Merak etmiyor musun translate Portuguese
340 parallel translation
Merak etmiyor musun kim?
Não está interessada em saber quem é?
Kendi kocana ne olduğunu hiç merak etmiyor musun?
Não lhe interessa saber o que aconteceu ao seu marido?
- Kim olduğumu merak etmiyor musun?
- Nem sequer quer saber quem sou?
- Ne olduğunu merak etmiyor musun?
- Não queres saber o que foi?
- Evet. Söylesene Seth, etrafına, bu muhteşem aileye baktığında bunu hak etmek için ne yaptım diye merak etmiyor musun?
Quando olhas para esta familia, não se pergunta :
Oh, ne bekliyorsun, ödülün ne kadar olduğunu hiç merak etmiyor musun?
Oh, anda lá, não queres saber qual é o valor da recompensa?
Kim olduğumu merak etmiyor musun?
Não lhe interessa saber quem eu sou?
- Nereye gittiğimi merak etmiyor musun?
- Não queres saber onde vou?
Havanın kötü olup olmayacağını merak etmiyor musun?
Banks, nao se assuste se for enfrentar uma tormenta.
Bir oyuncak uçak nasıl uçar merak etmiyor musun?
Não gostaria de saber como se sente voar... num avião de brinquedo?
- Evet. - Mürettebatını merak etmiyor musun?
- A tua tripulação não te preocupa?
Merak etmiyor musun?
Nem tens curiosidade?
Merak etmiyor musun?
Não t-t-te preocupa?
Bu konuda konuşmaktan hoşlanmadığını biliyorum... ama ona ne olduğunu merak etmiyor musun?
Sei que não gostas de falar nisso mas, costumas pensar no que terá realmente acontecido?
Bebeği merak etmiyor musun? Seni daha sonra ararım.
Não queres saber notícias da tua filha?
Ötesini merak etmiyor musun?
Temer o que há depois dela?
Neden burada olduğumu merak etmiyor musun?
Não lhe interessa saber por que estava eu aqui?
- Birşeyleri merak etmiyor musun?
- Alguma coisa te preocupa?
Dışarıda ne olduğunu merak etmiyor musun?
Mas não pensas no que existe lá fora? No Universo?
Azda olsa merak etmiyor musun?
Mas não o faz ficar um pouco curioso?
Michel Weyman'ın neler söyleyeceğini merak etmiyor musun? Biraz..
Não que ouvir Michael Weyman?
Neden yaptığını merak etmiyor musun?
Não interessam os motivos? Motivos?
Sen hiç merak etmiyor musun?
Nunca pensou nisso?
Sürprizini merak etmiyor musun?
Ou preferias uma surpresa?
- Polisi merak etmiyor musun?
- Não sabes como cá chegou a polícia!
Ne için olduğunu merak etmiyor musun?
Nem queres saber para o que é?
Hiç merak etmiyor musun?
Não tens, ao menos, alguma curiosidade.
En azından tadı nasılmış diye azıcık merak etmiyor musun?
Não está nem um pouco curioso sobre o gosto disso?
Hiç merak etmiyor musun?
Nem sequer tens curiosidade?
Neden öldüğünü merak etmiyor musun?
Não queres saber do que ele morreu?
Kim olduklarını ve ne hakkında konuştuğumuzu merak etmiyor musun?
Não te perguntas quem são ou do que falamos?
Arayanı merak etmiyor musun?
Não queres saber qual delas é?
Bunun onu mahvedeceğini düşünmüyor musun, seni kurtarıp kurtaramayacağını merak etmiyor musun?
Vai atormentá-Ia para sempre pensar se podia tê-lo salvo.
Buraya nasıl girdiğimi merak etmiyor musun?
Não te perguntas como entrei aqui?
Ayrıca, bunun nereden geldiğini hiç merak etmiyor musun?
E depois, não estás minimamente curioso para de onde vem esta coisa? E como cá chega?
Dışarıda ne olduğunu merak etmiyor musun? Yani duvarların ve çayırların ardında.
Nunca te interrogas sobre como é, Ilsa, para além dos campos e das muralhas?
Ne? Sen merak etmiyor musun?
O quê, não és curiosa?
- İçinde ne yazdığını merak etmiyor musun?
Não estás interessada em saber o que aqui diz?
Neden kimsenin seninle takılmadığını merak etmiyor musun?
Já te perguntaste porque é que ninguém porreiro quer estar contigo?
- Ne tür bir kariyer yapabileceğini bir nebze de merak etmiyor musun?
Mas não estás curiosa sobre a carreira que poderias ter tido?
Nereye gittiğimi merak etmiyor musun?
Não quer saber para onde vou?
Kiminle savaştığımızı merak etmiyor musun?
Nunca te perguntas contra que lutamos nós?
Hediyeyi merak etmiyor musun?
Não perguntou pela minha prenda.
Nedenini merak etmiyor musun?
Você não deseja saber porquê?
Hadi ama, Tuvok. Merak etmiyor musun?
Ah vamos, Tuvok, não está curioso?
Ya sen? Bütün bunları hiç merak etmiyor musun?
Mas costumas interrogar-te sobre isso?
Liz'e söyleyip de bize söylemediği şeyleri hiç merak etmiyor musun?
Interrogas-te sobre o que contará à Liz que não nos conta a nós?
- Bu insanların başına geleni merak etmiyor musun?
- Não gostavas de saber o que aconteceu?
Merak etmiyor musun?
Não está inquieto?
Merak bile etmiyor musun?
Não tens curiosidade?
Merak bile etmiyor musun?
Não estás curioso?
merak etmiyorum 20
merak 30
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak 30
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak ettim de 48