almocreve, chamado Milton Humason, era um dos condutores, o filho incapaz de um banqueiro Californiano.
- Doğru. Ah... Betty Luce ile tanıştın değil mi, bizim en genç polislerimizden... yani kişilerimizden biri.
Já conhece a Betty Luce... uma das nossas melhores... agentes.
Genç olabilir ama dikkatli ve kurnaz biri.
Ele é jovem, mas cuidadoso e calculista.
Kevin Flynn, bu adam Enkom'un en parlak ve genç yazılım... mühendislerinden biri.
Kevin Flynn, um dos mais brilhantes e jovens engenheiros de software da ENCOM.
İşte bu da en ünlülerinden biri..... en genç palyaço Zippo ile birlikte.
Aqui está uma muito conhecida... com o palhaço mais jovem do Mundo Zippo.
İsyancilar sonunda kaybedecekler, ve genc Skywalker bizlerden biri olacak.
Daqui a pouco os rebeldes serão destruídos e o jovem Skywalker será um de nós!
Yine o genç haydutlardan biri değil ya?
Outra vez com esses tipos?
biri 247
birisi 209
birini 32
biri var 29
birim 66
birinci gün 16
birine 18
birinci 55
birinci katta 19
biri bana 23
birisi 209
birini 32
biri var 29
birim 66
birinci gün 16
birine 18
birinci 55
birinci katta 19
biri bana 23
birincisi 390
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
biri burada 17
biri geliyor 129
birini arıyorum 33
biri vardı 17
birini bekliyorum 30
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
biri burada 17
biri geliyor 129
birini arıyorum 33
biri vardı 17
birini bekliyorum 30
birinci kural 18
birinci bölüm 38
biri gitti 31
biri mi öldü 17
birim 01 25
birini seç 19
birini öldürdüm 16
birinci manga 18
birinci subay 32
birinci sınıf 101
birinci bölüm 38
biri gitti 31
biri mi öldü 17
birim 01 25
birini seç 19
birini öldürdüm 16
birinci manga 18
birinci subay 32
birinci sınıf 101