Sabah 6 translate Portuguese
821 parallel translation
Sabah 6'ya kadar bu binada tutuklu kalacaksınız.
Vão ficar presos aqui ate às 6h.
Bak birken iki oldular. Direnmeye devam ederlerse, sabah 6 : 00 için bir yangın birimi hazırlayın.
Dobre a guarda e se continuarem teimosos... o pelotão irá fuzilá-los às 6 : 00 a.m.
Sabah 6'ya gemide olmanız mı gerekiyor?
E vocês têm que estar de volta ao navio amanhã às seis da manhã?
SABAH 6.26'DA OTOYOLDA KİMLİĞİ BELİRSİZ BİR KADIN CESEDİ BULUNDU. DÖVÜLDÜKTEN SONRA ARABADAN ATILMIŞ.
Mulher não-identificada encontrada morta ás 6 : 26... em estacionamento da cidade.
- Kadın dün sabah 6.00'ya kadar...
- Ela nunca saía do apartamento...
- Thorwaldların, sabah 6.00'da çıktığını.
- Os Thorwald, às 6 : 00.
Bayan Thorwald'un dün sabah 6.00'da
Que a Sra. Thorwald saiu às 6 : 00
Polis onu sabah 6.30'da bulmuş.
A polícia encontrou-o às 6 :
Dikkat, Sabah 6'da açılıyor Hatta daha erken.
Mas atenção : Abre às 6 horas, às vezes antes.
Sabah 6 : 00'dan önce asla.
Nunca antes das 6 da manhã.
Kapıcı sabah 6 da kalkıp, merdivenleri siliyor.
O porteiro abre às seis, depois lava as escadas,
Sabah 6.00'dan beridir burada çalışıyoruz.
Estamos à luta com estas garrafas desde as 6 da manhã.
Sabah 6'da geminin kaptanını oynayacaksın.
Tem de assumir o comando do seu navio às 6 da manhã.
Baylar, yarın sabah 6'da görev başında olacaksınız.
Entrarão de novo ao serviço às 06 : 00 horas da manhã.
Aya insanın ilk seyahati Yerel saatle Çarşamba günü sabah 6'da başlayacaktır.
O 1º vôo tripulado à Lua, está marcado para quarta-feira às 6h00 da manhã, horário de leste.
Sabah 6 : 00'dan beri neredesin?
Onde estiveste desde as 6 da manhã?
Her sabah 6 : 00'da kalkıyor ve onu aptal tutmak için tasarlanmış özel aletlerle çalışıyor.
Levanta-se às 6h00, todos os dias, para trabalhar num equipamento especial destinado a mantê-lo idiota.
7 Aralık 1941 pazar günü saat sabah 6'da 400 parçalık bombardıman ve torpil uçağı havalandı.
6h da manhã de 7 de Dezembro de 1941, um domingo. O primeiro dos 400 bombardeiros e torpedeiros decolava.
Sinema programlarına rağmen ben çekimde olan bir oyuncuyu TV'de görmedim. Sabah 6'da kalkar, akşam 9'da döner.
Apesar de tantas emissões nunca vi nenhuma que mostre que uma actriz em rodagem, é uma mulher que se levanta às 6 da manhã e chega a casa às 9 da noite!
İlk üç saat birbirimizden ayrı uçacak ve saat sabah 6'da, Iwo Jima üzerinde, 8.000 feet'te buluşacaktık.
Durante as primeiras três horas, íamos voar em separado e encontrávamo-nos a 8 mil pés sobre Iwo Jima às 6h da manhã.
Tek bildiğim, birinin beni sabah 6'da uyandırdığı ve İngiliz Konsolosluğu'ndan aradığı.
Só sei que me acordaram às seis da manhã de ontem... - a dizer que era o Embaixador Britânico.
Bu sabah 6 : 00'da geldi.
Isto chegou às seis horas.
Yarın sabah 6'dan önce New York'ta olamam.
Não estarei em Nova Iorque antes das 6 horas da manhã, de amanhã.
Sabah 6 : 15 gelgitiyle sefere hazır olacak.
Fica pronto a partir com a maré das 6h15m.
