Yapman gereken translate Portuguese
4,817 parallel translation
Senin yapman gereken Liderliğin peşine düşmek.
O que tens de fazer é ir atrás da liderança.
Tek yapman gereken doğruyu söylemek.
Só tens de dizer a verdade.
Tek yapman gereken işe yaramasını sağlamaktır.
Tudo o que queremos é fazer com que dê certo.
Tek yapman gereken gardiyan geri döndüğünde onu haklamak.
E tudo o que precisas de fazer é... arrumar com o guarda quando ele voltar.
Tek yapman gereken talep etmek.
Tudo o que tenho de fazer é pedir.
Yapman gereken tek şey konsantre olmaya çalışmak.
Só precisas de te concentrar. Concentra-te...
Tek yapman gereken bu kelimeleri söylemek.
Tudo o que tens de fazer é falar com eles.
Yapman gereken tek şey itiraf etmek.
Tudo aquilo que precisas de fazer é admitir.
Tek yapman gereken sahip çıkmak.
Só tens de reivindicar.
Tek yapman gereken sorman.
Só tens de pedir.
Kayıplar hayatına devam etmekten seni alıkoyuyor ve ne kadar zor olsa da ne kadar kendini suçlu hissetsen de yapman gereken şey bu.
Impede-a de seguir em frente com sua vida. E por mais difícil que seja, e por muita culpa que sinta... É isso que você tem de fazer.
Tamam, pekâlâ Marvin, eğer yapman gereken işlerin varsa bunları dışarıda hallet lütfen.
Ok, tudo bem, Marvin, se tens assuntos a tratar, agradeço que o faças fora da propriedade, por favor.
Eğer nerede olduğunu bildiğini düşünüyorsan yapman gereken, ikinizin de yapması gereken geldiğiniz kapıdan çıkıp gitmek olurdu.
Se acha que sabe onde está, o que ambos deviam fazer é sair pela porta que entraram.
Tek yapman gereken 7 gelmesini sağlamak.
Tudo o que tens de fazer é tentares tirar setes.
Tek yapman gereken Wade Messer'ı bulmak.
Só tens de preocupar-te em encontrar o Wade Messer.
Tek yapman gereken, arkandaki paketlere bakıp üzerinde Duluth yazanı bulup bana vermek.
Só tem de ir ver aquelas encomendas, e quando encontrar uma destinada a Duluth, pega nela e entrega-ma.
- Yapman gereken tek şey...
A única coisa que tens de fazer... Sim?
Katılmak için tek yapman gereken insanlığın iyiliği için adanmışlık.
Para entrarmos na SHIELD, basta empenharmo-nos no bem maior.
Tek yapman gereken beni onun ofisine sokman belgelerine götürmen ve ihtiyacım olan şeyleri orada bulmam.
Só preciso que me dês acesso ao escritório dele, aos arquivos e eu encontrarei o que preciso.
Eğer suyun koruyucusunu geçebilirsen, tek yapman gereken onu çağırmak.
Se procuram a Guardiã das Águas, só têm que a invocar.
Yapman gereken ise buradan nefes alman. Tam buradan, kuyruk sokumundan.
O que queres... é respirar... daqui, do sacro.
Tek yapman gereken tetiği çekmek. Beni vur ve buradan çık git.
Tudo que tens que fazer é alvejar-me, e sais daqui.
Yapman gereken bir seçim var.
Tens de fazer uma escolha.
Bir şey yapmaya kalkarsa tek yapman gereken, Cara'yla bağlantı kurman. Anında oraya ışınlanırız.
E se tentar fazer algo de suspeito... só tens de contactar a Cara e nós teletransportamo-nos.
Tek yapman gereken paramı nereye sakladığını söylemek.
Apenas precisas de me dizer onde escondeste o meu material.
Yapman gereken tek şey denemek.
- Só precisas de tentar.
Yapman gereken tek şey o fıçıya bir kibrit çakmak.
Tudo aquilo que tens a fazer é acender um fósforo.
Yapman gereken tek şey laneti tetiklemek.
