English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Iyi bir adam

Iyi bir adam translate Portuguese

3,800 parallel translation
Bu adaletsizlik asla ve asla iyi bir adamın eylemlerini azaltmayacaktır.
Essa injustiça não vai diminuir a vida e as acções de um bom homem.
Reggie iyi bir adam.
O Reggie é um bom homem.
Her gün, iyi bir adam olduğunu kanıtlıyorsun.
Todos os dias, provas que és um bom homem.
Herkes babamın iyi bir adam olduğunu sanıyordu.
Todos pensavam que o meu pai era... um bom tipo.
- Tommy iyi bir adam.
- Tommy é um óptimo sujeito. - Sim.
Grayden Osborne'un iyi bir adam olduğunu düşünüyorsan onu onurlandır. Onlara yardımcı ol.
Ajude-as!
Ama bu iyi bir adam olduğu anlamına gelmiyor.
Isso não é o mesmo que ser bom.
- Bill iyi bir adam.
- O Bill é um homem bom.
O iyi bir adam ayrıca sadık bir Protestan. Hatta bölge papazına bile yardımcı oluyor.
É um bom homem, um protestante fiel, que até ajuda na chancelaria quando o vigário está doente.
Ama bu iyi bir adam olduğu anlamına da gelmiyor.
Não é a mesma coisa que ser um bom homem.
Lütfen. Adı... adı Arastoo Vaziri, iyi bir adam.
O nome dele é Arastoo Vaziri e ele é um bom homem.
O gerçekten iyi bir adam.
Ele é um homem muito fixe.
- Tommy iyi bir adam.
- O Tommy é um bom rapaz.
Bazen gerçekten de iyi bir adam gibi duruyor.
Às vezes, ele até parece um rapaz decente.
O iyi bir adam, iyi bir baba, ve seni çok, çok umursuyor, hep umursadı.
Ele é um bom homem, um bom pai, e ele importa-se muito, sempre se importou.
Beni daha iyi bir adam yapmak istiyorsun.
Fazes-me querer ser um homem melhor.
Aslında mantıksız ama hayatımı geçireceğim iyi bir adamı hiç bulamayacağımı hissettim.
É, claramente, irracional, mas sinto que não podia encontrar um homem melhor para a minha vida.
O iyi bir adam.
Ele é um homem bom.
Ve hiçbir şey iyi bir adamın aşkına benzemez.
E não há nada como o amor de um grande homem.
Tam olarak iyi bir adam için iyi bir güç değil.
Não é um bom poder, nem sequer para um bom sujeito.
Öldürdüğün adam iyi bir adam mıydı yoksa kötü bir adam mı?
Esse homem que matou, era um homem bom ou era um homem mau?
O iyi bir adam.
É um homem simpático.
Adam bir hukuk dehası, Liv. Zamanımızın en iyi yargıçlarından biri.
O Randall é um jurista genial, um dos melhores desta geração.
İyi bir adamı kaybetti.
Ela perdeu um homem bom.
En iyi çözüm 62 yaşındaki birinin 70 yaşındaki bir adamın elden düşme organını alması mı?
Um coração usado de 70 anos num velho de 62?
Philip iyi bir adam.
- O Philip é um bom homem.
Yaşlı bir adamın iyi hissetmesini sağlamak güzel bir şey.
É bom fazer um idoso sentir-se bem consigo mesmo.
Çünkü dünya dört Galli adam daha az olursa daha iyi bir yer!
Porque o mundo é melhor com 4 Welshmen a menos!
İyi bir adamı asla baskı altında tutamazlar.
Não podem deitar abaixo um bom homem.
Ne olduğumdan emin değilim. Sadece iyi bir dünya arayışındaki bir adamım.
Não tenho bem a certeza do que sou a não ser um homem à procura de um mundo melhor.
İyi bir adam, ama bunun son bebeğim olduğunu söylediğimde beni anlamıyor.
É um bom homem, mas não entende quando lhe digo que é o meu último filho.
Tek bir adamın tedavisini üç iyi eğitimli doktora vermemi mi istiyorsun gerçekten?
Queres três cirurgiões a tratar da recuperação de um homem?
Basit bir adam olabilirim ama bir şeyi iyi biliyorum.
Posso ser um homem simples, mas uma coisa eu sei.
İyi bir adam olun. " Marcus Aurelius.
"Sê um." Marco Aurélio.
Elimde o araştırmayı sana veren bir adamın, neden bahsettiğimi çok iyi bildiğini söyleyen bir videosu var.
Tenho um vídeo de um homem a entregar-lhe a investigação o que quer dizer que sabe exatamente do que estou a falar.
İyi bir adam.
Um bom homem.
Bu sefer adam gibi bir bahanen olsa iyi olur çünkü kulağına uysun diye kulak çöpü taramak saçmalıktan başka bir şey değil.
É bom que tenhas uma boa desculpa desta vez, porque "aparar cotonetes para caberem nos ouvidos" é uma palermice.
İyi bir adam bir kaç saat içinde ölecek.
Um homem inocente vai morrer em breve.
Yüzlerce kedisi olan bir adam da iyi bir balıkçı masalı yazsın ama, değil mi?
Só um tipo com cem gatos escreveria uma boa história de peixe.
İyi bir dedektif, iyi de bir adam.
Bom detective, bom homem.
Aslında birkaç adamımı kasabaya göndermenin iyi olacağını düşünmüştüm. Sonra birinci test cehennem köpeği öldürmekti. İkincisi cehennemden bir ruh kaçırmak.
Lembrei-me de mandar alguns dos meus homens e deixá-los pintar a manta, mas a primeira provação era matar um mastim do Inferno e a segunda provação era salvar uma alma do Inferno.
İyi. Liv şimdilik güvende de olsa, onu koruyan bir kişi üzerimizde "Yağmur Adam" etkisi bırakıyor.
Mesmo que a Liv esteja bem, o único que podia protegê-la passou-se da cabeça.
İyi bir adam da değilsin.
- Não és uma boa pessoa.
Sayborg, bu çatışmayı sonlandırmak üzere meta insanları toplamak için elinden geleni yaptın. Ama en iyi analistlerimiz Yarasa Adam olmadan bir takımın olmadığını söylüyor.
Cyborg, fez o seu melhor ao recrutar meta-humanos para nos ajudar neste conflito mas os nossos analistas dizem que sem o Batman, não tem equipa.
İyi bir adam.
É um homem simpático.
Nolan, bana Jack'in iyi olduğunu söyle 27. katta sıkışmış bir adam vardı.
Diz-me que o Jack está bem. Havia um homem preso no 27 ° andar.
Hayır, kendini adamış eş rolünü daha önce hiç yapmadığın kadar iyi yapmanı bekliyorum Eğer başarısız olursan seni bir zamanlar çekip aldığım parasız sefalet günlerine geri dönmeye hazır ol.
- Não, espero que faças o papel de esposa dedicada como nunca fizeste. Falha em fazer isso e prepara-te para voltar à miséria, sem um centavo, de onde te tirei.
Ya da tercih güçlü bir şey, iyi adam?
Ou preferes algo mais forte, meu bom homem?
# Bu adam çok iyi bir insandır #
Ele é um bom companheiro!
- İyi bir sihirbaz sırrını asla söylemez. - Bu adam katil değil.
Um bom mágico nunca revela os seus segredos.
Güvenilir ve şerefli bir adam. Sana ve bize iyi bakacaktır.
É de confiança, honroso, e cuidará de ti, e de nós.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]