Yarın sabah saat 6 : 00'da başlayacak uzun bir deniz yolculuğu.
É dinheiro e aventura e fama. Uma excitação única na vida, e uma longa viagem por mar que começa amanhã às seis da manhã.
Sabah altıda.
Às 6 da manhã?
Sabah saat 10, yağmur yağıyor.
São 6 horas da manhã. Chove.
Pazartesiydi. 11 Haziran sabah saat 6 : 15.
Eraumasegunda-feira, 11de junho, 6 : 15damanhã.
Bu sabah saat altıda gelmesi gerekiyordu, az önce telefon ettiler ve işi bıraktığını söylediler.
Oevia estar cá esta manhã às 6, mas agora telefonaram a dizer que ele não vem.
Fakat bu sabah saat 06 : 00'da kapıları açtığımda, onun bana söylediği gibi, orada, şu sandalyede oturuyordu.
Mas quando abri os portões às 6 da manhã, como ele me pediu, Lá estava ele, sentado nessa cadeira.
Sizleri sabah saat 6'da kaldıracaklar.
Pedirei que nos acordem às 6h.
O yüzden kesin emin olmak için, sabah 8 akşam 6 arası burada sadece, o da illa gerekiyorsa hareket edeceğiz. Onu da ayağımızda çoraplarla yapacağız.
Então, por garantia, das 8 da manhã até as 6 da tarde... só devemos nos mover, quando for estritamente necessário... e de meias.
Yeter artık, yorgunum sabah altıdan beri Ayaktayım, hepsi bu.
Deixa pra lá. Estou cansada. Eu tenho trabalhado desde 6 : 00 da manhã.
- Sabah saat 6 : 00'da giyinmek... adetim değildir. Alın da bakın.
Meus documentos estão em ordem.
Yarın sabah saat 6'da ormanda.
Amanhã de manhã, às seis na floresta.
- Saat sabahın 6'sı, Bayan Kelly.
- São 6 da manhã, menina Kelly!
Bu sabah saat 6'da üstlerimden bir telefon aldım.
Hoje, às 6 da manhã, recebi um telefonema dum superior.
Birimim yarın sabah altıda Ford Island'a bildirecek.
A minha unidade zarpa para a Ilha Ford às 6 da manhã.
Lütfen yarın sabah altıda Meurice Otel'indeki karargâhımda bana rapor verin
Por favor apresente-se às 6 : 00 amanhã pela manhã no meu quartel-general no Hotel Meurice.
Sabahın 6 : 30'unda buraya gelmeye hiç hakkım yok.
Na verdade, não tenho o direito de vir às 6 : 30 da manhã.
Sabahın altısında yapılmış en büyük para sevkiyatı bu.
É o maior carregamento de "dolares" que já foi feito... às 6 da manhã.
Saat sabahın altısı! Altı!
Mas são 6 horas!
Ama onun sabah altıdan önce... oraya gelmesini istemiyorum.
Mas não o quero lá... até às 6 : 00 da manhã.
Sabahın altısına kadar mı?
Até as 6 da manhã?
Buralarda sabah saat 6'da işe başlarız.
O trabalho começa para toda a gente às seis.
Bu konuşma bu sabah saat 6.15'te kaydedildi.
Foi gravada a seguinte conversa às 6 : 15 desta manhã.
6 Ağustos sabah saat 8 : 15'te 32.000 feet'te uçan Enola Gay, Hiroşima'ya bombayı bıraktı.
Às 8h15 da manhã de 6 de Agosto, o Enola Gay, a 32 mil pés, largou a bomba sobre Hiroshima.
Ne yapayım yani sabah Stuttgart'a uçacaksan?
Não me diga que seu avião sai às 6 da manhã.
Yarış sabah altıda başlıyor.
Partida : 6 : 00 da manhã.
Onarım çalışmalarının yarın sabah saat 6 : 00'a kadar bitmesini istiyorum.
Exijo que as reparações estejam concluídas até às 06 : 00 de amanhã.
Güzel bir Boston sabahında saat 6 : 00.
São 6 da manhã de uma bela manhã em Boston.