Yine o translate Portuguese
16,867 parallel translation
Eğer yine o lanet çocuklarsanız, yemin ediyorum polisi çağırırım!
Se são o raio dos miúdos outra vez, chamo a Polícia!
Muhtemelen yine o at yerindedir.
Deve estar naquele sítio dos cavalos outra vez.
Yine olsa yine yaparım.
Quero que saibam que eu voltaria a fazer o mesmo.
Sonra bu ufak, korkunç parçam yine kafamı kurcalıyor. "Ya o benim hayatımın aşkıysa?"
Eu sabia que íamos arrasar na COMDEX e vender o Giant, por isso, pedi ao joalheiro de Berkeley para o fazer e mo mandar para o escritório.
Madison, yine ne yaptın?
Madison, o que fizeste agora?
Görüşme sonrasında şaşkın ve bu görüşmeye takıntılı bir hal almış çünkü, yine dediklerine göre onu bataklık kumuna atmakla tehdit etmişsiniz.
Desde esse momento que ele parecia chocado e obcecado com o vosso encontro porque, dizem eles, vocês ameaçaram atirá-lo para areias movediças.
Anne, Yine Anu'nun oyunu...
Quem se importa com o que gosta Anu?
Yine mi sigortalar attı!
O fusível foi-se de novo.
Yine arkadaşınla mı konuşuyorsun?
A falar outra vez com o teu amigo?
- Yine öyleyim.
- Sou o mesmo.
Yine benimle uğraşan olursa 911'i ararım.
Se mais alguém me lixar, ligo para o 112.
- Yine yapıyorsun!
- O que fizeram com ele?
Yine de binayı aramam gerekecek.
Ainda preciso ver o edifício.
Strix bunu yapanın kellesini isteyecektir yine.
Os Strix vão querer apanhar o responsável por isto.
I o alışmak düşünüyorum. Yine bir vampir olmanın.
Acho que está a habituar-se a ser um vampiro novamente.
.. ve yine de, o ölürken.. .. söylemediğim bir çok şeyin olduğunu fark ettim.
Contudo, poucas horas após a morte dela, lembrei-me de 1.000 coisas de que me esqueci.
- Benim atölyenin Gyeongseong'a nakliye işini yine mi unuttunuz?
O quê? Como assim? Levar as minhas antiguidades para SeuI.
Kim Jang Ok'un gizlendiği yeri de yine bu köstebek ifşa etmişti.
É a pessoa que nos arranjou o Jang-ok.
Elimize yine fırsat geçecek. O gün geldiğinde yanımda olmanı istiyorum.
A oportunidade irá voltar a surgir, e quando acontecer, quero-te lá comigo.
Sana Broussard'ın ne yaptığını gösterdim ama yine de ona yardım etmeye devam ettin.
Mostrei-te o que o Broussard fez, e mesmo assim ficaste com ele.
Görünüşe bakılırsa Valentine eski günlerdeki gibi yine deneyler yapıyor.
Parece que o Valentine tem feito experiências como nos velhos tempos.
Deri ceketimi yine çamaşır makinesine mi attın yoksa?
Voltaste a lavar o meu casaco de pele?
Yine? Bu benim işim.
É o meu trabalho.
Onu zaman akışında nereye veya ne zamana koyarsan koy Savage yine de gücüne ulaşacak.
Não importa onde ou quando o sequestram na linha temporal, o Savage ainda assim ascenderá ao poder.
Ama yine de, o benim amcam -
Mas, ainda assim, ele é meu tio...
Hiç o muhabbetlere girme yine.
Não comeces.
Onu onu uyutmamı istedi. O... Yaşı geçmişti, bunu biliyordu, yine de umursamadı.
Ela queria que eu lhe aconchegasse a roupa.
Sonra geçen gün, onu yine biriyle konuşurken duydum. Arkadaki çayırlığın kaça gideceğini soruyordu.
E depois no outro dia, ouvi-a a falar com alguém sobre o valor da pastagem dos fundos...
Jacob, konu yine bir iyilik yapmak ya da kopya çekmekle ilgiliyse, gerçekten...
Jacob, se isto tem a ver com pagar o favor ou copiar outra vez, eu não...
Fabrikatör giysileri yapabilir ama yine de bu döneme uygun silahlara ihtiyacınız var.
O Fabricador pode fazer roupas, mas também vão precisar de protecção apropriada a esta Era.
- Yine de ilk önce biz bulmak isteriz.
Isso seria triste, pois nós gostariamos de o achar primeiro.
Turnbull'un Calvert'a yapacaklarını bilseydin yine de gider miydin?
Se soubesses o que Turnbull iria fazer a Calvert, terias ido embora?
- David Berkowitz durumu oldu yine.
- É outra vez o Filho de Sam.
Yine de bu yasal mı? Bunun şu an yapabileceğimiz en iyi anlaşma olduğunu düşünüyorum.
Mas, em termos legais, acho que é o melhor acordo que conseguimos.
Yine de, bilirsin, tetiği çeken adamın içindeki iyiyi görmek istemen... beni aşar ama...
Mas porque é que queria ver o bem num homem que puxa o gatilho é algo que me ultrapassa, mas...
Hâl böyleyken, yine buradasınızdır en hareketli yer olarak bilinen Hell's Kitchen'da sağ kalanlardan biri.
Ainda assim, está aqui um sobrevivente de Hell's Kitchen o lugar mais perigoso de sempre.
Ben de çok daha geriye gittim buna rağmen sonuç yine aynı oldu.
Por isso saltei ainda mais para trás, e o resultado foi exactamente o mesmo.
Yine de basit bir mücevheri nasıl ölümcül bir silaha dönüştüreceğimiz var.
Certo, ainda temos o problema de como transformar uma peça de joalharia numa arma letal.
Savage'ı gemiye getirmek zaman çizgisini değiştirmedi. Ailen yine de ölüyor.
Trazer o Savage para a nave não mudou a Linha Temporal, e a tua familia morre na mesma.
Ve ona tüyo verdim ama nolursa olsun o yine de onu sevdi.
E eu tentei contar isso a ela, mas independente do que fizesse, ela continuava a amá-lo.
Saçma emirlerine uyuyordu ama yine de yeterli olmadı!
Ele seguiu as Tuas regras estúpidas e isso ainda não foi o bastante!
Yine de cehenneme döneceksin Malcolm.
Eventualmente. Ainda vais voltar para o inferno, Malcolm.
Yine de, nasıl oluyorsa seni ciddiye alıyorum. O saçma benzetmelere sadık kalmakta ısrarcı olsan bile.
E no entanto, por alguma razão, eu levo-te muito a sério, mesmo quando insistes a usar essas metáforas ridículas...
Belli oluyor, yine şu burun şeyini yapıyorsun.
Conheço-te. Fazes uma coisa com o teu nariz.
Kötü davranışını teşvik etmek gibi geldi bana ama yine de kurabiyeyi yedik.
Achei que estavam a encorajar o mau comportamento, mas comemos a bolacha na mesma.
- Yine ne var?
- O que foi agora?
- Yine de Corrado Galasso var.
Mesmo assim, gravámos o Corrado Galasso.
Ama yine de, bunu yapmak seni oyuna getirmek biraz basiret gerektirir.
Mas para o tramar assim, seria preciso premeditação.
Greg'in göz sakatlığı olayına kadar, ama yine de...
Isto até ao incidente com o olho do Greg, mas...
Ama yine de oğlumu sen yetiştireceksin galiba?
Mas vais criar o meu filho, entretanto, certo?
Olamaz, yine dev geldi.
Não, é o gigante.