Sabah 11 translate Portuguese
301 parallel translation
O yüzden her sabah 11'de markete gelip bir şeyler alacaktı ben de gerektiğinde gidip onunla konuşabilecektim sanki tesadüfen karşılaşmış gibi.
Assim que ela passava todas as manhãs às onze e eu ia quando queria vê-la. Encontravámos como por acaso.
Pan-American, sabah 11.00.
Pan-American, 11 : 00.
Belki de yarın sabah 11'de evimizde yapılacak toplantıya katılırsınız.
Talvez queira aparecer na minha casa... às onze amanhã de manhã.
Aynı sabah 11 : 40'da Niki çiftliğinden ayrıldı.
ÀS 11 : 40 daquela manhã Nikki saíu da sua quinta.
Yarın sabah 11'de Paris'ten verdiğim haberleri kaçırma.
Escute minha transmissão, amanhã de manhã, 11 : 00, de Paris.
Bu sabah 11 : 25'te, tüm yerel kanun uygulayıcı şubeler... ünlü Hudson kızkardeşler etrafında gelişen... kaçırma-öldürme gizemine Özel Detaylar atfetmişlerdir.
Às 11 : 25 desta manhã foram enviados destacamentos especiais... para desvendar o mistério que envolve as irmãs Hudson.
Üzgünüm madam, fakat sabah 11'e kadar kasa açılmayacak.
Me desculpe, madame, mas o cofre não abre até às 11 : 00 da manhã.
Hesaplamalarıma göre duruşma yarın sabah 11.00'de bitecek.
Bem, pelos meus cálculos, o julgamento terminará amanhã de manhã antes das 11 : 00.
Bu sabah 11'den önce kalkmayan Bayan Tabard 8.15'te dışarı çıktı.
A Sra. Tabard, que nunca acorda antes das 11 horas... saiu às 8 : 15.
Rosemary, yarın sabah 11'de?
Rosemary, amanhã às onze?
Sabah 11 : 30'da varacağız.
Chegaremos lá às 11 h30 da manhã.
Sabah 11.00'de koordine bir saldırı.
Quero um ataque coordenado na manhã de 11.
Sabah parçalı bulutlu olan hava, sabah 11'e kadar açacak.
Um pouco nublado pela manhã e limpará por volta de 11 : 00hs.
Uçağın sabah 11.30'da varıyor.
O seu voo chega às 11.30 da manhã.
Edward George Ruddy kanalımızın yönetim kurulu başkanıydı ve bu sabah 11 sularında sahip olduğu kalp sorunları yüzünden öldü ve bu, başımızın büyük belaya gireceğinin bir işareti.
Edward George Ruddy era o presidente da direcção, da União dos Sistemas Televisivos e morreu hoje às 11 horas da manhã de doença cardíaca. Ai de nós! Estamos num monte de sarilhos!
Sabah 11'de ateşkes imzalandı.
O armistício foi assinado às 11h00 desta manhã.
Yarın sabah 11'de onu aşağıda bekleyeceğim.
Vou esperar por ele no bar lá em baixo, amanhã de manhã às 11 horas.
Daha önce hiç sabah 11'de sosisli sandviç yiyen birini görmemiştim.
Nunca vi ninguém comer cachorros quentes ás 11 da manhã.
Daha önce hiç sabah 11'de sosisli sandviç yiyen birini görmemiştim.
Nunca vi ninguém a comer cachorros quentes ás 11 da manhã.
O zaman neden sabah 11'de açıyorsun?
Então, porque abre ás onze da manhã?
Pazartesi sabah 11'de. Hope Street Plaza'ya git ve telefon bekle.
Segunda, às 11 da manhã, vá à Hope Street Plaza e aguarde que toque um telefone.
Prag Hastanesi'ne sabah 11 : 00'de getirmişler.
Mas isso foi antes das onze O hospital Prague.
Benimle konuşmak isterse, yarın sabah 11-12 arasıyla akşam 6-8 arası orada olacağım.
Se ele quer falar comigo, estarei aí entre as 11 hoo e as 12hoo de amanhã e as 6hoo e as 8hoo da noite de amanhã.
Anlaşılan dün, Adelphi Oteli'nden sabah 11'de ayrılmış. Tren, Paddington istasyonundan kalkmadan bir saat önce yani. Akşam 10'a kadar da geri dönmemiş.
Aparentemente deixou o Adelphi ás 11.00 H de ontem, uma hora antes do Expresso sair de Paddington e não regressou até depois das 22.00 H.
ABD, Kaliforniya'da saat sabah 11 olmalı.
Seriam agora 11 da manhã, na Califórnia.
Pazar sabahı 11.
