English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Silahları var

Silahları var translate Portuguese

903 parallel translation
Onların silahları var, bizim de var, Tanrı'nın çocuklarının da var...
Eles têm armas, nós temos armas. Os filhos de Deus têm armas.
Muharebe meydanında yürüyeceğiz, zira Tanrı'nın çocuklarının silahları var.
Nós vamos para a guerra e os filhos de Deus têm armas.
Silahları var mı bilmiyoruz.
Não sabemos se eles estão armados.
Griswold'un adamları ve silahları var.
Griswold tem homens e armas.
Silahları var, sizin yok.
Eles têm armas, vocês não.
Her tepede 88 mm çapında silahları var.
- Eles tem canhões em todas as colinas.
- Silahları var.
Vi as armas deles.
Burayla Hankow arasında silahları var.
Têm armas daqui até Hankow.
Elimizdekilerden çok daha ağır silahları var, Jack.
Artilharia mais pesada do que a nossa.
- Ama düşmanın silahları var!
- Mas os outros têm rifles!
- Silahları var mıydı?
- Estavam armados?
- Silahları var!
- Eles estão armados!
Onların silahları var. Bizim silahımız yok.
Sem armas, não temos poder.
Bu insanların bir çoğu çiftçi ve silahları var.
Muitas pessoas dos limites da cidade são agricultores. Têm armas.
Anlat onlara. Ellerinde bir sürü rehine ve otomatik silahları var.
Eles... eles têm reféns, um monte deles, e... e eles têm armas, ok?
Silahları var mı?
Eles têm armas?
Askeri bir operasyonmuş gibi bakalım. Burada, düşman tarafından sarıldık sayımızı aştılar, silahları var ve ordumuzun yarısı kadın ve çocuklar.
Estamos aqui, rodeados pelo inimigo... em menor número, com menos armas... em menor número, com menos armas... e metade das nossas tropas são mulheres e crianças.
- Silahları var.
- Ainda têm armas.
Silahları var, evlat!
Têm armas, filho!
Ama silahları var.
- Mas têm armas.
- Bu da ne? Silahları var.
- Que raio, têm armas!
Dışarıda Rico'yu arıyorlar, yanlarında silahları da var.
Andam à procura do Rico, e têm as pistolas com eles.
- O silahlar için bolca cephane var mı?
- Tudo bem. - Há munições para as armas?
Ne var ki bu silahlar 20. yüzyıl cinayetlerinin gerektirdiği gizliliğe uygun değillerdi.
Mas não estavam à altura de um homicídio do século XX.
Silahları ve bindikleri atlar var.
Não usam nada. Têm armas e andam a cavalo.
Onların da mı otomatik silahları var?
Acha que estes tipos também têm semi-automáticas?
Silahlarımız var efendim.
Temos armas.
Hala birkaç İtalyan aracı var. Silahları üzerinde geride bırakılmış.
Se entrarmos com eles por aqui, onde se mantém o regimento italiano, poderíamos utilizar a estrada.
Çavuş, Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma ufak silahlarımız da var.
Sargento, carregamos armas pequenas da Primeira Guerra.
Savaşçılarım cesurdur. Silahlarımız da var.
Meus guerreiros são valentes.
Silahlar selamlıyor ve kalabalık arasında örneklerini arayan Hausa dansçıları var. Düzen orada ve burada farklı olsa bile protokol aynı kalıyor.
Um disparo de canhão e, nessa multidão, há Haoukas... que vieram aqui buscar seu modelo... e, se a ordem é diferente, aqui e lá, o protocolo é o mesmo.
Köpekleri, silahları, hizmetçileri, sigortaları var mı gibi. Eski günlerin hatırına sana yardımcı olabilirim sanırım.
Pelos velhos tempos, talvez te possa ajudar.
- Alev silahlarımız var.
- Com fogo. - Não servirá.
Silahlarınızı atmak için beş saniyeniz var.
Dou-vos cinco segundos para desapertarem os coldres.
Onunla savaşmalıyız, ona gününü gösterelim, bizim de silahlarımız var.
Somos cinco para cada um deles. Temos de lutar contra eles com armas.
Silahlarım var ve iş yapmak istiyorum.
Tenho armas e quero negociar.
Silahlarının çok üstün olduğu belli. ve bir görülmezlik perdeleri de var.
Obviamente, o armamento deles é superior ao nosso e têm a protecção da invisibilidade.
Silahlarımı alma hakkım var.
Tenho direito às minhas armas.
Silahlarımız var.
Estamos armados.
Devletin mi? Bu, uzay gemin ve silahların var demektir.
Isso deve significar que tens uma nave e armas.
Bizim de silahlarımız var.
Temos armas.
Silahlarım var.
Tenho homens.
Silahları ve 200 adamları var.
Eles têm armas e 200 homens.
Almanların üzerinde çalıştığı "harika silahlar" dan haberimiz var :
Falaram-nos das "armas maravilha" em que os alemães trabalhavam :
Daha iyi silahları ele geçirmek için silahlara ihtiyacımız var.
Precisamos de armas para apanhar armas melhores.
Silahların doldurulması için kadınlara da ihtiyaç var.
Elas carregam as armas durante a luta.
Elimizde Winchester silahları, cephane... biraz da kaliteli kızıl viskimiz var.
Temos winchesters, munições... e um uísque avermelhado do bom.
Silahları ben alırım. Bir devriyeye daha ihtiyacımız var.
Já têm as vossas armas.
Ağır silahlarımız da var, değil mi? Bazuka falan?
Temos bazucas, não temos?
Burada silahları tuttukları bir bodrum katı var.
Há uma cave onde costumavam guardar armas.
Sizin hipersürücüleriniz, ileri silahlarınız ve Tanrı bilir daha neleriniz var.
Seu povo tem hiperdrives e armas avançadas e sabe Deus o que mais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]