Öldürmek için translate Portuguese
4,796 parallel translation
- Beni öldürmek için mi geldin? - Hayır.
- Ias matar-te?
Seni öldürmek için.
Para te matar.
Adamın Theseus belki Minotor'u öldürmek için girmedi oraya.
O vosso homem, o Theseus, talvez não tenha ido ao centro para tentar matar o Minotauro.
Gabriel'i öldürmek için yapman gereken neyse onu yap.
O que for preciso fazer para derrotar Gabriel, fá-lo.
Anlayamadığım nokta o şeyin adamlarınızdan birini öldürmek için neden yeryüzüne çıktığı.
Só não entendo é por que veio das profundezas... para matar um dos teus homens.
Belgeyi alıp onu öldürmek için.
Para conseguir aquele título e, depois, matá-lo.
Yani bir adamı öldürmek için masum insanlarla dolu koca bir uçağı mı patlattın?
Então explodiste um avião cheio de pessoas inocentes para eliminar um homem.
Tek bir kadını öldürmek için.
Para eliminar uma mulher.
Seni öldürmek için burdalar!
Eles estão aqui para te matar!
Öldürmek için yaratılmış.
Mais mortal não existe.
Üstümüzde beni öldürmek için gönderilmiş bir insansız hava aracı var.
Um VANT foi enviado, para me matar.
Onu öldürmek için tabii ki.
Para matá-lo.
Seni öldürmek için, Norman.
Ele está aqui para te matar, Norman.
Bu onu öldürmek için bir numara mıydı sadece?
Foi apenas um plano para matá-lo?
Yüzüne yaşamana izin vereceğini söylüyor ama ama arkandan seni öldürmek için planlar yapıyor.
À tua frete, ela diz-te que te deixará viver. Nas tuas costas, está a planear limpar-te o sebo.
Kafamızın üzerinde beni öldürmek için gönderilmiş insansız uçak var.
Há um drone a sobrevoar-nos, foi enviado para me matar.
Birini öldürmek için beni tutsan ve ilk denemede başarılı olamasam... Geri dönüp yarım kalan işi bitirirsin ki paranı alasın.
Se me contratas para matar alguém que sobrevive... tenho de voltar e matá-lo para receber o dinheiro.
Kurbanlarini öldürmek için özel bir silah kullaniyor.
Usa uma arma especial para matar as vítimas.
Zaman öldürmek için bulduğumuz birkaç saçma şey.
São jogos que fazemos no nosso tempo livre.
Nash Babakov'u öldürmek için neden bunca zaman bekledi?
Porque é que o Nash esperou tanto para matar o Babakov?
Üzerimizde beni öldürmek için gönderilmiş bir hava aracı var.
Saul. Um drone foi enviado para me matar.
Buraya bu işten sorumlu olanları yakalamak veya öldürmek için geldik.
Viemos aqui capturar ou matar os responsáveis.
Bizi öldürmek için buradalar.
Estão aqui para matar-nos.
Komploya ihanet etmeyeceğimi ve Falcone'un Cobblepot'ı öldürmek için bana emir verdiğini kanıtlamak için.
Para provar que não os trairia, o Falcone mandou-me matá-lo.
Öldürmek için yeterli ama kötü değil.
Mas não mal o suficiente para matar.
Onları öldürmek için kendime has yöntemlerim var.
Tenho a minha maneira de matá-los.
Kendini öldürmek için güzel bir yol.
Essa é uma maneira eficiente de ser morto.
Öldürmek için ne sebebim olabilir?
Que motivo teria?
Öldürmek için baskın-çekinik ilişkisine ihtiyacı var.
Parece que ele precisa de uma parceria dominante / submisso para mandar matar.
Alaycı kuşu öldürmek için.
"Como Matar a Cotovia".
Ama gerçek şu ki öldürmek için herkesin kapasitesi vardır.
Mas, a verdade é que qualquer um tem capacidade para matar.
Biliyorum, ve eğer babam Conrad'ı öldürmek için 6 ay önce geldiyse o zaman ondan önceki 12 sene neredeydi?
- Eu sei, e se o meu pai regressou há seis meses para matar o Conrad, então onde esteve ele nos 12 anos anteriores?
