English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Meraklı

Meraklı translate Portuguese

2,897 parallel translation
Jake fazla meraklı, fazla ilgiliydi.
Ele estava demasiado curioso e interessado.
Gülüyoruz, oynuyoruz, bir şeyler öğreniyoruz, meraklıyız, hayal kırıklığına uğramış, kızgın, heyecanlı, yaratıcı.
Rimo-nos, fazemos jogos, aprendemos, somos curiosos, decepcionamo-nos, zangamo-nos, emocionamo-nos, somos criativos.
O iki çocukla sohbet etmek için fazla meraklıymış.
Estava ansioso para falar dos dois primeiros rapazes.
Silah meraklısı birine hiç benzemiyorsun.
Não parece gostar de armas.
Tam da toplu katliam meraklısı bir katile uyuyor.
Perfil clássico de 4 pontos para atirador em massa.
Pis skandalını satın alıp meraklı gözlerden uzakta tuttum.
Eu comprei o seu escândalo sujo e mantive-o afastado de curiosos!
Yine fazla meraklısın.
Estás perto demais outra vez.
- Sen neden bu kadar meraklısın?
- Porque és tão cusca?
O herifler, acayip şeylere meraklıymış anlaşılan.
Acho que esses tipos andavam metidos em coisas perversas.
Detayları için oldukça meraklı görünüyorsun.
Pareces interessado nos pormenores.
Evet, hem sinsi, hem meraklıyımdır.
- Sim. Sou furtivo e coscuvilheiro.
Winston söylesene, tüm patronlar büyük odaya mı ihtiyaç duyar, yani bilmiyorum, bu berbat bir şey, sanki biraz gösteriş meraklısı olmak gibi değil mi?
Winston, todos os líderes precisam do quarto maior ou, não sei, é um bocado de mau gosto, tipo um excesso?
Ben de sana şu çok meraklı olduğun yabani sorgumdan bulabilirdim.
Encontrei mais do sorgo selvagem que te interessa tanto.
Su sporu meraklılarının tercih ettiği bir yer.
Bastante famosa entre praticantes de desportos aquáticos.
Karanlığa meraklısın sanıyordum ama sen karanlığın ta kendisisin, Tate.
Foste atraído pela escuridão. Mas, Tate, és a escuridão.
Seni gidi meraklı Pandora!
Sua pequena Pandora curiosa
Sırıtkan satirler, Meraklı gözler
Sátiras maldosas Olhos perscrutadores
Çok meraklı bir insanımdır.
Sou o mais curioso dos homens.
Paraya pek meraklı değildin.
Não entraste, exactamente pelo dinheiro.
Araştırmacı ve meraklı beyne sahip olan Stephan Gray elektriğin makineden çocuğun vücuduna oradanda parmaklarına hareket edebileceğini düşündü.
Mas para a mente questionadora e inquietante de Stephen Gray, aquilo tinha outro significado também : que a eletricidade podia se mover, da máquina para o corpo do garoto, por suas mãos
Bugün dürüstlüğünden dolayı sırtını sıvazlayanlar yarın hiçbir şekilde seninle bilgi paylaşmazlar. Çünkü konuşmaya meraklı olduğunu öğrendiler.
As pessoas que te deram palmadinhas nas costas hoje, por teres sido tão honesto e franco, vão ser as mesmas que não vão compartilhar nenhuma outra informação contigo porque agora sabem
Büyük ve meraklı bir yetişkin erkek.
Um macho adulto grande e curioso.
Seni şaşırtacak bir sürü şeye meraklıyım.
Há muito a meu respeito que o ia surpreender.
Adeta meraklı Jedi, arkadaşlarını görevinden daha fazla önemsiyor.
É curioso um Jedi preocupar-se mais com os amigos do que com a missão.
Siz kadınlar çok ilgi meraklısısınız.
As mulheres são tão carentes!
Meraklıyım n'apayım?
Mentes curiosas querem saber.
Pek spa meraklısı değilimdir.
Não sou do tipo que gosta de SPA. Eu também não, está bem?
Bu iki leydi hakkında ne kadar doyumsuz bir biçimde meraklısın.
Como é insaciavelmente curioso sobre essas duas senhoras.
Bu durumlarda meraklılık doğaldır.
A curiosidade é natural, tendo em conta as circunstâncias.
Bunun bir yere varmayacağını biliyorum fakat sıradaki seminerimiz, büyük bir kısmı yaklaşık 17 yaşındaki tuhaf bir sebepten ötürü hayatlarında ilerlemek için beyinlerini kullanmaya meraklı erkekleri içeriyor.
Bem, sei que isso não vai dar em nada, mas o nosso próximo workshop inclui, basicamente, garotos de 17 anos que, por algum motivo especial, querem usar a cabeça para continuar as suas vidas.
- Rüzgar sörfüne mi meraklısın?
- Gostas de windsurf?
Değilsin ama meraklısın.
Não, não és gay. Só praticas por curiosidade.
9. karayolunda kaçak işçileri becermeye meraklı şişko i.neyle mi görüşüyorum?
É o maricas que sodomiza as "costas molhadas" na estrada 9?
Tıpkı benim olduğum gibi biraz meraklı ve ateşli.
Um pouco curioso e impetuoso, como eu era.
Ben buranın turşu meraklısıyım.
Sou tipo um sabichão dos picles.
" İnsanlar onlara meraklı gözlerle bakıp...
"As pessoas olham-nos..." "como se se perguntassem quando..."
Meraklı. - Neyi merak ediyor?
- Curioso sobre o quê?
Meraklı bir köpekbalığı ararım.
Procuro um tubarão curioso.
Bu arkadaşın meraklı olması durumuna karşı ellerinizi ayaklarınızı kafesin içinde tutun.
Mantenham sempre as mãos e os pés dentro da jaula para o caso dos nossos amigos ficarem curiosos.
Ne kadar da meraklısın.
Que curioso!
Çünkü meraklıydım ve bu işi kapmak için ne gerekiyorsa yapmaya da hazırdım.
ADAM LEWINTER Engenheiro do EIS E queria fazer o que pudesse para participar no projecto.
- Bi-meraklı?
- Bi-curiosa?
O meraklı çocuklar olmasaydı sakin bir gece olacaktı.
E teria sido uma noite calma se não fossem aqueles miúdos intrometidos.
Rebecca, konuşmaya pek meraklı olmadığının farkındayım ; ancak sormam şart.
Rebecca, sei que não falas muito, mas preciso perguntar-lhe.
Meraklı.
Will Grimm.
" Sevgili 7 cüceler ; Huysuz, Meraklı, Pasaklı, Saygılı, Obur, Dövüşçü ve Kurt!
" Queridos Bife, Napoleão, Glutão, Copo de Três, Lobo, Risos e Grimm.
Sen meraklısın, ben meraklıyım.
Estás curioso e eu também.
Buraya meraklı sikini onun kafasına sokup, beynini sikmeye mi geldiniz Bay Matthais?
Veio cá para meter a sua pila curiosa dentro da cabeça dela e foder o seu cérebro, sr. Matthais?
Meraklısı değilim, Herşeyi duydum.
Estás a tripar, meu. Não estou a tripar, eu oiço coisas.
Meraklı köylülerin duvar önünde toplanmaları doğal bir davranıştı.
Seria natural que os curiosos aldeões se acumulassem em frente à parede.
Güzel motor kayışlarına meraklı olman mümkün mü?
Não a imaginava num carrão só de olhar para si.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]