Senin için de translate Portuguese
13,136 parallel translation
Ve senin için de uygunsa, seni de birinci yedek vekil olarak belirleyelim.
E, se não te importares, serás o primeiro agente alternativo.
Senin için de büyük fırsat olur. Radyodan televizyona geçersin belki?
Podia ser uma óptima oportunidade para ti.
- Senin için de uygunsa tabii.
Se estiveres confortável com isso.
Bence elimi kolumu sallayarak girip parayı aldığımı söylediğimde senin için de pek mutlu olmayacak.
Palpita-me que ele também não vai ficar muito contente contigo quando lhe contar que eu valsei por aqui dentro e agarrei o dinheiro.
Yani, senin için de geçerlidir.
E o mesmo se aplica a ti.
Bu özellikle senin için de önemli. Çünkü artık Richie kendi dertleriyle yüzleşiyor.
É importante para si também, principalmente agora que o Richie está a admitir o lado dele.
Senin için de aynı şey geçerli.
É o mesmo contigo.
Bu çok önemli canım, senin için de Sonya için de. İlk kez Petersburg sosyetesinde görüneceksiniz.
É importante querida, para si e para a Sonya, a primeira vez que serão vistas na sociedade de Petersburgo.
Ve senin gibi insanlar için sessiz sedasız bir ölüm.
E a queda de alguém como tu.
Flint altın için sana karşı savaş açmaya hazırlandığında herkesin yapabileceği gibi senin de idare edebileceğini söyleyen bendim.
Quando o Flint estava preparado para entrar em guerra contra ti por causa do ouro, fui eu quem disse que tu saberias geri-lo tão bem como qualquer outra pessoa.
Çünkü senin ruhun olmadığı için müthiş muhteşem bu şarkıyı sevmedin?
Porque não tens alma e não gostas de música espetacular?
Tanrının senin için daha fazla zaman harcaması gerektiğini de söyledi mi?
Certo. Ele disse-te que Deus passou mais tempo a pôr-te perfeita?
Kederini dışa vurmaya ihtiyacın varsa senin için memnuniyetle bu iyiliği yaparım!
Se precisar de dar largas, à sua frustração, terei muito gosto em ajudá-lo.
Burada senin için önemli iki kişi olduğunu görmemi sağladın.
Percebi que há duas pessoas aqui de quem gostas.
Kişiliğime yapılan bu haksız saldırılara rağmen ne istediğimi daima açık şekilde dile getirmeye çalışırım ama aynısını senin için söyleyemem Thembi.
Apesar destes ataques infundados ao meu caráter, sempre deixei claro o que quero, mas não posso dizer o mesmo de si, Thembi.
"Kurşungeçirmez Aşk" senin için geliyor kardeşim.
"Amor à Prova de Bala" para ti, mano.
Benimle konuşmamanın ve sınıfta beni görmezden gelmenin sebebi bu, biliyorum. Senin için açıklık getirmek istedim.
Sei que por isso não soube mais nada de ti, e porque me ignoras nas aulas, assim, estou a explico-te.
Ama sen benim oğlumsun. Benim biricik evladım. Ben de senin için en iyisini arzu eden annenim.
Mas tu és meu filho... e meu único filho... e eu sou tua mãe, que fará e que deve fazer qualquer coisa por ti.
Anlamanın senin için zor olduğuna eminim.
Tenho a certeza de que é difícil para si entender isto.
Bak, onu tutuklamak için izin belgesi istiyorsan, Ben Bay simpson'u getirebilecekken senin gelip onu almana hiç gerek yok.
Sei que tem um mandado de prisão contra ele, mas não há motivo para vir buscar o Sr. Simpson quando posso levá-lo até si.
Senin için hareket zamanı.
É altura de fazer alguma coisa.
Senin için önemli olduğunu biliyorum, ben de geri vermek istiyorum.
Sei como é importante para ti, então vou devolvê-la.
Şımarık yavşağın tekiydin ama yine de kardeşimdin ve senin için her şeyi riske attım ama sen bana ihanet ettin.
Um mimado de merda, mas eras o meu irmão. Arrisquei tudo por ti e tu traíste-me.
Burada olduğunu biliyor, senin için gelecek.
Ele sabe que estás aqui, virá atrás de ti.
Sen hayattaki yerini bulmak için Eldiven'de yarıştın ancak kader hayattaki yerini senin için buldu zaten.