Aslında sakıncası yoksa onları öldürmek için kendime has bir yöntemim var.
Na verdade, se não se importa... prefiro vê-los morrer à minha maneira.
Onları öldürmek için sağlam finansal bir sebebi var demektir.
Então, isso significa que tinha um forte motivo financeiro para os matar.
Yani kendini atatarak Bayan White'tan dosya çalmak ve Openshaw'ı bulup öldürmek için harika bir mevkiye geldi.
Por fazer parte da equipa, ele estava na posição perfeita para roubar os ficheiros da Mna. White, e depois encontrar e matar o Openshaw.
Biri onu öldürmek için mi gitmiş yani?
Queres dizer que alguém foi lá com a intenção de o matar?
Ama onu hasta etmek için, öldürmek için değil.
Mas para fazê-lo ficar doente, não para... matá-lo.
Samaritan Perez'i öldürmek için başa geçirdi.
O Samaritano colocou a Perez no poder apenas para a matar.
Boğarak öldürmek için mi müzeye gittin?
Então, foi ao museu tentar matá-la?
Evime gizlice girip, beni öldürmek için saklandığın için mi?
Depois de te esgueirares da minha casa, esconderes-te, à espera para me matar?
Ben de öyle. Bu yüzden öldürmek için ateşe hazır olalım.
Eu também não, prepara-te para matar.
Noah kandırıldığını bilmiyorduysa ve Chloe'yle de hiç karşılaşmadıysa o zaman Hayes'i öldürmek için sebebi yok.
Se não sabia que era enganado e nunca encontrou a Chloe, não tem motivo para matar o Hayes.
Ve ben buraya sizi öldürmek için gelmedim, fakat Rowan'la yaptığın konuşmaya bakınca, bu benim en iyi hamlem olacak.
Não estou aqui para te matar, mas pelo nível da conversa com o Rowan, era melhor se o fizesse.
Onun elinden silahı almak için o başkasını öldürmek değil mi?
Para tirar a arma da sua mão para que não matasse, mais ninguém?
Bir grup çocuğu öldürmek, hamile bir kadını öldüren biri için önemli bir olay değil diye mi?
Porque matar crianças não é nada para quem matou uma grávida?
Sana yardım etmek, seninle birlikte savaşmak, senin için öldürmek istiyorum.
Quero ajudar-te. Lutar contigo, matar por ti.
Chongzhan denilen çocuk ne için beni öldürmek istiyor?
Porque é que aquele rapaz Chongzhan quer matar-me?
Evlâdım bu işe bulaşmak istemediğin için beni öldürmek istiyorsun.
Meu filho... queres matar-me... porque tu não queres ser arrastado para isto.
Acı çekmemen için durum bunu gerektiriyordu öldürmek, hayatın bir parçası.
Quando se sofre do nosso problema, apercebemo-nos que, matar é, apenas, parte da vida.
Peki ya tarif ettiğin iki olay, Openshaw'a yardım etmek ve öldürmek aynı planın parçası değil de aynı etkiyi yaratmak için yapılan iki farklı plansa?
E se esses dois eventos, ajudarem o Openshaw e depois matá-lo, não fizessem parte do mesmo plano, e sim tentativas distintas de conseguir a mesma coisa?
Karanlık bir sırrı saklamak için öldürmek.
Matar para proteger um segredo.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
öldürdü 16
öldürdün 19
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
öldürdü 16
öldürdün 19
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldür beni 219
öldürmedim 32
öldürme 33
öldüreceğim seni 65
öldürürler 23
öldürün 218
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
öldürdüler 18
öldürmeyeceğim 18
öldürmedim 32
öldürme 33
öldüreceğim seni 65
öldürürler 23
öldürün 218
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
öldürdüler 18
öldürmeyeceğim 18
öldürmek mi 50
öldürme beni 25
öldür onları 68
öldürün beni 29
öldürüldü mü 54
öldüreceğim onu 25
öldürün onu 203
öldürün onları 56
öldürme beni 25
öldür onları 68
öldürün beni 29
öldürüldü mü 54
öldüreceğim onu 25
öldürün onu 203
öldürün onları 56