Haklıymışım translate Portuguese
468 parallel translation
Haklıymışım.
- Jerry, não é altura para brincar!
Böyle bir gelecek vaatlerini duyunca yaptığımda haklıymışım diyorum.
Quando o ouço falar de tal futuro, percebo que agi bem.
- Ama haklıymışım, değil mi?
- Mas tinha razão, não tinha?
Haklıymışım.
Eu estava certo.
Onu mağazaya getirmekle çok haklıymışım.
Tive razão em contratá-lo.
- Seninle ilgili düşündüklerimde haklıymışım.
Estava certa em relação a ti desde o início.
"Teğmen Stanislav Sobinski." Haklıymışım, genç bir pilot.
"Tenente Stanislav Sobinski." Acertei, é o jovem aviador.
Bir anda, onun otele gitmediği konusunda içime şüphe düştü... ben de kontrol ettim ve haklıymışım.
De repente, suspeitei que ela não voltou para o hotel, por isso confirmei e vi que tinha razão.
Buradaki gelişimini büyük bir dikkatle takip ettim... Ve memnuniyetle söylüyorum ki seni şirkete almaktaki kararımda son derece haklıymışım.
Observei os seus progressos com muita atenção e o meu convite para se juntar à firma foi plenamente justificado.
Haklıymışım.
Eu tinha razão.
Anlaşılan haklıymışım?
Parece que tinha razão.
Haklıymışım.
Tinha razão.
- Haklıymışım.
- O que queres dizer com "estava certa"?
Haklıymışım.
Estava certo.
Şimdi anladım ki haklıymışım
E agora sei que é verdade
Gördün mü? Haklıymışım.
Como vês não estava enganado.
Baştan beri haklıymışım.
O meu palpite estava certo.
- Endişelenmekte haklıymışım.
Eu tinha razão em estar preocupada.
Haklıymışım. Geri gitmek istiyorsun.
Não me enganei, visto quereres regressar.
Bir bakıma haklıymışım.
Bem, em certo sentido, eu estava certo.
Haklıymışım, fatura yanlışmış.
Eu estava certo, a fatura estava errada.
Görüyorsun ya, haklıymışım.
Vedes? Estava certa.
Ee, haklıymışım.
Pai, pai. Pai, voltastes!
Bu konuda haklıymışım. Ama sadece bu sefer öyle değil.
Bem, estava certo sobre isso, só que esta não é uma destas vezes.
"Tanrılar aşkına!" derken haklıymışım.
Tive razão em dizer : "Pelos deuses!"
Yüce efendi, bu yolculukta bela olacağını bildirmekte haklıymışım.
Como Sua Alteza constatou, eu tinha razão, em achar incoveniente, esta viagem.
- Haklıymışım, demek burada yaşıyorsun?
E acertei? Vive aqui não é? Sim.
Haklıymışım.
Eu tinha razão!
- Yıldız konusunda haklıymışım.
- Tinha razão sobre o cometa.
Ve haklıymışım.
E tinha razão!
Seni bütün küstahlığımla beklemekte haklıymışım.
Estava certo quando o abordei tão descaradamente.
Haklıymışım.
Então tinha razão.
Haklıymışım.
Bem, eu tinha razão.
Profesör haklı mıymış?
Queres dizer que o professor estava certo?
Sanırım annem bu konuda haklıymış.
Talvez a minha velhota tivesse razão.
- Haklıymışım ne demek?
- Sei quem é essa mulher.
Sanırım Alfred haklıymış.
Acho que o Alfred tinha razäo.
Seni deli sanmıştım. Yanılmışım. Haklıymışsın.
Certo, certo, eu o achava louco.
Haklıymışım, değil mi?
"Ou seja, eu tinha razão."
Tanrım, ne haklıymış.
E como tinha!
Görüyorsun, Haklı mıymışım?
Ele levou a cabo a sua missão, impecavelmente! Oh, vês! Quem tinha razão?
Haklı mıymışım?
Não tinha razão?
Canutti haklıymış gibi görünüyordu, çünkü World Enterprises yetersiz ve ısrarcı telefon ve mektuplarımı cevaplamakta yavaştı,
Começou a parecer que o Canutti tinha razão, pois a World Enterprises... era evasiva e lenta a responder às minhas persistentes cartas e telefonemas e...
Korkarım öğretmenim haklıymış.
Acho que o meu instrutor de voo estava certo.
Bir saat daha buradayım. Bakalım haklı mıymış?
Bom, estarei com vocês mais outra hora.... só para ver se tem razão.
Haklı mıymışım?
Joguei bem?
Fakat haklıymışım.
Enganei-me.
Sanırım haklıymış.
Parece que tinha razão.
Haklı mıymışım?
Estava certa?
Sevgili Donna, Haklıydın, gidip uzaklaşmalıymışım.
Querida Donna, tinhas razão, eu tinha que me ir embora.
Bu adam hakkında haklı mıymışım?
Eu não tinha razão?
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklısınız 730
haklıyım 81
haklıydım 99
haklıymış 45
haklı değil miyim 37
haklıydın 287
haklıydı 59
haklisin 34
haklı 645
haklısınız 730
haklıyım 81
haklıydım 99
haklıymış 45
haklı değil miyim 37
haklıydın 287
haklıydı 59