11 : 00 da manhã de domingo.
Babam her sabah saat 11'de bir kadeh içerdi.
O meu pai tomava uma taça todas as manhãs.
Pazartesiydi. 11 Haziran sabah saat 6 : 15.
Eraumasegunda-feira, 11de junho, 6 : 15damanhã.
Yarın sabah saat 11 : 00'de tiyatroda olabilir misin
Pode estar no teatro, às 11, amanhã de manhã?
Bütün tartışmalı trafik davalarına Cuma sabahı saat 11.00de görülüyor.
Todos os casos de trânsito, impugnados, serão ouvidos sexta, de manhã, às 10 h.
Saat sabahın 11'i.
Mas são 11 da manhã...
Ne olmuş saat sabahın 11'iyse?
E eu com isso, que sejam 11 da manhã!
Saat sabahın 11'i ve güneş parıldıyor.
São 11 da manhã e o sol brilha!
Önümüzdeki cumartesiden bir hafta sonra, sabah saat 11.10'da aranacak ve 61.Cadde'deki Timothy Swardon Sanatoryum'una götürüleceksin.
Do próximo sábado a uma semana irão buscá-lo às 11.10 e levá-lo para o Sanatório Timothy Swardon, na Rua 61, 84 Leste.
Yarın sabah saat 11 : 00 de dinlemede olun!
Voltamos a estar convosco na próxima emissão, amanhã de manhã. " Retomamos às onze horas.
- Yarın sabah saat on birde, efendim. - Teşekkürler.
- Amanhã de manhã, às 11, senhor.
Sabahın onunda gece elbisesiyle etrafta dolaşamam ki.
Não posso aparecer, às 11 da manhã, com um vestido de noite.
SABAH, SAAT 1 1.40.
SÃO 11 h40.
Bu sabah değil... Gelecek sabah...
Não nesta manhã na outra às 11 h30.
Bu sabah, Berlin'deki Britanya büyükelçimiz ; Alman birliklerinin saat 11'e kadar Polonya topraklarından çekilmesi ve aksi durumda Britanya'nın savaş ilan edeceğine dair nihai ültimatomu Alman hükümetine iletmiştir.
Esta manhã, o embaixador da Grã-Bretanha em Berlim entregou um ultimato ao governo alemão, anunciando que se não nos fosse comunicado, até às onze horas, que a Alemanha retiraria de imediato as suas tropas da Polônia, entraríamos em guerra com aquele país.
Bu sabah saat on biri geçe ayrıldı.
Abalou esta manhã, logo depois das 11 : 00.
Sabah borsada 11.850.000 hisse işlemdeydi.
O volume foi de 11 850 000 acções. A cotação média subiu...
Yarın sabah erkenden her birine gidip onlara Metropol'de olacağımı söyle. Pazar saat 11 : 00 da 29.
Amanhã de manhã, cedo, quero que vás ter com cada um deles e lhes digas que eu estarei dia 29, segunda-feira, às 11h, no Metrópole.
Yarın sabah onbirde varacak.
Ele chega amanhã... as 11 da manhã.
Bu sabah saat 11'de bu şehrin havaalanında emsalsiz bir olay meydana geldi.
Às 11 horas da manhã. um evento sem precedentes... teve lugar no aeroporto... desta cidade.
Sabah 7 : 00'de 11 numaralı Amtrak treniyle San Francisco'dan ayrıIıp öğleden sonra 4 : 35'te Merkez İstasyonunda olacak.
Ele vem no Amtrak número 1 1, sai de São Francisco às 7 : 00, Chega â Union Station às 4 : 35.
Evet efendim, saat sabahın 11 : 30'u ve yerinizde duramıyorsunuz.
Sim, sir, são 11 : 30 da manhã e o senhor está de pé.
Yarın sabah, saat 11 : 00 diyebilirmiyiz?
Que me diz amanhã de manhã, às 8 horas?
Bay Neil Gibson Thor'daki evinde yarın sabah saat 11'de sizi görmeyi arzu ediyor.
O Sr. Neil Gibson deseja recebê-lo em Thor Place, amanhã às onze.
Sabah, 11 : 00 Bay Holmes.
- Amanhã. Onze horas.
- Yarın sabah, 11 : 45'te.
- Amanhã de manhã, às 11h45.
11 numara 26
11 00 18
sabah 162
sabaha 19
sabah 5 44
sabah 6 54
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah 8 42
11 00 18
sabah 162
sabaha 19
sabah 5 44
sabah 6 54
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah 8 42
sabah oldu 62
sabah görüşürüz 127
sabahları 23
sabah 10 40
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabah görüşürüz 127
sabahları 23
sabah 10 40
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17