English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Bilmiyordu

Bilmiyordu translate Russian

1,717 parallel translation
Belki de o da bilmiyordu.
Может, он не знал этого.
Garrett tavuklar hakkında hiç bir şey bilmiyordu.
Гарретт ничего не знал о курах.
Başka ne yapacağını bilmiyordu galiba.
Думаю, он просто не знал, что делать.
Bizim birimden kimse gideceğim yeri bilmiyordu.
Никто из моих не знал, куда я еду.
Magda... Günahsız kişiler, çarpık beyinler tarafından o karanlık boşluğa sürükleniyor ve bu sayede de çağlardır kan dökümü durmak bilmiyordu.
Нeвинныe падают в эту тeмную бездну, увлекаемыe туда порочными тварями, и этoт цикл кровoпролития продoлжаeтся веками.
Çünkü diğer eleman bilmiyordu.
Другой парень был не в курсе.
Kim olduğumu kimse bilmiyordu.
Лежал в коме. Никто не знал, кто я.
Tek sorun, çöp taşımak hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordu.
Единственная проблема была в том, что он ничего не знал о перевозке мусора.
Kimse nerede olduğunu bilmiyordu.
Никто не знал, где ты.
Geride eşini ve iki kızını bıraktı ki onlar da Shakespeare'in babası gibi okuma yazma bilmiyordu.
Пережившие его жена и обе дочери и отец Шекспира, и это неоспоримый факт, были совершенно неграмотны.
Bilmiyordu.
Она не знает.
Baba! Ona aşık olduğumu bilmiyordu bile!
Папа, он не знает, что я его люблю!
Ama görünmezdi yani kimse bunu bilmiyordu.
Невидимое, никто и не заметил.
Angela bilmiyordu.
Она этого не знает.
Anlaşılan, yeterli değildi ; çünkü orada yoktu ve hiç kimse nerede olduğunu bilmiyordu bu yüzden bir Erin Brockovich tutmak davanın bir kopyasını almak için Litchfield şehrindeki Clerk'in ofisine kadar gitmek zorunda kaldım.
Оказалось, не так уж и хорошо, его там не было, и никто не знал, где он. Поэтому мне пришлось сыграть Эрин Брокович и пойти в канцелярию округа Литчфилд, чтобы заполучить копию дела.
O halde Kurt ne aldığını bilmiyordu felç kâbusundan sağ kurtuldu.
Итак, Курт, не зная, что именно он принял, пережил кошмарный паралич.
- Kız kardeşi adını bilmiyordu listedeki bir polis olduğunu zannetmiş.
Может быть сестра не знала его имени... она просто предположила, что это был полицейсский из списка.
Evet, belki 5 Ocak'a kadar bilmiyordu.
Да, но возможно только с 5-ого января.
Oh, baba. Ve bunun hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
И он ничего об этом не знает.
Kimse bilmiyordu!
Никто не знал, где вы!
Ailesi polis olduğunu bile bilmiyordu.
- Крис Коллиер.
Arkadaşım Alison ; o da bilmiyordu. Geleceği olmadı.
Моя подруга, Элисон, тоже не знала, что у неё нет будущего.
Garajı ateşe veren oydu ; ama içeride Jenna'nın olduğunu bilmiyordu.
Он поджёг гараж, но он не знал, что Дженна внутри.
- Jenna da bilmiyordu.
Дженна не знает.
Nedenini bilmiyordu.
Он не понял, за что. Он...
Aslında hiçbir şey bilmiyordu.
Только он не знал ничего.
Mahallenizdeki kimse vampir olduğunu bilmiyordu demek.
Так что, никто из соседей не знал, что она-вампир?
Adam iflas etmişti ama karısı bilmiyordu.
Дом был продан на аукционе. Он обанкротился, но жена ничего не знала.
Burada onu başka bir savaşın bekleyeceğini bilmiyordu.
Он не знал, что здесь его будет ждать другая война.
Görevin detayları gizliydi. Kimse gideceği yeri bilmiyordu.
Детали миссии были засекречены, так что никто не знал куда мы направляемся.
O öyle olsun istiyordu çünkü o zaman insanlar nereye bakacaklarını bilmiyordu.
Он хотел, чтобы так всё и было, - потому что так никто не будет знать, где искать.
- Kim olduğunu bilmiyordu.
- Она не знала, что это был ты.
Hiç kimse birlikte çıktığımızı bilmiyordu.
Никто не знал, что мы встречаемся.
Çalışanlardan hiçbiri nereye gittiğini bilmiyordu.
Никто из работников не знал, где она.
Ama bilmiyordu.
И она не знала.
Kodorkovski sıkıcı, içine kapanık birine benziyordu. Çok çalışıyordu ve eğlenmeyi bilmiyordu.
Для меня на тот момент он выглядел скучным, замкнутым человеком, который много работал, и с которым было не интересно тусить.
Tüm saygımla efendim Ajan Jones ne dediğini kendi de bilmiyordu.
Со всем уважением, сэр, агент Джонс сама не знает, что несет.
Jessica Thompson ise adını bile bilmiyordu.
Джессика Томпсон даже не знала твоего имени.
Benim işin içinde olduğumu bilmiyordu.
Она не знала, что я это сделал.
George bunu kontrol ettiğini bilmiyordu bile.
Джордж даже не знает, что контролирует это.
- Evet, ama George bunu bilmiyordu. Onu reddettiğinizi düşündü.
Да, но Джордж этого не знал, он думал, что не нужен вам.
Ama Frankenstein canavarına işkence edildi. Çünkü kim veya ne olduğunu bilmiyordu.
Но монстр Франкенштейн был замучен потому что он не знал кто или что он был
Fakat Brent Dundas bomba yapmayı bilmiyordu.
Только Брент Дандас не знал, как сделать бомбу.
Essex Gorman'ın işi bitiremediğini bilmiyordu.
Эссекс не знал, что Горман не справился.
- Öyleyse ya silahı bilmiyordu- -
Либо она не знала про это, либо...
Gavin bir şey bilmiyordu ve şu anda da biz bir şey bilmiyoruz.
Гевин ничего не знал, а теперь и мы ничего не знаем.
Muhtemelen kameraların varlığını bilmiyordu, Charlie.
Возможно он не знал о существовании камер, Чарли.
Scarn, hokey sopasının ne olduğunu bile bilmiyordu.
Скарн не умеет играть в хоккей.
Hamile olduğumu bilmiyordu.
Он не знал, что я забеременела.
Ve biyolojik babanın kim olduğunu kimse bilmiyordu. Ve bu yüzden çocuk esirgemeye verilecek ve muhtemelen bakıcı aile yanına yerleştirilecektin.
И никто не знал, кто был твоим отцом, так что ты бы оказалась в Службе опеки и попечительства и в конечном счете, в приюте.
Kimse bilmiyordu.
Никто не знал.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]