Geri dönmek zorundayım translate Portuguese
147 parallel translation
Pazartesi sabahı ilk trenle geri dönmek zorundayım.
Tenho de me ir embora... no primeiro comboio na segunda de manhã.
Bakın, efendim, Robinson kalesine geri dönmek zorundayım.
Olhe, eu tenho que voltar ao Forte Robinson.
Maureen, geri dönmek zorundayım.
Maureen, tenho que voltar.
Tamam mı? Keşke ben çıkmadan anlatsaydınız çünkü geri dönmek zorundayım ve öyle ya da böyle bu hikayeyi yazacağım.
Devia ter dito isso antes de eu vir, agora tenho de escrever qualquer coisa no jornal, seja o que for.
Geri dönmek zorundayım.
Tenho de voltar para casa.
- Oyuna geri dönmek zorundayım.
Emile. Tenho de voltar ao jogo.
- Kata geri dönmek zorundayım.
- Tenho que voltar lá para baixo!
Geri dönmek zorundayım. O kadar.
Tenho que voltar, é só isso..
Geri dönmek zorundayım, okula dönmek zorundayım
Tenho de voltar Tenho de voltar de novo às aulas
Clara, seni gerçekten çok önemsediğimi bilmeni isterim. Ama buraya ait olmadığımı fark ettim ve geldiğim yere geri dönmek zorundayım.
Quero que saibas que gosto muito de ti, mas apercebi-me que não pertenço aqui e tenho de voltar para onde vim.
Buraya kendi icat ettiğim bir zaman makinesiyle geldim... ve yarın 1985 yılına geri dönmek zorundayım.
Vim numa máquina do tempo que inventei... e amanhã tenho de voltar ao ano 1985.
İşime geri dönmek zorundayım.
Tenho de ir andando. Tenho de trabalhar.
Öğleden sonra ofise geri dönmek zorundayım.
Tenho que voltar ao escritório hoje à tarde.
Geri dönmek zorundayım.
Já fiz o que vinha fazer e agora tenho de voltar.
Tiyatroya geri dönmek zorundayım. Benimle gel.
Tenho de voltar para o teatro.
- Diğerleri için geri dönmek zorundayım.
- Tenho de voltar, pelos outros.
Sıvı durumuma geri dönmek zorundayım ama beni seyredip aval aval bakmanı istemiyorum.
Tenho de voltar ao meu estado líquido, mas não quero que fique a olhar embasbacado.
Ben geri dönmek zorundayım.
Tenho de voltar
- Hayır, geri dönmek zorundayım. - Bak Gary, 190 kişinin...
- Não, tenho que voltar lá para dentro.
Hayır, geri dönmek zorundayım.
- Gary há 190... Não, tenho que voltar lá para dentro.
İşe geri dönmek zorundayım.
Tenho que ir trabalhar.
Tamam! Gemiye geri dönmek zorundayım!
Pronto, tenho de voltar à nave!
Otobüse geri dönmek zorundayım.
Tenho de apanhar o autocarro.
Onlar ölmek zorunda. Ben istasyona geri dönmek zorundayım çünkü tedavi edilmem gerekiyor Bende varım diyemem
Têm de morrer porque eu tenho de voltar à estação para ser tratada a uma doença que nem sei que tenho.
Ama Viyana'ya geri dönmek zorundayım.
- Em breve volto para Viena.
Ben, aa, birkaç iş için Lincoln'e geri dönmek zorundayım.
Tenho de ir a Lincoln tratar dumas coisas.
Geri dönmek zorundayım.
Eu tenho de voltar.
Geri dönmek zorundayım.
Tenho de voltar.
Geri dönmek zorundayım.
Preciso voltar.
- Geri dönmek zorundayım.
- Tenho de voltar atrás.
İşe geri dönmek zorundayım ve görünüşe göre araban hazır.
Tenho de voltar ao emprego e... parece que a tua carrinha está pronta.
Anlamamaları için geri dönmek zorundayım.
Tenho de ir, para não descobrirem.
- İşe geri dönmek zorundayım.
- E depois dizes... - "Tenho de voltar ao trabalho."
Ama oraya geri dönmek zorundayım.
Mas eu tenho de lá voltar.
- İşime geri dönmek zorundayım!
- Tenho de voltar ao meu trabalho!
İşime geri dönmek zorundayım.
Tenho que voltar ao trabalho.
Sonra geri dönmek zorundayım.
Depois eu preciso regressar.
Yarın ayrılıyorum ABD'ye geri dönmek zorundayım
Vou-me embora amanhã, tenho que regressar aos Estado Unidos.
Geri dönmek zorundayım.
Tenho de voltar antes que o Dixon venha atrás de mim.
Yakında kendi... dünyama geri dönmek zorundayım.
Passaremos rapidamente pelo seu mundo.
Alice Akarsuyuna geri dönmek zorundayım.
Eu tenho que voltar a Alice Springs.
Ama o yola geri dönmek zorundayım. Buna mecburum.
Mas voltando agora ao caminho tenho grande trepidação.
Yoksa, işime geri dönmek zorundayım.
Caso contrário, tenho de voltar para o trabalho.
Bildiklerimin hepsi bu kadar, Jack. - Buna geri dönmek zorundayım.
Tenho que tratar disto.
Sanırım geri dönmek zorundayız.
Bem, parece que temos de voltar para trás.
Korkarım geri dönmek zorundayız. Yiyeceğiz bitmiş!
Temo que tenhamos de voltar, Astérix.
Peki ala, geri dönmek zorundayım.
É de outra pessoa. Este poderá ter saído do buraco de vácuo... na mesma altura em que o Kim foi puxado.
- Geri dönmek zorundayım.
Eu tenho de voltar.
Tarihe geri dönmek zorundayım.
- O quê?
Artık gitmek zorundayım, geri dönmek, bir şeyler parçalandı.
Tenho de ir agora, voltar, alguma coisa... foi por terra.
Artık gitmek zorundayım, geri dönmek, bir şeyler parçalandı.
Agora tenho de ir, de voltar, algo se... quebrou.
geri dönmek istiyorum 28
geri dönmek istemiyorum 21
geri dönmek güzel 22
zorundayım 57
geri zekalı 308
geri zekâlı 75
geri dön 997
geri istiyorum 22
geri gel 638
geri ver 111
geri dönmek istemiyorum 21
geri dönmek güzel 22
zorundayım 57
geri zekalı 308
geri zekâlı 75
geri dön 997
geri istiyorum 22
geri gel 638
geri ver 111
geri getir 23
geri çekil 905
geri döndü 106
geri döneceğim 286
geri dur 89
geri gelecek misin 32
geri git 182
geri gelecek 78
geri döndün 87
geri gelmeyecek 30
geri çekil 905
geri döndü 106
geri döneceğim 286
geri dur 89
geri gelecek misin 32
geri git 182
geri gelecek 78
geri döndün 87
geri gelmeyecek 30
geri dönmeyeceğim 51
geri çekilin 1056
geri dönme 24
geri döndüm 161
geri dönüyorum 52
geri geliyor 54
geri döneceksin 37
geri dönecek 75
geri gelin 133
geri döndüğümde 39
geri çekilin 1056
geri dönme 24
geri döndüm 161
geri dönüyorum 52
geri geliyor 54
geri döneceksin 37
geri dönecek 75
geri gelin 133
geri döndüğümde 39