English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Ne olacaksa olsun

Ne olacaksa olsun translate Portuguese

97 parallel translation
Ne olacaksa olsun.
- Margot.
İstediğiniz kadar bizimle kalabilirsiniz. Ne olacaksa olsun.
Viva aqui quanto queira e que passe o que tenha que acontecer.
Lakin 1914'te coşkuyla "Hedef Berlin!" diye slogan atanlar artık "Ne olacaksa olsun!" diyorlardı.
Mas enquanto que, em 1914, a palavra de ordem era'Para Berlim! ', desta vez era'Vamos lá acabar com isto.'
Ne olacaksa olsun.
O que acharem melhor.
Ne olacaksa olsun umurumda değil.
Quero lá saber, desde que não seja aqui.
Sadece "Ne olacaksa olsun" diyordum. Bilirsin işte, hiçbir şeyi umursamıyordum.
Disse, "Que se lixe!" Sabes, já não queria saber.
Ne olacaksa olsun.
Isto vai ser o que vai ser.
Her zaman söylerim, ne olacaksa olsun, üzerine git, Logan.
Sempre disse que tinhas cabeça, Logan.
İzin ver, ne olacaksa olsun.
- A fazer o quê? Deixa-o acontecer. Deixa-o acontecer apenas.
Ne olacaksa olsun.
Esquece o passado.
Ne olacaksa olsun, ne olursa olsun. Babamın öcünü almaya kesin kararlıyım.
Haja o que houver, hei de vingar a morte de meu pai!
Ah ne olacaksa olsun!
Porque não?
Oh, ne olacaksa olsun, üzülürse üzülsün.
Que se lixe! Vou perturbá-lo!
Ne olacaksa olsun. Büyükanne olacağım.
Para o diabo com isto, vou ser avó.
Bana ne olacaksa olsun.
" Adeus. Não interessa o que me vai acontecer.
Ne olacaksa olsun.
O que acontecer, aconteceu.
Uzun zamandır peşimdeydi. Ben de "Ne olacaksa olsun" dedim.
Ele estava atrás de mim há algum tempo e portanto disse para mim "E porque não?".
Tamam, ne olacaksa olsun.
Está bem, que se lixe...
Bırak ne olacaksa olsun.
Deixa que aconteça.
Ne olacaksa olsun.
O que será, será.
" Ne olacaksa olsun.
" Bate em algo duro.
Ne olacaksa olsun, ben kocaman kalça iğnesini alayım.
Ah, que se lixe, Que venha a enorme agulha.
Bırak ne olacaksa olsun.
Deixa-a estar.
Bırak ne olacaksa olsun, bebeğim.
Deixa-te levar, bebé.
Ne olacaksa olsun dedim.
Pensei, porque não...
Sonra orada oturuyordum ve karar verdim, "Bu Stan Grossman. Ne olacaksa olsun."
Finalmente, eu estou ali sentado e decido, é o Stan Grossman, que diabo!
Ne olacaksa olsun.
E o que será será.
Ne olacaksa olsun.
Só me resta esperar pela bomba.
Kuralları yıkalım ve ne olacaksa olsun artık!
Não há regras. Estou a gostar.
Ne olacaksa olsun.
O que tiver de acontecer, acontece.
Bırak ne olacaksa olsun.
Alinha nisto.
- Ne olacaksa olsun.
- Que se lixe.
Ne olacaksa olsun.
Que se lixe isto.
Ve o dedi ki "Büyüyüp ne olacaksa olsun, bir çocuğun ölmesine izin vermek doğru değil."
E ela disse. Não interessa no que ele se vai tornar quando crescer não está certo deixar uma criança morrer.
Ben bayağı açım, ne olacaksa olsun?
Estou com muita fome, então porque não?
Ne olacaksa olsun.
Mas o que é isto...
Ne olacaksa olsun! Serena'yı tanıyorsam, olacak şey birden bire çok romantik biri olacak ardından olanlar hakkında bir daha konuşmak istemeyecek.
Certo, mas conhecendo a Serena, provavelmente, o que vai acontecer é vai ser varrida pelo romantismo do momento, e não vai falar do que aconteceu.
Ne olacaksa olsun
O que for que vá acontecer, será brevemente.
dürüst ol, sonra.. bilirsin her ne olacaksa olsun.
Diria que deve confrontar os problemas.
Ve ne olacaksa olsun umurumda değil.
E aconteça o que acontecer, não me interessa. Não quero saber, a sério.
Siz Nazi pislikleri ile ne olacaksa olsun artık!
Vamos despachar isto sua escumalha Nazi!
Ne olacaksa olsun.
Assim seja.
Neden bize inanmıyorsun? Tanrı'nın yardımıyla keşke gerçeği bilebilseydim bayan. Ama ne kadar acılı bir şekilde olacaksa olsun gerçeği öğrenmeliyim.
Por Deus, quem me dera poder, señorita, mas tenho de saber a verdade, por mais doloroso que seja o caminho.
Her zaman söylerim, ne olacaksa olsun, üzerine git.
Sempre disse que irias para a frente, Logan, sem te importar o que isso custe.
Ne olacaksa... olsun!
O que tiver de acontecer... acontecerá.
Ne olacaksa olsun.
Aconteça o que acontecer.
"Ne olacaksa olsun," diye düşündüm.
Disse para comigo :
Lanet olsun, her ne olacaksa hepsine hazırım.
Bolas, estou pronto para tudo o que possa acontecer.
Hayatını yaşa. Ne olacaksa bırak olsun.
Vive a tua vida e o que tiver de acontecer, acontecerá.
Sevgilim, burada ne olacaksa bırak olsun gitsin.
Meu amado, o que tem que acontecer aqui... Deixa acontecer! Deixa acontecer!
Pekâlâ bir sonraki öneri her ne olacaksa, hep yaptığımız bir şey olsun, tamam mı?
Muito bem, a próxima sugestão, qualquer que seja, é a que faremos, está bem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]