English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ P ] / Peki ne için

Peki ne için translate Portuguese

1,266 parallel translation
Peki ne için?
Porquê?
Peki ne için saklıyorsun?
Então, para que estás a guardar-te?
Tüm hayatım seni korumakla geçti. Peki ne için?
Passei a minha vida inteira a proteger-te, para quê?
Peki ne için iki taneye ihtiyacım olsun?
Para que é que preciso de dois?
Peki ne için?
Foi por isso?
Peki ne için yapıyorsun?
Então, por que estás a fazê-lo?
Peki bu durum için ne düşünüyorsun?
Então o que achas?
Peki kutlamak için bu gece yemeğe çıkmamıza ne dersin?
Que tal se saíssemos hoje á noite para um jantar de celebração?
Peki bu bant ne için?
Mas para que é essa fita?
Peki bu toplum için sen ne yaptın?
Fez algo para a sua comunidade?
Daha ne kadara ihtiyacım var... peki... artırmak için... seni tatmin edecek kadarı?
Quanto mais precisaria... oferecer-lhe... aumentarei... para satisfazê-la?
Peki, benim için ne düşünürsünüz?
A propósito, o que você pensa de mim?
Peki onun içinde benim için ne var?
E o que sobra pra mim?
Peki bunun için ne gerekecek? Pekala.
- O QUE É QUE ISSO REQUER?
Peki ya dünya çapındaki virüs için söz verdiğin alıcılara ne olacak?
E os compradores a quem prometeste o vírus?
Fareler ne için peki?
Para que são os ratos?
Peki gerçek bir kadın olmak için bu telleri ne kadar taşımak gerekir?
Durante quanto tempo é que a "Madame" tem de usar os arames?
Seni ne için minnettar biliyorsunuz sadece,, çünkü Peki, sana sarıldı.
Bom, eu abracei-te, porque estava, sei lá... Grata pelo que tinhas feito.
Peki Swearengen bir ziyaret için ne kadar ödüyor?
Quanto paga o Swearengen por uma visita?
Tamam, peki, bir kadının üstünden arabayla geçen çocuk için uygun ceza ne?
Qual o castigo para uma criança que atropela uma mulher?
- Peki bizim için ne yapacaksın?
- Então, o que vais fazer por nós?
Tamam. Peki. "Jakuzini kaymak için ne zaman donduruyosun?"
Quando congelas a banheira para patinagem no gelo?
Peki bebeğin için ne zaman dönecektin, Connie?
Então, quando ias voltar para buscar o teu filho, Connie?
Peki, ne için komplo kurdular?
Então todos eles conspiraram para fazer o quê?
- Ne için peki?
- Como assim?
Peki... Şirketin bu araba için ne kadarlık fatura çıkarttığını tamı tamına biliyorum.
Sei quanto este carro custou ao revendedor.
Peki bu takvimi ne için yapıyorlar? Bu yıl gariplik teması mı işleniyormuş?
O tema do calendário este ano é sobre atrasados mentais?
peki yeniden en iyi olmak için ne yapmam lazım.
Diga-me como chegar ao topo de novo.
Peki Clark'ın peşine takılman için sana ne ödedi?
Quanto te disse que ias ganhar com o Clark?
Ne için peki?
E para quê?
- Peki Bayan Pastemak ona ikinci bir şans verdiği için ne kadar şanslı olduğumuzu?
- Percebi. - E percebeste a sorte que tivemos da Miss Pasternak decidir dar-lhe uma hipótese?
Peki iğneyi duymamam için ne vereceksiniz?
Que me vai dar para não sentir a pica?
Peki içmek için ne istersiniz?
O que quer tomar?
İkimiz de dur durak bilmeden çalıştık... ne için peki?
Os dois a esforçarmo-nos tanto. E para quê?
Peki, hareket etmesi için ne kadar zaman gerek?
Em quanto tempo estara bom para se mudar?
Peki dönüşünü garanti etmek için bana ne vereceksin?
E que me darás para assegurar o teu regresso?
Peki daha iyi hale getirmek için ne yapabiliriz?
Então o que podiamos ter feito para melhorar?
Sizin için tam olarak ne yapmam gerekecek peki?
E eu faria... o quê exactamente?
Peki ne için geldin?
- Então vieste para quê?
Bu K-Mart olayı ne peki? Siyah olduğum için mi?
E por que diz que compro coisas vagabundas?
Francis, ne için peki?
Francis, para quê?
Çok fazla aradığım için üzgünüm fakat ne zaman arayacağımı söylemedin ben de... peki, dinle, daha fazla canını sıkmayacağım.
Hey, desculpa ter telefonado tantas vezes, mas... não disseste quando ligar, portanto eu... Bem, não te vou incomodar mais.
Peki senin için ne yapabilirim?
- O que posso fazer por ti?
Peki sizin için öldürmek ne zaman bir is haline dönüştü?
Quando é que matar se tornou um negócio para si?
Anıt ne için peki?
- Por que construíram um monumento?
Peki içinde bizim için ne var?
O que ganhamos com isso?
Peki, bağlılığı güçlendirmek için siz ne öneriyorsunuz?
Então, o que recomenda para encorajar a afeição?
Peki bu ne zaman için?
É para quando?
Sen en son ne için bekledin peki?
E de que tens esperado, ultimamente?
Ee ne yaptın peki, kitap filan yazmak için ara mı verdin?
Então como é que fez? Dactilografou-a enquanto escrevia o livro ou isso?
- Lanet olası 10 luğu ne için aldın peki?
- Não! Então porque raio te dei os 10 dólares?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]