English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çok da önemli değil

Çok da önemli değil translate Portuguese

235 parallel translation
Aslında çok da önemli değil.
Não é muito importante.
Rahat ol! Bir sınavı tekrarlamak çok da önemli değil.
repetir um exame!
Çok da önemli değil.
Mas tudo bem, faz parte da vida.
Kim olduğun ya da hangi kişiliği seçtiğin çok da önemli değil.
Tanto faz quem tu és ou que personalidade escolheres.
Burada özel bir fotoğrafım var ama artık çok da önemli değil.
- Por amor de Deus, essa é pessoal.
Çok da önemli değil.
Nada de mais.
Çok da önemli değil zaten.
Não tem importância.
Bu nedenle de milislere olan ihtiyaç çok da önemli değil. Nedenine gelince, savaş Fransızların doğasında yok.
Marquis de Montcalm, em primeiro lugar... e por isso a parca necessidade da milícia colonial, em segundo... porque os franceses não têm uma natureza guerreira.
Çok da önemli değil.
Não é grave.
Çok da önemli değil.
Só estava curioso.
Çok da önemli değil.
Isso não é grande coisa.
- Çok da önemli değil.
Não necessariamente.
Çok da önemli değil çünkü erkeklerin tadına bayılırım Ooga.
Não interessa, porque adoro o sabor dum homem.
- Bence çok da önemli değil.
- Também não interessa, suponho.
Çok da önemli değil.
isso para mim é importante.
Bilmiyorum. Çok da önemli değil.
Não sei, isso é algo diferente.
-... çok da önemli değil.
Ele deve ter morrido a rastejar à procura de ajuda no deserto.
Çok da önemli değil.
- Vemo-nos pela galáxia, meus.
Sadece bir kez öpüştük ve çok da... Çok da önemli değil.
Só nos beijámos uma vez e não é... não é nada de especial.
Hamile değilim. Hem seksenli yıllarda bu çok da önemli değil.
Além disso, nos anos 80 isso não é problema.
Teknik olarak üçyüz yıl boyunca yaşlanmış sayılmam ama çok da önemli değil.
Tecnicamente não envelheci durante esses 300 anos, mas quem está a contar...
Çok da önemli değil.
Por isso não é grande coisa, a sério.
Hayır, çok da önemli değil.
Não, não faz mal.
Fal gerçekleştiğinde, eskiye dönersiniz, tamam mı? Çok da önemli değil.
Quando a "sorte" se tornar realidade, então voltarão ao que eram, ok?
Çok da önemli değil.
Não é assim tão importante.
Açıkçasın, ondan emir almamak çok da önemli değil.
Sinceramente, não me importo de não receber mais ordens dele.
Çok da önemli değil aslında.
Não sei... isso não importa.
- Çok da önemli değil.
- Nada assustador.
Alabama'da fildişleri çok sıkı değil, fakat bu pek önemli değil.
Em Alabama, os dentes não estão tão presos, mas é irr-elefante.
Çok kötü olsa da, sadece şu an önemli değil.
Não é só agora, embora isto já esteja mau.
Bence erkek ya da kadın, önce arkadaş olmak çok önemli, değil mi?
Acho que seríamos amigos quer fossemos homem ou mulher, não achas?
Aslında çok bağlayıcı ya da önemli bir şey değil. Sadece bir cinayet itirafı.
Não é nada de muito comprometedor ou importante, é apenas uma confissão de homicídio.
Bu geceki mesele... çok da önemli bir şey değil.
O que aconteceu esta noite... é uma daquelas coisas. O melhor é esquecer tudo.
Onu özleyebilirsin diye düşündüm. Hayır çok önemli değil, onlar olmadan da yaşayabilirsen tabii.
Não é importante se podes viver sem ele.
"Yıllar önce, tam olarak kaç yıl olduğu önemli değil, çok az param vardı ve kıyıda ilgimi çekecek hiçbir şey yoktu."
"Há alguns anos, não interessa quantos, tendo pouco dinheiro, e nada que me prendesse em terra."
Aile geçmişiniz sizin için çok önemli, değil mi?
O passado da sua família é muito importante para si, não é?
Bu hayatta çok önemli değil.
É um pormenor da vida.
Açıklaması çok zor, ama, şu anda bu o kadar da önemli değil.
Eu sei. É o da Seska.
Bu çok da önemli değil.
E daí?
Dr. Susanne Modeski'nin sürpriz kaybı program için bir darbe oldu ama çok önemli değil.
"A deserção da Modeski é um golpe para o programa, mas não é fatal."
Çok meşgul olman ya da sözünü tutmaman benim için önemli değil.
Não me importo que andes muito ocupado ou que falhes comigo.
Eğer katılmazsan o da çok önemli değil.
E se não vieres, está tudo bem também.
Nasıl isterseniz. Çok da önemli bir şey değil.
Independentemente do que quiserem fazer, não é assim tão grave.
Biraz kızgın. Burada Infinity'nin savunduğu şey ufak bir liste karışıklığı ve bir bilgisayar hatası olduğu yönünde. Çok önemli bir şey değil.
A posição da Infinity é que o manifesto se deveu só a um erro de computador.
Ayrıca, hastanın hastalığa karşı yaklaşımı çok önemli. Kendinizi bırakmamalısınız değil mi?
E afinal de contas tudo depende da nossa atitude para com a doença, essencial é não nos deixarmos vencer por ela?
Alttaki oluğun yanını yalıtması gerekmiyor baba, çok önemli değil.
Pai, ele não tem de calafetar debaixo da caleira. Não é importante.
Bu çok da önemli bir sorun değil, değil mi?
Bem, será muito grave?
Önemli olan şu, kimin daha fazla askeri ya da bombası olduğu önemli değil. Davasına en çok bağlı olan kişi her zaman kazanır.
O que interessa é que não importa quem tem mais soldados ou bombas, quem acreditar mais na sua causa ganha sempre.
Bunun hiç de hoş olmadığının farkındayım ama bu çok da önemli bir mesele değil.
Eu sei que não foi uma atitude muito porreira, mas não é nada de especial.
Çok da önemli değil.
- Não há problema.
Jose'nin kampını ve basını senin elinin yaralandığı konusunda bilgilendirmemiz çok önemli, böylece hepimiz devam edebiliriz, değil mi?
É importante que deixemos o pessoal do Jose e a imprensa saberem da tua mão lesionada o mais cedo possível, para que possamos seguir em frente, sim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]