Haklısınız translate Portuguese
3,218 parallel translation
Haklısınız, özür dilerim.
Está bem. Lamento muito.
- Haklısınız efendim.
Certíssimo.
Sanırım haklısınız.
Suponho que não.
- Değil. Haklısınız.
- Exatamente.
Evet, haklısınız Senyor Salaad.
Absolutamente, Mr. Salada.
Evet, haklısınız.
Pois.
Kesinlikle haklısınız.
Tem toda a razão.
Haklısınız efendim.
Não, senhor.
Evet, haklısınız.
Sim, é verdade.
- Haklısınız.
- Certo.
Haklısınız. Duygusallık yok demiştik.
Têm razão, nada de efusões.
Ama halen bir şey söylemiş değilsin. Haklısınız.
- Tu é que não disseste nada.
Haklısınız tabii.
Claro.
Evet, haklısınız.
- Sim. Com certeza.
Böyle düşünmekte haklısınız.
Tem razão ao pensar isso.
Kesinlikle haklısınız madam.
Tem toda a razão, senhora.
Hayır, haklısınız.
Não, tens razão.
Haklısınız.
Você está certo.
- Evet, haklısınız.
E que tal isso?
Haklısınız bu bir seans tahtası ve..
Muito bem. Este é o suporte.
Haklısınız.
- Tem razão.
Haklısınız. Ama benim eşarbım yırtık değil.
Mas o meu cachecol não está danificado.
Doğru, haklısınız.
Pois, nem eu.
Vali, kızmak için haklısınız bişey diyemiyorum
Governadora, a senhora tem todo o direito de estar irritada, e eu lamento muito.
Evet korkarım ki haklısınız
Sim, tenho medo de que tenha razão, senhor.
Haklısınız Mösyö Candie, ben hallederim.
Tem razão, Monsieur Candie, eu trato do assunto.
Evet, haklısınız.
Sim, têm razão.
Bay Brandt, haklısınız.
Sr. Brandt, tem razão.
Haklısınız tabii.
Mas têm razão.
Siz haklısınız.
Tem razão.
Haklısınız, çözüm bu değil efendim.
Na verdade, essa não é a solução, senhor.
Tamamen, kesinlikle haklısınız.
Está completamente, exactamente certo.
Haklısınız, efendim.
Está correcto, senhor.
Hayır Bayan McDeere, koruyuculuk kısmında tamamen haklısınız.
Não, Sra. McDeere, a senhora é de manutenção na quantidade perfeita.
İkiniz de haklısınız.
Têm ambos razão.
- Tamam, tamam. Haklısınız.
- Certo.
Annemle ikiniz de haklısınız. Ama ona bir türlü söyleyemiyorum.
Tu e a minha mãe estão, mas não consigo contar-lhe.
Haklısın, bu konuda daha zekice davranmalıyız.
Temos de ser espertos. Escuta.
Bunca yılda tanıştığım çoğu kız bana söylenip bağırmaya başladığında kukularını yaladığım zaman "Ah, haklısın, sen iyi birisin." derdi.
- Não, eu só estou dizendo, muitas vezes, as meninas que eu conheci ao longo dos anos, quando eu as comia elas gritavam para mim, se eu beijasse seus bucetas, eles ficam, "Está certo, és um bom homem."
Haklısınız.
Tem razão.
Sanırım, haklısınız.
Tem razão, suponho.
- Haklısınız..
Tem razão.
Alex, bu konuda haklı olsan iyi olur aksi takdirde acayip pahalı bir yangın tatbikatı yapmış olacağız.
Alex, é melhor estares certo sobre este, caso contrário fazemos uma operação dispendiosa para nada.
Evet! Haklısın, burdan çıkmalıyız.
Você tem razão, pode ser a nossa oportunidade.
Haklısın, paramız yok.
Estás certo, não temos dinheiro...
haklısın, hedefin karın olduğuma inanması için harbi salak olması lazım... ama kızın olabilirim.
Pois bem, será muito estúpido fazer papel de tua esposa... mas poderia ser tua filha.
Yeni bir eleman kızınla birlikte gelir ve endişelerinde haklısın.
Um jovem com bom aspeto aparece e começa a andar de roda da sua filha adorada, e você quer saber o que ele quer. É perfeitamente compreensível.
Haklısınız.
Madsen, temos um homicídio.
Haklısınız.
Está certo.
Sanırım haklısınız.
Parece que tem razão.
Ama haklısın. Onların kuklasıymış gibi davranamayız.
Você está certo, não podemos rebaixar-nos.
haklısınız efendim 33
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklıyım 81
haklıydım 99
haklıymış 45
haklı değil miyim 37
haklıydın 287
haklıydı 59
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklıyım 81
haklıydım 99
haklıymış 45
haklı değil miyim 37
haklıydın 287
haklıydı 59