O zaman ne yapacaksın translate Portuguese
227 parallel translation
- O zaman ne yapacaksınız?
- O que vai fazer então?
O zaman ne yapacaksın?
O que será da tua vida?
O zaman ne yapacaksın onunla?
Então o que vai fazer com ele?
Peki o zaman ne yapacaksın?
O que vais fazer então?
O zaman ne yapacaksın?
O que irás fazer?
Peki, o zaman ne yapacaksın?
Bom. Então, o que vai fazer?
O zaman ne yapacaksın?
O que é que fazem?
Peki o zaman ne yapacaksınız?
O que é que vocês fazem quando a ligação cai?
O zaman ne yapacaksın?
Que vai você então fazer?
- O zaman ne yapacaksın Harry?
- E o que fazes aí, Harry?
O zaman ne yapacaksınız?
E depois?
O zaman ne yapacaksınız?
O que farás quando se acabarem?
- O zaman ne yapacaksın?
E, depois, o que fará?
O zaman ne yapacaksınız?
Que fará então?
Öldüğümde öğrendiklerimi diğerlerine iletmek zorunda kaldığın zaman... - O zaman ne yapacaksın?
Quando eu morrer, e tu fores a única pessoa capaz de ensinar o que eu aprendi, o que farás?
Ha, o zaman ne yapacaksın Lonny?
O que vai ele fazer? O que vais fazer, Lonny?
O zaman ne yapacaksın?
O que fará então?
- O zaman ne yapacaksın?
- O que vais fazer nessa altura?
O zaman ne yapacaksın?
O que farás, então?
- Ne yapacaksın şimdi? - Onunla evleneceğim. Jerry, eğlenmenin zamanı değil.
Antes que faças figuras tristes, não lhe digas nada sem eu falar com a Madge para saber mais sobre o passado dela.
Konuşmanı ne zaman yapacaksın? Buradan çıkabildiğim an yapacağım.
- Quando farás o teu discurso?
Nereye gideceksin ve bizi ne zaman terkedeceksin ya da gittiğin yerde ne yapacaksın, bilmiyorum, Jesse ama ne olursa olsun, şu anki durumundan daha kötü olmazsın.
Não sei onde irá quando nos deixar, Jesse, ou o que pensa fazer, mas não importa porque não será melhor que agora.
O zaman sen ne yapacaksın?
Onde estarás tu, então?
Bu sadece başlangıç. Ne zaman yapacaksın?
- Quando é que o vais fazer?
Tabii ama, Calvera geldiği zaman ne yapacaksın?
Sim, e que vai fazer quando vier o Calvera?
Peki, ne yapacaksın o zaman?
O que faria no meu lugar?
- Aldığın zaman paranla ne yapacaksın?
O que vai fazer, quando o tiver?
Korkuluk, Detroit'e gidince eski karın seni lambanla beraber tekmelediği zaman ne yapacaksın?
Espantalho, que vais fazer quando a tua mulher correr contigo... juntamente com o candeeiro, ao chegares a Detroit?
Fransız askerleri kız kardeşinin ırzına geçtiği zaman ne yapacaksın?
Mas o Napoleão acredita na guerra!
Gérard, sirk ile Rehber arasında ne zaman bir seçim yapacaksın?
Gérard, até quando optarás entre o circo e o Guia do teu pai?
buradan Venüs'e gittiğin zaman ne yapacaksın?
O que vais fazer quando fores daqui a vénus?
Hepsi bittiği zaman, sonra ne yapacaksın?
O que vais fazer quando isto tudo acabar?
Ve bu da demek oluyor ki ne söylersem, ne zaman söylersem, nasıl söylersem, onu yapacaksın.
Ou seja, você vai ter que fazer o que eu disser... quando eu disser e como eu disser.
- Bunu ne zaman yapacaksın?
- Quando é o casamento?
Ne zaman yapacaksın?
- Quando o vais fazer.
- O zaman, ne yapacaksınız? - Sanırım, o zaman bir içki içerim.
- O que fará então?
- Konuşmayı ne zaman yapacaksın?
Quando vais dar o discurso?
Ne zaman ne söylersem yapacaksın, tamam mı?
Vais fazer o que eu disser, quando eu disser?
- Ne zaman yapacaksın?
- Quando o farás?
Kendi bebeğin doğacağı zaman ne yapacaksın?
O que vais fazer, quando tiveres um bebé?
Peki, çıktığın zaman ne yapacaksın?
O que é que vais fazer quando saíres?
O zaman bu konuda ne yapacaksın?
E o que vai fazer quanto a isso?
Bunu ne zaman yapacaksın?
Bem, e quando é que o vais fazer?
O zaman ne yapacaksın?
- E aí o que é que vais dizer?
Kanatları çıktığı zaman onu ne yapacaksın?
E o que farás com ela, quando criar asas?
O zaman, ne yapacaksınız?
Então o que você vai fazer?
Kaz yumurtalarından hoşlanmadığını öğrendiği zaman ne yapacaksın?
O que vais fazer quando ele descobrir que não gostas de ovos de ganso?
Ne zaman o yaşlı adamı terk edip onları benim için yapacaksınız?
Quando é que larga aquele velho e vem cozinhar para mim?
Onu bulduğun zaman ne yapacaksın?
O que é que vais fazer quando a encontrares?
Ne zaman yapacaksın?
Quando o vai fazer?
Ne yapacaksın o zaman? Karate öğreneceğim.
- Aprender caratê.
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75