Yasalar böyle translate Portuguese
52 parallel translation
Yasalar böyle.
E a lei.
Yasalar böyle.
Assim diz a lei.
Federal yasalar böyle efendim.
Regulamento federal, senhor.
Yasalar böyle.
São ordens.
- Yasalar böyle.
- É uma Lei.
Yasalar böyle.
É uma Lei.
Yoksa bu ismi söyleyene kadar hapse alınacaksınız. Yasalar böyle.
- Tem de nomear a testemunha, ou vai para a prisão, até dar o nome.
Yasalar böyle söylüyor.
Esta é a lei.
Kusura bakmayın ama yasalar böyle.
Desculpe, mas é a lei.
- Yasalar böyle.
- É a Lei.
Yasalar böyle.
É a lei.
Yasalar böyle diyor.
Essa é a lei.
- Yasalar böyle.
- É a lei.
Bunu uydurmuyorum. Yasalar böyle. Bu, Cumhuriyetçilerin geçen hafta şikâyet ettikleri konu.
Este é exactamente o mesmo problema de que os republicanos reclamaram a semana passada quando estavam preocupados com os boletins da abstenção que vinham de Israel.
Yasalar böyle.
Lei estatual.
Hasaan buraya geliyor. FBI'ın meselesi. Yasalar böyle.
O Hasaan está a chegar, é uma captura federal.
Eve geç kalma, bu sadece benim kuralım değil, yasalar böyle.
Não saias até muito tarde, não é por mim, é a lei.
Yasalar böyle, Su-Jin fakat ne bileyim, biz ruh ikizi gibiydik.
Isso é o que a lei diz, Su-Jin, mas eu não sei... nós eramos como almas gémeas.
Komiser Bey bunu sizinle uzun saatler boyunca tartışma fırsatımız oldu. Yasalar böyle istiyor.
Inspetor... precisamos falar sobre isso longas horas, tu e eu sobre a lei.
- Yasalar böyle. - Hayır.
- Toma-os.
Yasalar böyle söylüyor.
É assim que a lei funciona.
Korucu olduğumdan değil, yasalar böyle olduğu için söylüyorum.
Não digo isto só porque sou guarda-florestal, é a lei que o diz.
Yasalar böyle.
Essa é a lei.
Altı saatte bir atıyorlar. Yasalar böyle.
Deitam-no fora a cada seis horas.
İnsanoğlunun böyle evrensel bir yapı geliştirebileceğine..... bir gerçeklik modeli,..... tartışılmaz yasaların, mutlak doğrunun modelini oluşturabileceğine inanıyor musun?
Achas mesmo que a humanidade deveria criar uma construção, uma construção universal? Um modelo, por assim dizer, da Lei Absoluta, da Verdade Absoluta?
Ve bütün yumuşaklığıma böyle yasaları çiğneyerek karşılık veriyorsunuz!
E é com esta... ilegalidade que me retribuem pela minha brandura.
Belki de ikinizin de Cyros hakkında bilmesi gerekenler vardır. Hiçbir suç burada cezasız kalmaz, yasalar böyle.
Talvez haja algo que ambos devem saber de Cyros.
Siz insanların böyle şeyleri engelleyen yasaları yok mu?
Vocês não têm leis contra este tipo de coisa?
Ama Anayasa'yı değiştirirsek böyle çılgın yasalar çıkarabiliriz.
Mas se mudássemos a Constituição... Então podíamos fazer toda a espécie de leis malucas.
Ne yazdığımı biliyorum, Mulder. Ayrıca fizik yasalarının zamanda yolculuğu teorik olarak kabul ettiğini de biliyorum, ancak insanların fiziksel dayanılıklılığı böyle bir yolculuğu imkansız kılıyor.
Também sei que as leis da física permitiriam a possibilidade teórica da viagem no tempo, mas os limites da resistência humana impediriam tal viagem de acontecer.
- Böyle durumlarda, eyalet yasaları- - - Hey! - Sizi gözetim altına- -
Nesses casos, a lei do estado exige que o mantenha...
Bundan böyle Farmington'da federal el koyma yasaları uygulanacak.
Irão ser aplicadas leis federais de confiscação de bens em Farmington.
Thumper, Felix'e yaptığının cezasını öyle ya da böyle bir şekilde çekecek bu işi ya yasalar halleder ya da ben.
