English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Iyi değildi

Iyi değildi translate Portuguese

1,980 parallel translation
Hayat orada iyi değildi.
A vida não é boa alí.
- Bu iyi değildi.
Isso não foi legal.
Chandler da ona bitirmesi için çok baskı yapıyordu, ama babamın sağlığı iyi değildi.
O meu pai não andava bem de saúde, mas o Chandler estava sempre a pressioná-lo para terminar.
Evet, bu o kadar da iyi değildi. Çünkü ben o kasabada olmayacağım. Sikik!
Ya, esta não foi tão boa, mas isso é porque eu não vou estar nessa vila.
Aramız bir süredir iyi değildi.
As coisas não estão a correr bem entre nós.
Çok iyi değildi.
Não foi nada bom.
Yaptığım hiçbir şey yeterince iyi değildi.
Nada que fiz foi bom.
- Ama özel hayatınızda o kadar iyi değildi.
Mas em privado não.
Onun kadar iyi değildi.
E não foi assim tão bom.
Kamera kurulumu nasıl gidiyor, çok merak ediyorum. İlk başta pek iyi değildi.
- E a tua instalação de vídeo para o banco?
Bu hiç iyi değildi.
Isso não é bonito.
Bu hiç iyi değildi.
Esta não foi boa.
kapıyı kapattılar ama sanırım mandalları iyi değildi.
Eles fecharam a porta, mas acho que não trancaram propriamente.
Ama çok iyi değildi.
Mas não era uma mãe muito boa.
Tamam, bugün iyi değildi ama bu sorun değil.
Ok, hoje não correu bem, mas nao faz mal.
Bu yeterince iyi değildi...
Não é suficiente.
Ama Saffira hiç iyi değildi.
Mas a Saffira não estava.
Tanrım, bilemiyorum. Matematiğim hiç iyi değildi.
Bolas, não sei, nunca foi boa a Matemática.
Bazıları pek iyi değildi ama tüm tişörtlerin koklamaya değerler.
Algumas nem tanto, mas no geral, as tuas camisas valem a pena cheirar.
Durumu iyi değildi.
Ela não estava bem.
En iyi atışım değildi, tamam mı?
Não fiz um bom lançamento.
Monitör Mimar iyi bir fikir değildi.
Foi estúpido seguir o construtor, Chuzara.
Fiona, onların benim dairemden daha iyi bir yerde kalmalarını istedi... ve onu bilirsin... O hiç tartışılacak bir havada değildi. Sorun değil.
A Fiona insistiu que deviam estar num ambiente melhor que a minha casa e ela não está com um humor que possa ser contrariada.
Babası iyi bir adam değildi.
É só que... O pai dele não era boa pessoa. Nós...
Hayatımın en iyi anlarından biri değildi belki ama gerçek olsaydı, seni korurdum.
Não foi o meu melhor momento mas se acontecesse de verdade, eu protegia-te.
Nedeni tam olarak para değildi. Para her şeyin daha iyi görünmesini sağlıyordu, o kadar.
Não exactamente pelo dinheiro, mas o dinheiro faz tudo parecer certo.
Bu hiç iyi bir fikir değildi Lance.
Esta não foi uma boa ideia, Lance.
Peter pek iyi biri değildi.
Peter não era uma pessoa simpática.
Agac belki hastalikliydi veya topragi iyi degildi.
Aquilo estava doente ou isso, ou o solo não era bom.
En iyi aday o değildi ama bunun pek önemi yoktu.
Ela não era a melhor candidata, mas não importava.
Ben iyi bir evlat değildi, çok üzgünüm...
Sinto muito, papá! - Eu não fui um bom filho!
Bunun nedeni komik kıyafetler ya da Knights of Columbus refakati ya da mükemmel rahibelerin bana iyi gelmesi değildi.
Não era por causa dos trajes bonitos ou dos Cavaleiros de Colombo ou mesmo das freiras bastante agradáveis que eram tão boas para mim.
Walt'ınki gibi çok iyi bir haber değildi koşullar farklıydı, ama sevinmiştik havalara uçuyorduk.
Ou seja, não foram as boas notícias que o Walt teve, as circunstâncias eram diferentes, mas ficámos felizes, ficámos muito empolgados.
Palyaçolu rüyam işte böyle başlıyordu, ve iyi bir rüya değildi.
É assim que começa o meu sonho com o palhaço, e não me refiro ao bom.
Ama şansına Erik Estrada'nın lâkâbı Asi Dil değildi çünkü çok iyi öpüşüyordu.
Mas para surpresa dela, a alcunha Erik Estrada não era "Língua quente" só porque beijava bem.
Sanırım iyi bir fikir değildi.
Se calhar não é uma boa ideia.
Pek iyi bir seçim değildi.
- Não foi uma nada boa.
Bu dünyayı daha iyi hale getirebilecek ; ismimi tarih kitaplarına altın harflerle yazdıracak veya bir ev eşyasına verdirecek, parka heykelimi diktirecek cinsten bir şey değildi.
Não foi algo que tornasse o mundo melhor, nem que me colocasse nos anais da História, me tornasse famoso ou me conquistasse uma estátua num parque.
Muhtemelen iyi bir etki bırakmak için en iyi yol değildi.
Provavelmente não foi a melhor forma de impressionar.
Ve Miles, pek de iyi niyetli bir galip değildi.
E o Miles, não era o vencedor mais generoso, então, quando voltou para o palco, ele...
Planın parçası değildi ama bu da iyi oldu.
Não era parte do plano, mas aceito.
Hepimiz için iyi bir gün değildi.
Não foi um dia bom para nenhum de nós.
Belki bahar tatilinde Baja'ya gelmek en iyi fikir değildi.
Talvez vir à Baja no feriado não tenha sido a melhor ideia.
Esasında çıkmayacaktım ama işteki en iyi günüm değildi.
Estou, mas não era para vir. Não tive um dia bom no emprego.
Almanların, sivillerle iyi anlaştığı birçok yerin aksine, burada olay bu değildi.
Ao contrário da maioria dos lugares... os alemães davam-se bem com o povo, mas esse não foi o caso aqui.
Bu akşam çok iyi bir maç oynadınız, ama hiçbiriniz en iyi oyunu değildi.
Jogaram bem esta noite, mas nenhuma no seu melhor.
- Kalp krizi değildi. - Her neyse işte. Hayatım, hiç iyi görünmüyorsun.
- Fosse o que fosse, querido, não estás com bom aspecto.
Melanie dünyanın en iyi annesi değildi ama çocuklarını severdi.
A Melanie não era a melhor das mães, mas adorava as filhas.
O tavşan iyi bir mazeret değildi.
O coelho não é um álibi.
İyi değildi ve görünüşe göre hala bazı sorunları var.
Ele não estava bem. E, obviamente, ele ainda tem alguns problemas.
Şehirden ayrılmak, eşime göre hiç iyi bir fikir değildi oraya çok bağlı ve seviyor. orayı bütün sorunlarına rağmen seviyor.
Para a minha mulher não foi boa ideia tirá-la da cidade adora os seus próprios vícios adora meter-se em grandes alhadas...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]