Tudo aquilo que tens que fazer é activar a maldição.
Tek yapman gereken kullanıcı adını ve şifreni vermek.
Tudo o que precisas fazer, é dar-me o nome do utilizador e a password.
Tek yapman gereken babana bunu kabul ettirmek böylece 4 milyar yaşamı kurtarmış olursun.
Convence-o a reconhecê-lo e salvarás 4 mil milhões de vidas.
Tek yapman gereken tarafını seçmek.
Tudo o que tem a fazer é escolher um lado.
Şimdi yapman gereken de bu.
É o que deves fazer neste momento. Eu sei.
Tek yapman gereken enkazın ortasına nişan almak.
Tudo o que preciso que faças... È apontar para o meio dos detritos.
Hepsi senin. Tüm yapman gereken arkanı dönüp, yürüyüp gitmen.
Tudo que tens que fazer é virares-te e ir embora.
Tek yapman gereken nerede olduğunu söylemek ve Cyrus'la uğruna savaştığınız her şey kalacak.
Tudo que voce tem a fazer e me dizer onde ela esta, e tudo o que voce e Cyrus lutaram pela vida diante.
Artık tek yapman gereken senin için en değerli olan kişiyi kaybetmemek.
Tudo o que voce pode fazer agora e para nao perder a unica pessoa que mais importa para voce.
Bilirsin... Her şeyi daha iyi hale getirmek için, serbest kalıp ailene kavuşman için tek yapman gereken, yakaladığımız adamın sizin köstebeğiniz olduğunu onaylamak.
Sabes... tudo o que tens a fazer para melhorar a situação, para seres libertado para a tua família, é confirmar que o homem detido era o teu contacto.
Yapman gereken, kardeşini alıp buradan olabildiğince uzaklaşmak.
Precisa é de pegar no seu irmão e fugir para o mais longe possível.
O yüzden tek yapman gereken bana güvenmek.
Portanto... Só tens de confiar em mim.
Ve yapman gerekeni, olmak istediğin kişi olabilmen için gereken cesarete sahipsin.
E tens a coragem necessária para apesar de tudo tornares-te em quem gostarias de ser.
Tek yapman gereken bize elle tutulur bir şey vermek.
Tudo o que precisa é dar-nos algo palpável...
Yapman gereken şey Labirent'e karşı tetikte olmak.
Deves ter cuidado com o Labirinto.
Alt uydu yörüngeleri telafi etmek için, ve ben bunu üç dakika altında yapmanız gereken sana ihtiyacım var.
Estou a fazer isso. Ajusta os satélites de menor órbita... tens menos de três minutos. - Está bem.
Bakın, biliyorum yapmanız gereken bir işiniz var.
Olha, sei que tens um trabalho a fazer.
Bu durumda tek yapmanız gereken, dört elle onu bulmaya çalışmak olmalı. Neden?
Se for esse o caso, vais ter dificuldade para achá-lo.
Senden haftada en az 10 saat bireysel çalışma yapmanı bekliyoruz. Arayı kapatman gereken çok şey var.
E esperamos que estudes sozinho pelo menos dez horas por semana, tens muito que pôr em dia.
Yapmanız gereken tek şey ayarları belirlemek.
Só têm de ajustar as configurações.
Şu anda sizlere yapmanız gereken çok ufak bir seçim sunuyorum.
Mas, vocês têm uma decisão muito simples para tomar.
Kefaretini ödemen için yapman gereken son bir şey var.
Há mais trabalho para ser feito.
Tek yapman gereken istemekti.
Devias ter perguntado.
Tek yapmanız gereken bir hafta boyunca her gece Cafe Pushkin'de bir ziyafet vermek olurdu.
Só precisas de jantar no Café Pushkin durante uma semana.
yapman gerekeni biliyorsun 25
yapman gerekeni yap 39
yapman gerekeni yaptın 18
yapman gereken tek şey 23
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapman gerekeni yap 39
yapman gerekeni yaptın 18
yapman gereken tek şey 23
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69