O Thumper vai ser preso pelo que fez ao Felix de uma de duas maneiras, pela lei, ou pelas minhas mãos.
Sen böyle yasaları çiğneyemezsin.
Tu não podes violar a lei.
Bohr'un, bu yasaların ne oldukları hakkında hiç bir fikri yoktu. Böyle düşünmek ona sarsıcı tahminler yapma hakkı veriyordu.
Bohr não fazia a mínima ideia sobre que leis seriam estas, mas este pensamento permitiu-lhe fazer uma previsão surpreendente.
Florida yasaları tarihinde, hiç böyle yorumlanmamış.
Nunca foi interpretado desta forma, na história da lei da Florida.
Benim açımdan, meclisin çıkardığı kanuna dayanan bu iddianame, Tanrı'nın yasalarına ve Kutsal Kilisesine ters düşmektedir. Hiçbir hükümdar kafasına göre hareket edip de dinle ilgisi olmadığı halde böyle bir şeye cüret edemez.
Segundo meu ponto de vista, este indiciamento está embasado num ato do Parlamento diretamente repelido pelas leis de Deus e de sua Santa Igreja, a supremacia do governo a qual afirma que nenhum Príncipe terreno, pode presumir por nenhuma lei pegar para si este poder.
İsteklerinize saygı duyuyorum fakat eyalet yasaları böyle icap ediyor.
Eu respeito os seus desejos. Mas, entenda, a lei estadual requer...
İkincisi, onu böyle şeyler söylemesine karşı koruyan yasalar var.
Segundo, existem leis que a protegem de dizer coisas como essas.
New York yasaları böyle söylüyor. Yani...
A lei de Nova Iorque é que diz isso, não eu.
Fakat tatlım, böyle görünen bir dadıyı işe almaya karşı yasalar olmalı.
Mas devia ser proibido contratar uma ama assim.
Burada,... önünüzde, şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime ; bundan böyle ABD Anayasası'nı ve yasalarını
Eu, aqui presente declaro em juramento, que absolutamente e completamente renuncio e abjuro toda a submissão e fidelidade a qualquer principado estrangeiro, potentado, estado ou soberania...
Yasalar önünde böyle bir şey kabul görmez o yüzden umurumda bile değil ama sonuçta ben de insanım.
Legalmente, não é muito sólido. E não me devia importar, mas sou apenas humano.
İnsanlar yasaları çiğnediğinde böyle yaparız.
É o que fazemos quando as pessoas infringem a lei.
Eşiniz yasaları çiğnemeye hep böyle meyilli midir?
A sua mulher está sempre tão disposta a infringir a lei?
Burada, önünüzde şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime bundan böyle ABD anayasasını ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma, bağlılık ve sadakat göstereceğime yemin ederim.
Declaro, sob juramento, que eu absolutamente e totalmente renuncio e abjuro todas as submissões e fidelidade a todos os príncipes estrangeiros, soberanos, estado ou soberania de quem ou que eu tenho até agora sido súbdito ou cidadão. Que vou apoiar e defender a Constituição e as leis dos EUA contra todos os inimigos, nacionais ou estrangeiros.
Saklı tutuyorlar. Yasaları böyle.
Eles as mantêm escondidas, é a lei deles.
- Kaliforniya yasaları da böyle.
- Isso é uma violação da lei da Califórnia também.
Denetim kurulunda böyle güçlü işçiler bulunmasının iyi yanlarından biri ise şirket, yasaları çiğnediğinde...
Um dos beneficios de ter trabalhdores com poder no comité é que quando a empresa infringe a lei...
- Ben James Eakins Yüce Tanrı'nın huzurunda Yüce Tanrı'nın huzurunda bundan böyle Birleşik Devletler yasalarını ve altındaki birleşimleri bundan böyle Birleşik Devletler yasalarını ve altındaki birleşimleri koruyup, destekleyip savunacağıma yemin ederim.
- Eu, James Eakins, Juro solenemente aqui na presença de Deus todo Poderoso, Juro solenemente aqui na presença de Deus todo Poderoso, que daqui em diante apoiarei fielmente, protegerei, e defenderei a constituição dos EUA ;
Yasalar ve geleneğimiz böyle.
É essa a lei e o nosso costume.
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böyle mi 243
böylesi 17
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle olsun istemedim 34
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böyle mi 243
böylesi 17
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle olsun istemedim 34