Çok dokunaklı translate Portuguese
471 parallel translation
- Çok dokunaklı.
- Comovente.
Çok dokunaklı.
É um toque perfeito.
Çok dokunaklı.
Muito comovente.
Baharda, ilk aşkları ile tanışmalarına şahit olmak, çok dokunaklı oluyor.
Na primavera, é tocante vê-los descobrir o amor pela primeira vez.
Baylar, bayanlar. Sizin için çok dokunaklı bir melodi çalacağım.
Senhoras e senhores, vou tocar uma melodia muito, muito triste para vocês.
Çok dokunaklı.
Vamos emociona-los.
Olanaksız! Ona olan inancın çok dokunaklı. Gerçek şu ki, oğlun özellikle acımasız ve duygusuz bir cinayet işledi ve bunu ödemeli.
A sua fé nele é comovente, mas o facto é que cometeu um crime cruel e tem de pagar por isso!
Güvenin çok dokunaklı.
A tua confiança é tão comovedora.
Sağolun. Çok hoş, çok hoş. - Bu çok dokunaklıydı.
- Podem me dar seus chapéus?
Aslında bütün kadınların en güzel şeylerini giyip oraya gelmesi çok dokunaklı.
É enternecedor, as senhoras com a roupa mais bonita que têm.
Çok dokunaklı.
É quase enternecedor.
- Çok dokunaklı bir hikaye.
- É uma história comovente.
Bu çok dokunaklı aslında.
É bastante comovedor.
Bunların hepsi... Çok, ama çok dokunaklı. Barış olmasını tercih etmez misin sen?
Isto é tudo... muito, muito comovente!
Çok dokunaklı, çok!
É mesmo tocante, é o que é.
Ben Aragon'la Sartre'ın günümüzdeki halini çok dokunaklı buluyorum.
Acho que Aragon e Sartre estão mais emocionantes.
Çok dokunaklı.
Muito emocionante.
Böylesine bir bağlılık çok dokunaklı.
A sua lealdade é comovente.
Lanet olsun gözlerime, bunu çok dokunaklı buldum.
Diabos me levem, mas acho isso comovente.
İtalyanlar adınaysa Joe DiMaggio'nun annesi San Francisco'da çok dokunaklı bir konuşma yapmıştı [8]. Fakat Japonları savunan hiç kimse yoktu.
A mãe do Joe di Maggio falou e causou muita comoção em São Francisco, segundo me lembro, mas os japoneses não tinham ninguém.
- Çok dokunaklı. - Nedir dokunaklı olan?
- É tudo demasiado comovente.
O ödül parasından vazgeçmeniz çok dokunaklıydı çocuklar.
Foi muito comovente, rapazes, desistirem assim da recompensa.
O zamanlar evli değildim. Çok dokunaklıydı. Sanki kız kardeşine yardım eder bir hâli vardı.
Na altura ainda não era casada, mas a maneira como ele cuidava da irmã era tocante.
Beni düşünmen çok dokunaklı, ama beni şaşırtıyor.
A sua preocupação com o meu bem-estar é comovente, mas intriga-me.
Bu çok dokunaklıydı.
É tocante.
Bu bölüm çok dokunaklıydı. Ayrıca, paralı askerleri ve işvereni birbirlerine bağlayan ahlaki ve felsefi imalarda da bulunmuştum.
Essa parte era muito eloquente até falaria da implicação filosófica das relações entre os mercenários e seu empregador.
- Çok dokunaklı.
- Muito emocional.
Bana bir yuva verdi. Çok dokunaklı.
Muito comovedor.
Evet, çok iyi bir oyundu. # Çok dokunaklı.
Sim, é realmente um óptimo espectáculo.
Çok dokunaklı demek istedim, Bayan B.
Quero dizer, é bastante comovente, Mrs. B.
Çok dokunaklı geldi bana.
Não, eu achei muito comovente.
Geçen yılki doğaçlama çok dokunaklıydı.
A improvisação do ano passado foi ridícula. Vá lá, Mãe.
Çok dokunaklı bir sahne.
Muito sensual.
Çok dokunaklı.
É comovente.
Sadakat. Çok dokunaklı ama şu an ihtiyacın olan şey kesinlikle bu değil.
A lealdade é uma coisa muito bonita, mas não é o mais importante agora.
Çok dokunaklı.
Comovente.
Çok dokunaklı.
Isto é muito comovente.
Aşk hikayeniz çok dokunaklı.
- Aquí a temos. Aquí está. 'É lindíssima'
- Çok dokunaklısın, göt yalayan.
- Coitadinho de ti, bronco!
- Çok dokunaklı efendim.
- É comovente, sir.
Bunu çok dokunaklı bulduğumu itiraf etmeliyim. Kesinlikle.
Devo dizer que acho isso muito comovente.
Şunu söyleyeyim. Bu, çok dokunaklı.
Bom, digo a vocês, é comovente.
Çok dokunaklıydı.
Que coisa comovente.
Doğrusu çok dokunaklı bir mektuptu. Genç kurban yapılan şantaj yüzünden intihar etmişti.
Por certo, uma carta muito comovente, sobre uma jovem vítima de chantagem, o que a levou a cometer suicídio.
Çok dokunaklı bir hikâye.
Que historia comovente.
J.B., hafif ceza sistemi için çok dokunaklı konuşan birisin.
J.B., és um orador tão eloquente para o sistema de segurança mínima.
Beldenizin çok enteresan ve dokunaklı bir hikayesi varmış.
O seu país tem uma história muito interessante e comovente.
Çok sıcak ve dokunaklı bir hikayeydi, değil mi?
Não lhes parece que foi uma linda e tenra fábula?
Kastettiğim, çok sayıda Çek ve Leh de komutanlıkta hizmet yaptı. Ve dediğim gibi adanmışlık duygusu dokunaklıydı.
Havia muitos tchecos e poloneses no Comando de Bombardeiros e a dedicação era, como digo sempre, comovente.
Çok dokunaklı.
Que comovente...
Çok dokunaklıydı.
Muito tocante.
dokunaklı 21
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha fazlası 28
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha fazlası 28
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok dar 20
çok dikkatli ol 53
çok daha fazla 27
çok düşünceli 17
çok derin 25
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok doğal 35
çok değil 207
çok daha iyi hissediyorum 20
çok dikkatli ol 53
çok daha fazla 27
çok düşünceli 17
çok derin 25
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok doğal 35
çok değil 207
çok daha iyi hissediyorum 20