Iyi bir başlangıç translate Portuguese
729 parallel translation
- Pek iyi bir başlangıç yapmadın.
- Não comecas nada bem.
Diyebileceğim tek şey, genç adam, iyi bir başlangıç yapmaktan uzaksın.
Só posso dizer-lhe, jovem, que começou com o pé errado.
İyi bir eş ve anne olmak senin için yeterince iyi bir başlangıç.
Ser boa esposa e mãe é um bom começo.
Rüzgarın batıdan esmesiyle, iyi bir başlangıç noktası olur.
Com o vento a soprar de Oeste isto será um bom sítio.
Farrell iyi bir başlangıç yapamadı.
O FarreII começou bem.
- Çünkü burası pek iyi bir başlangıç olmadı.
Porque na verdade, Inerente, não é suficientemente grande.
Bu size vakit kazandıracaktır, iyi bir başlangıç.
Dar-lhes-ei algum tempo, uma boa vantagem.
Belki kelimenin nerden geldiğini hatırlamak iyi bir başlangıç olur.
Talvez deva começar, recordando a origem dessa palavra.
Ama buna rağmen iyi bir başlangıç yaptık.
Entretanto, neste caso, foi um bom começo.
Yanlış yönde iyi bir başlangıç yapmışsın.
Começaste bem na direcção errada.
Kim daha iyi bir başlangıç isteyebilirdi ki?
Até nem seria muito mau.
Fazla değil ama iyi bir başlangıç sayılır.
Consegui vender o resto pelo preço que queríamos.
Bu hayata pek iyi bir başlangıç sayılmaz.
Não é um bom começo de vida.
Bununla iyi bir başlangıç yapabilirsin :
E aqui está uma boa para começares.
Bu gayet iyi bir başlangıç.
É tão bom começo Como qualquer outro.
Bizim için yeterince iyi bir başlangıç olmadı.
Não era um início suficientemente bom para nós dois.
"Benim çocuklar iyi bir başlangıç sağlayacaklardır : 1,400 megaton."
"Os meus homens dão-lhes um avanço de 1400 megatoneladas."
Haydi iyi bir başlangıç yapalım şu sezona.
Vamos ter um bom início de época.
Böylece yavruların iyi bir başlangıç şansı olur.
- Amanhã. Isso vai dar aos filhotes uma chance de um bom começo.
Ve hepimiz biliyoruz ki, yabacı bir yerde oynanan şakadan daha iyi bir başlangıç yapamazsın.
E todos sabemos, não se pode ter um início melhor... do que pregar uma peça num estranho.
Burada ben, ee iyi bir başlangıç yaptım.
Por outro lado, aqui tive um bom começo.
ya bu fırsatı değerlendirip.. .. kendine iyi bir başlangıç kurarsın, ya da hiç.
Agora tens a possibilidade de tornar-te um homem assim, ou não...
Yine de gördüğüm kadarıyla gerçek iyi bir başlangıç için kofsun.
Ainda assim, pelo ar das coisas, está a ter um bom começo.
Evet küçük dostlarım, çok iyi bir başlangıç yaptık!
Bem meus irmãos a coisa começa bem!
Bilmiyorum ama bu iyi bir başlangıç.
Não sei, mas é um bom começo.
- Bu iyi bir başlangıç.
- É um bom princípio.
Bu deveye hendek atlatmanın bir başlangıcı. Çok iyi bir şey.
É tão bom como pôr uma mula teimosa a andar.
İyi bir başlangıç yaptık.
Temos um bom começo.
İyi bir başlangıç doğrusu.
Que belo começo!
Başlangıç için iyi bir gruptu.
Era um grupo bom para começar.
İyi bir sığır sürüsüne, başlangıç için birkaç yüz tane.
Começar com uma manada, mais ou menos 200 cabeças.
Ee, çavuş, yeni bir başlangıç için güzel bir partiydi, Bayan Collingwood ve ben artık gitsek iyi olacak.
Bem, sargento, agora que a sua festa teve um bom começo, acho que a Sra. Collingwood e eu vamos embora.
İyi bir başlangıç.
Começamos bem.
- İyi bir başlangıç. - Ve hiç tuğla kalmadı.
Pus meu último tijolo.
İyi bir başlangıç yaptık.
Tivemos um bom começo.
Çok iyi değil ama bunca zaman sonra bir başlangıç.
mas é um começo depois de tanto tempo.
Başlangıç için daha iyi bir ekip bulamazdın.
Não podias começar em melhor companhia.
Bana Dick'i çağrıştırmayacak bir çevrede yeni bir başlangıç iyi bir fikir gibi gelmişti.
Pensei que era uma boa ideia começar de novo... mas o ambiente... lembrava-me do Dick.
- İyi bir başlangıç.
- É um bom começo.
Başlangıç için kiralık bir araba iyi olur.
É melhor alugar um carro.
İyi bir başlangıç yaptın.
- Tiveste um óptimo começo.
- İyi bir başlangıç.
O Whitey deve-me 19 dólares.
- Bunu itiraf etmek çok güç ama ah - Bence bu bir şekilde... kardeşinin ölümü onun için iyi şeylerin başlangıcı olmuştur
É terrível admiti-lo mas acho que de certa maneira, a morte do irmão foi a melhor coisa que já lhe aconteceu.
Belki de o şimde dağlarda, Ruckeysers'in köpeğini yiyiyor ve "İyi bir başlangıç" diyordur.
Se ele tiver acertado, já está nas montanhas, comendo o cão do Ruckeyser e a pensar : "Foi um bom começo".
İyi Randall, bu güzel bir başlangıç.
Bom, Randall, é um bom começo.
İyi bir başlangıç değil.
Não foi um bom começo.
Bırakalım iyi bir başlangıç yapsın.
Dêem-lhe um bom avanço.
Pek iyi değil ama bu da bir başlangıç.
Não é muito, mas é um bom começo.
Bunun sadece bir başlangıç olduğunu düşün, iyi niyetimizin bir göstergesi olarak kabul et.
Isso é apenas o começo, veja como demonstração de nossa boa fé.
İyi bir başlangıç.
Lindo negócio.
En iyi iş değil tabii ama bir başlangıç.
Sempre era um começo.
iyi birisin 30
iyi biri 103
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biriydi 25
iyi biri mi 21
iyi bir fikir 75
iyi bir fikrim var 23
iyi bir şey 36
iyi biri 103
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biriydi 25
iyi biri mi 21
iyi bir fikir 75
iyi bir fikrim var 23
iyi bir şey 36