Correste a Gauntlet para tentares encontrar rumo na vida, e o destino encontrou um para ti.
Sonra yeni anlaşmalar için paramız olacak böylece onlardan para kazanabileceğiz. Tıpkı senin yapmak istediğin gibi ama yazık sana asla bu imkanı vermedim.
Assim ficamos com dinheiro para contratar artistas novos para os promovermos, como me dizes que queres fazer, mas coitadinho de ti, nunca te dou meios para isso.
- Senin için söylemesi kolay.
Há de lhes passar.
Senin egonu tatmin etmek için kaç tane daha karpuz feda etmemiz gerek?
Quantos melões terão de sacrificar a vida para satisfazer o teu ego?
Senin için bir seccade bir kâse pilav ve tespih yaptım.
Fiz um tapete de oração... uma taça para o arroz... e missangas.
- Kemancı senin için yaptıklarımdan sonra beni neden bekletiyorsun?
- Fiddler. Porque é que me estás a fazer esperar depois de tudo aquilo que faço por ti?
Yolda senin gibi köleleri avlamak için her zaman köle devriyeleri bulunur.
E das patrulhas de recolha de escravos andam pelas estradas permanentemente em perseguição de negros como tu.
- Senin için ikisi de değilim.
Para ti, nenhuma das duas.
İyi piyon konumları olmadan, senin için bunların çoğu mümkün olmayacak.
Sem uma boa estrutura de peões, muito disso não estará disponível.
Benim de bu satışı yasallaştırmak için senin imzana.
Eu precisava da sua assinatura para tornar esta venda legal.
Birmingham Emniyet Müdürü senin için yakalama emri çıkartmış.
Ele disse-me que o chefe da polícia de Birmingham emitiu um mandado de prisão em teu nome.
Bütün bunlar senin için travmatik bir tecrübe olmuştur mutlaka.
De certeza, esta deve ser uma experiência traumática para si.
Günahları için senin kılıcınla yok edilmeli.
Pelos seus pecados, pela tua lâmina, ele tem de ser destruído.
Senin için endişeleniyorken yapmam gereken hamleleri yapamam.
Não posso fazer as jogadas que preciso se tiver de me preocupar contigo.
Pekâlâ, senin için rahatsa, benimki de rahat sanırım.
Pronto, se tu estás bem, eu também estou bem.
Ben de gidip senin için aldım.
Portanto, eu levantei por ti.
Bunu yapmak, kadınları gondiklemene göre epey bir kolaydır senin için.
Deve ser fácil, pois é a tua coisa favorita, além de trepares mulheres.
Gitmeliyim..... ama senin için döneceğim.
Tenho de ir, mas voltarei por ti.
Ben de senin gönderilerini görebilmek için şöyle bir geçmişe gittim.
Fui ver o que tens postado.
Kartlarını doğru oyna, enayi olma tamam mı, ben de senin için burada bir yer ayarlayayım.
Se te portares bem e não fores parvo, ainda te arranjo um cargo aqui.
Aile için bir şeyler topluyorum böylece senin torunların benim torunlarım izleyebilsinler.
Estou a fazer um arquivo de família, para que os teus netos e os meus possam ver.
Senin için çok iyi tabii o adamla yatmak zorunda sen kalmayacaksın.
Está tudo óptimo para si, não terá de dormir com ele.
Okullardan kovulmak kolay olmamıştır senin için.
Não deve ter sido fácil para ti, seres expulso de escola atrás de outra,
Teddy. Oylama yaptık ve gitmen senin için en iyisi.
- Teddy, acabámos de votar e decidimos que é melhor para ti ires-te embora.
Megan'ın senin için yaptığı onca şeyden sonra...
Depois de tudo o que a Megan fez por ti...
Biri senin, biri benim, biri de avukat için.
Uma para ti, uma para mim e uma para o advogado.
Yani yaptığın her şey, Howard'ın gözünde beni de yansıtıyor. Çünkü nihayetinde onu da senin için risk almaya ben ikna ettim.
E, agora, tudo o que fazes reflete-se na minha posição perante o Howard porque, em última análise, convenci-o a apostar também em ti.
senin için deliriyorum 16
senin için değil 62
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için mi 51
senin için üzgünüm 22
senin için değil 62
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için mi 51
senin için üzgünüm 22