Senin için buradayım translate Portuguese
321 parallel translation
Endişelenme, ben senin için buradayım.
Não te preocupes, eu estou aqui contigo.
Senin için buradayım.
Estou aqui para ti.
Senin için buradayım.
Estou cá para ti.
Yanlış ne olursa olsun, senin için buradayım.
Seja o que for, estou aqui para te apoiar.
Dinliyorum. Senin için buradayım. Dinliyorum.
Ouve, estou aqui porque gosto de ti.
Böylece şimdi senin için buradayım.
E então agora estou aqui para si.
Ben senin için buradayım.
Eu ajudo-te.
Senin için buradayım, Anneciğim.
Estou aqui ao seu lado, mãe.
Senin için buradayım.
Dança o hustle.
Ben senin için buradayım.
Estou aqui por tua causa.
- Senin için buradayım.
Estou aqui se precisares.
Sveta, Senin için buradayım.
Sveta, estou aqui por você.
Senin için buradayım. - Burada olmanı istemiyorum!
- Eu não te quero aqui.
Ben de senin için buradayım ahbap.
Eu te protejo, amigo.
Senin için buradayım, dostum.
Conta comigo.
Senin için buradayım, dostum.
- Quando quiseres. Conta comigo.
Ross'a dönmek istiyorsan, senin için buradayım.
Se quiseres vingar-te do Ross, estou aqui para ti.
senin için buradayım, başka biri için değil.
Eu estou aqui para ti, não um estranho qualquer.
"Ben senin için buradayım" demekten başka senin güvenini tekrar kazanmak için söyleyebileceğim bir şey yok.
Sei que não há mais nada que posso dizer ou fazer para te assegurar... que estou cá para ti.
Eh, ben senin için buradayım, bunu bil.
Só para que saibas, estou aqui para te ajudar.
Senin için buradayım.
Estou aqui contigo.
Hayır, ben senin için buradayım, fakat aşçı sensin.
Não, estou cá para ajudar, mas a cozinheira és tu.
- Ben senin için buradayım, anne.
- Podes contar comigo.
Ben senin için buradayım, sen bakmıyorsun bile.
Estou aqui mesmo, junto de ti, e tu nem notas.
Yani, ben senin için buradayım, ama birlikte değiliz.
Pode contar comigo, mas não estamos juntos.
Demek istediğim, artık bunu yapmak zorunda değilsin. Ben senin için buradayım.
Não, o que quero dizer, é que não o precisas de fazer, agora que estou aqui para ti.
Bu doğru, senin için buradayım.
É verdade, estou aqui por tua causa.
Senin için buradayım.
Tens-me aqui.
Senin için buradayım, Donna.
Eu... Eu estou aqui para ti, Donna.
Senin de değil, zaten ben onun için buradayım.
Nem você, o que nos traz á razão pela qual vim.
Evet, Cooper, buradayım ve senin cenazen için de hala burada olacağım!
Sim, estou aqui e vou continuar até ao teu enterro.
Sırf senin vurulmanı önlediğim için buradayım.
E que foi todo o meu heroísmo, que impediu o guarda de te ter morto?
Ben, babam ve senin için buradayım, anne.
Por si e pelo Pai.
Unutma pislik, senin çıkarın için buradayım.
- Lembra-te, porcalhona estou aqui para teu benefício.
Buradayım! ( i Senin için bir sürprizim var!
aqui em baixo tenho uma surpresa para ti o que é?
Biliyorum çok hızlı gelişti, ama ben yalnızca senin yükünü hafifletmek için buradayım.
Frank, bem sei que isto foi muito repentino, mas só estou aqui para te tirar um peso das costas.
Olaylar hızla gelişiyor, Fakat ben senin yükünü azaltmak için buradayım.
Sei que isto foi muito repentino, mas só estou aqui para te tirar um peso das costas.
- Ben senin için her zaman buradayım. - Şu an ben de buradayım, öyle değil mi?
Como eu o ajudei.
Senin kelimelerini ödünç almak için buradayım.
Estou farto de utilizar palavras que são tuas!
senin güvenliğin için buradayım - tanrı bu adamı korusun!
Eu estou aqui para vossa segurança. Deus abençoe aquele homem!
Senin için buradayım.
Pode contar comigo.
Bu olayı çözmek için buradayım, tıpkı senin gibi.
Estou aqui, assim como tu, para resolver isto.
Senin yerine geçmek için buradayım.
Vim tomar o teu lugar.
Ben sadece senin uğruna buradayım, senin için...
Estou aqui por tua causa.
Kendime soruyorum, telafi etmek için ne yapabilirim, bu bileti senin için aldım, buradayım...
Então pergunto-me o que posso fazer para a recompensar. Comprei este bilhete et voilà, aqui estou eu...
Ben 10 milyon için buradayım, senin adamların da kendi işlerini yapsınlar. 10 milyon mu?
- Por 10 milhões, os teus rapazes...
Hayır.Herzamanki gibi senin pisliğini temizlemek için buradayım.
Não. Estamos aqui para limpar a tua porcaria como de costume.
Ben üzgün lanet olası bir adamım ve bazı şeylerin değişmeyeceğini, senin kalın kafana sokmak için buradayım.
Sou o cretino que vai te fazer entender que algumas coisas não mudam.
- Ben senin için hep buradayım.
- Pode contar sempre comigo.
Peter, seni önemsediğim için buradayım. Hata yaptığın için kendini suçlu hissettiğini biliyorum ama senin yanında olmak istiyorum.
Peter, estou aqui porque me preocupo contigo, e sei que cometeste um erro e que te sentes culpado, mas...
Senin için endişelendiğim için buradayım ortak.
Vim porque me preocupa, companheiro.
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için deliriyorum 16
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için mi 51
senin için üzgünüm 22
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için deliriyorum 16
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için mi 51
senin için üzgünüm 22