English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ U ] / Uykuya dal

Uykuya dal translate Portuguese

209 parallel translation
Uykuya dalınca ayırt etmesi zor olur, öyle değil mi?
É difícil dizer depois de adormecermos, não é?
Bu bileşimi için yaratık, bir saat içinde, huzurlu bir uykuya dalıp sonunda ölüyordu.
A criatura bebe-a e, passada uma hora, enrosca-se num sono tranquilo e morre.
- Judy, uykuya dal.
- Judy, dorme.
Ne zaman açıkça bir şey söylemek istesem her defasında uykuya dalıyor.
Justo quando sei exactamente o que lhe quero dizer, ele adormece.
Karım bir şeylerin döndüğünü anladı. Çünkü sürekli esniyor ve yatar yatmaz uykuya dalıyordum.
A minha mulher começa a desconfiar pois estou sempre a bocejar e adormeço assim que me deito.
Bazen uykuya dalıp sihirli bir ülkeye götürülmek istedim, ama bu hiç gerçekleşmedi.
Por vezes queria adormecer e ser levada para uma terra mágica, mas isso nunca aconteceu.
Yeniden uzanabilirsiniz. Yine uykuya dalın. Sorun yok, Bayan Tillie.
Pode deitar-se e voltar a dormir, Menina Tilly.
Hayalindeki kızı görmek istiyorsan uykuya dalıp kabus gör.
Você quer a garota dos sonhos? "Dos seus sonhos", é? Durma, e tenha um pesadelo!
Ama yatağına girip de uykuya dalınca, tıpkı bir bebek gibi.
Quando está na cama e com sono, parece mirrar.
Tam uykuya dalıyordum ki, kilise çanlarının çaldığını duydum. Ve arabamın alarmı sebepsiz yere ötmeye başladı.
Ouvi os sinos da igreja à meia-noite... quando eu estava a começar a adormecer... e de repente o alarme do meu carro disparou sem razão nenhuma.
Ben uykuya dalınca kaçıvermiş.
Ela esgueirou-se da cama após eu adormecer. - Não pensa que eles...
Uykuya dalıyorsun.
Vai adormecer.
Ben bayılmıyorum, aniden derin bir uykuya dalıyorum.
Eu não tenho desmaios. Estou é a dormir ferrado.
Sadece dinlen ve hemen uykuya dal.
Relaxa que vais adormecer num instante.
Sonra ben de, rüya görmek için uykuya dalıyorum
Depois adormeço para sonhar
Uzan ve uykuya dal.
Deite-se e durma.
Şimdi uykuya dalıyorum.
Agora me deito para dormir.
Sadece çiçekleri kokla ve uykuya dal.
Cheira apenas as flores, e adormece.
# Rüyasız bir uykuya dal # Kederin hüküm sürdüğü
# Vá para a cama sem sonhos, # onde tristezas repousam.
# Rüyasız bir uykuya dal
# Vá para a cama sem sonhos...
Mutlu mesut uykuya dal, sonra öl.
Ir para a cama feliz e depois ser assassinado.
Dünyadaki en korkutucu sözler ; -... "Uykuya dalıyorum." olabilir. - "Tanrı ruhumu korusun."
As palavras mais aterrorizadoras do mundo "Agora deito-me para dormir..." - "Rezo para Deus guardar a minha alma."
Uykuya dal... uykuya dal...
Dorme. Descansa um pouco. Dorme.
Uykuya dalıyorsunuz.
Vai adormecer...
Uykuya dalıyorsun.
Estás a cair no sono.
Renfield, Yakında uykuya dalıcaksın.
Reinfield, adormeceu cedo demais.
Oda arkadaşın uykuya dalınca balkona çık.
Quando a sua companheira de quarto adormecer, chegue à janela.
"Uyuyorum, uyuyorum." ve uykuya dalıyorum. Şaşırtıcı.
"Estou a dormir, a dormir." E adormeci.
Ondan sonra güzel bir uykuya dalıp, seni hiç düşünmedim.
Depois caí profundamente a dormir e não voltei mais a pensar em ti.
derin uykuya dalıyordu ve diğerleri Eyghon'u çağırıyordu.
cair num sono profundo e os outros iriam invocá-lo.
Uykuya dal.
Dorme.
Uykuya dal, Gabrielle.
Dorme, Gabrielle.
Her şey uykuya dalıyor.
Tudo adormece...
Sırtın uykuya dalıyor.
As tuas costas adormecem.
Uykuya dalıyorum ve rüya görüyorum ama hiç uyumayan bir tarafım var ve kendimi rüya görürken seyrediyorum.
Adormeço... e sonho. Mas uma parte de mim está sempre acordada. E vejo-me a mim próprio a sonhar.
Kim içerse bin yıllık uykuya dalıyor.
Quem o beber irá dormir por 1000 anos.
Öyle yakınsın ki, gözlerini kapadığında uykuya dalıyorum ve hep seni düşünüyorum.
"que a tua mão no meu peito é a minha mão " Tão perto que quando fechas os olhos... "adormeço"
Uykuya dalıyorsun.
Você está a adormecer.
Hiç değil. Arada sırada uykuya dalıyor.
Apenas tem tendência para adormecer sem aviso prévio.
Sadece uykuya dalıyordum
Eu ia dormir.
Uykuya dalıyorsun. Derin bir uykuya.
Um sono profundo.
Eğer bu gerçekleşebiliyorsa uykuya her dalışımda, öfkem arttığında, farkında olmasam bile... değişim gerçekleştiği zaman... onun üzerinde bir kontrolüm olmayacak.
Se pode acontecer... em qualquer momento durante o sono, sempre que a minha raiva se acumula, mesmo inconscientemente, quando se dá a metamorfose, não tenho controlo. Nem sequer sei o que é que faz!
Ne yapıyorsun peki, gözlerini kapadığın an uykuya mı dalıyorsun?
Que faz, fecha os olhos e dorme?
Uykuya dalıyorsun... Çok, çok derin bir uyku...
Agora vai dormir.
Hemen uykuya dalıp eğlence kısmını atlamak istiyorsun değil mi? Anlıyorum.
Está bem, percebo.
Ya da Madam! Affınızı dilerim ama, Gerçek şu ki ; tam dalıyordum uykuya...
Ou Madame, peço desculpa.
Üzerime bir ağırlık basıyor, ve bir süreliğine uykuya dalıyorum, ve uyandığımda, bedenimi ayazda kalmışçasına soğumuş buluyorum.
E quando acordo estou gelado!
Kafan uykuya dalıyor.
A tua cabeca adormece...
Kafan uykuya dalıyor.
A tua cabeca adormece.
Omuzların uykuya dalıyor.
, Os teus ombros adormecem.
Kolların uykuya dalıyor.
Os teus bracos adormecem. ,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]