Iyi birine benziyorsun translate Portuguese
136 parallel translation
Iyi birine benziyorsun.
Parece-me boa pessoa.
Sen iyi birine benziyorsun.
Pareces ser um sujeito simpático.
Haham, iyi birine benziyorsun.
Rabi, parece ser boa pessoa.
Çok uzun süredir ayakta ve iyi birine benziyorsun sadece. Hepsi bu.
Está acordado à muito tempo, e você pareceu-me boa pessoa.
Çünkü çok özeller. Ama sen iyi birine benziyorsun.
São muito íntimos, quase não falo deles.
Sen gerçekten iyi birine benziyorsun ama ben zor bir ilişkiden yeni çıktım ve böyle bir ilişkiye hazır değilim.
Tu pareces muito fixe, mas... eu acabei de sair duma relação má e ainda não estou pronta para começar outra.
Dedektif, oldukça iyi birine benziyorsun- - kesinlikle, kesinlikle- - ama Embry, hayatının aşkıydı.
Detective, você parece ser um bom homem. parece, parece.. Mas o Embry foi o amor da vida dela.
Yani yalan söyledin, ama onun dışında iyi birine benziyorsun.
Quero dizer, mentiste mas, tirando isso, pareces bestial.
Duymuş olduğumdan daha iyi birine benziyorsun.
Acho que és um homem melhor do que ouvi falar.
Sen de iyi birine benziyorsun.
Tu também pareces muito simpático.
iyi birine benziyorsun.
Parece ser uma boa pessoa.
Bak Peter, seninle alıp veremediğim yok, iyi birine benziyorsun.
Peter, não é nada contra si, parece ser bom rapaz.
Yeterince iyi birine benziyorsun, anlamadığım iş meseleleri haricinde, ama buraya bir konferans için geldim, flört etmek için değil.
Pareces-me até um rapaz simpático... à parte do detalhe dos trabalhos mal explicados... mas estou aqui para uma convenção, não para encontros.
Ne diyeceğim, iyi birine benziyorsun.
Tens uma boa aura. Se gostares e se eu gostar de ti, o trabalho é teu. Faz o seguinte :
Ama sen iyi birine benziyorsun.
Mas tu pareces muito simpático.
Gerçekten iyi birine benziyorsun.
Parece boa pessoa.
Tara memnun oldum, iyi birine benziyorsun ama oğlum yatılı ziyaretçi kabul edemez.
Tara, é um prazer conhecer-te, pareces boa rapariga, mas o meu filho não pode trazer pessoas para dormir e sabe-o.
Sen çok iyi birine benziyorsun, ama vampirler insanları öldürmezler mi?
Você parece ser um tipo simpático, mas os vampiros não matam pessoas?
Sen çok iyi birine benziyorsun.
Eu sei que és simpática. Desculpa.
Şimdi, iyi birine benziyorsun, o yüzden sana ne yapacağımı söyleyeyim.
Você parece um tipo às direitas, por isso, digo-lhe o que vou fazer.
Hey Ralphie. Sen iyi birine benziyorsun.
Ralphie, pareces ser um rapaz porreiro.
Vay canına, çok iyi birine benziyorsun.
- Pareces simpático.
Peki. Gerçekten çok iyi birine benziyorsun Stevie. Ama doğruyu söylemek gerekirse, bunun yürüyeceğini pek sanmıyorum.
Pareces muito simpático, mas a verdade é que não vai dar certo.
Şimdilik, gerçekten iyi birine benziyorsun. Ama saat gece yarısı olduğunda çevremde herkes birbirlerinin her yerini öperken yanımda bir gerzekle dikilmeyeceğim!
Até agora, estás bem, mas não passarei a meia-noite de 31 com um inútil, enquanto todo a gente se beija.
Ayrıca oldukça iyi birine benziyorsun, bu yüzden... - Neden olmasın ki?
E você parece um cara legal, então...
Dinle. Çok iyi birine benziyorsun ama sana bir şey anlatamam.
Você parece ser uma boa pessoa... mas não posso dizer nada.
İyi birine benziyorsun.
Parece ser honesto.
Özür dilerim. İyi birine benziyorsun, ama zamanım yok.
Desculpa, pareces ser porreirinho, mas eu não tenho muito tempo.
İyi birine benziyorsun.
E é porque você tem cara de boa pessoa.
İyi birine benziyorsun.
você parece ser boa pessoa. Vamos deixar-nos de conversa.
İyi birine benziyorsun. Ve...
Parece um rapaz muito simpático.
İyi birine benziyorsun.
Parece ser bom sujeito.
NasıI seversin, orta pişmiş veya... Hayır, sen aslında iyi pişmiş yiyen birine benziyorsun.
Como é que gostas dele, mais ou menos bem passado ou... não, pareces-me do tipo bem-passado.
İyi birine benziyorsun.
Você se parece com uma boa pessoa.
Aslında sana bunları anlatmamalıyım ama... Çok iyi... terbiyeli birine benziyorsun.
Não devia estar a contar-te isto, mas pareces ser boa pessoa uma pessoa muito decente.
İyi birine benziyorsun.
Pareces ser mesmo uma boa pessoa.
İyi birine benziyorsun. Ve...
Pareces umgajo bacano.
İyi birine benziyorsun, ama dürüst olmalıyım. Pek bir kıvılcım hissedemedim.
Pareces um tipo muito simpático, mas, para ser sincero, não senti uma grande faísca.
İyi birine benziyorsun.
Pareces um bom sujeito.
İyi birine benziyorsun.
Pareces muito simpática, a sério.
İyi birine benziyorsun ama... Yapacak çok işim var.
Pareces um tipo porreiro mas tenho muito que fazer.
İyi birine benziyorsun.
Pareces um tipo porreiro, sabes?
İyi birine benziyorsun.
Pareces simpático.
İyi birine benziyorsun.
Pareces um tipo simpático.
İyi birine benziyorsun.
Parece-me um bom sujeito.
İyi birine benziyorsun, Susan.
Bem, parece ser uma boa pessoa, Susan.
Sen çok iyi ve akıllı birine benziyorsun.
Tu até pareces ser um rapaz porreiro e esperto.
İyi birine benziyorsun.
Pareces ser uma boa pessoa.
İyi birine benziyorsun.
Pareces um tipo porreiro.
İyi habere ihtiyacı olan birine benziyorsun.
Tem cara de estar precisada de algumas boas notícias.
Sanırım en iyi arkadaşımı kaybettim, ve, konuşacak birine ihtiyacım var, sen de çok iyi bir insana, konuşmak için uygun birine benziyorsun.
Acho que acabei de perder a minha melhor amiga, e... precisava de alguém com quem falar, e pareces ser um tipo porreiro e uma óptima pessoa para conversar.
iyi birine benziyor 31
iyi bayramlar 19
iyi bakalım 18
iyi birisin 30
iyi bak 101
iyi biri 103
iyi bari 21
iyi bir adam 101
iyi bir kız 32
iyi bilirim 16
iyi bayramlar 19
iyi bakalım 18
iyi birisin 30
iyi bak 101
iyi biri 103
iyi bari 21
iyi bir adam 101
iyi bir kız 32
iyi bilirim 16