English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Bir iki

Bir iki translate Russian

26,457 parallel translation
Mooney ile görmüştüm, ama sadece bir iki gün kalmıştı.
Я видела её с Муни, но только день-другой.
İnsanlığını açmaya başlamadan önce açlıktan ölmesi bir iki gün sürer. Eğer onu geri getirebilecek biri varsa o da Bonnie. Hey ne diyeceğim, gitmeliyim.
Ему придётся поголодать день или два чем она вернет его человечность. то это Бонни. я должен идти.
Toksikoloji raporunu bekliyorum ama onlar da ancak ve ancak bariz, acı bir gerçeği onaylayacaktır. Aynı türden fetanil karışımlı kristal metin bir başka kurbanı. Böylece son iki haftanın kurban sayısı on bir ulaştı.
Я ожидаю результата токсикологии, но подозреваю, что он лишь подтвердит очевидное – это ещё одна жертва того же производителя, что даёт нам 11 жертв только за последние 2 недели.
Hayatımda iki kez gerçekten bir dosta ihtiyacım oldu ikisinde de arkadaşımın soyadı McGarrett oldu.
Дважды в жизни мне очень нужен был друг, и оба раза это был МакГарретт.
Yanında iki küçük kız olan kahverengi ceketli bir adam.
на его лице шрам.
Saat üçte Wolgil-ri'den başlayarak her iki saatte bir iletişim kesilecek.
15 : 00. Начиная с деревни Вольгиль каждые 2 часа по селам будут отключать связь.
Bebeğim, bu sadece iki aylık bir FBI eğitim programı.
всего лишь 2 месяца обучения в ФБР.
Tamam, bebeğim. Seni seviyorum. Bir, iki...
два.
Benim yerim güvenli değil, ve bundan iki tane yapmamız için bir haftamız var.
У меня дома опасно, а эти штуки надо сделать за неделю.
Bu alanda iki yıl çok uzun bir zaman.
Для подобной работы это очень много.
Bir, iki, üç... Güreş!
Раз, два, три, борьба!
Bir, iki, üç, güreş!
Раз, два, три, борьба!
Ayrıca, şehirde bana göre bir şey yok. Bekle bir saniye. İki çocuğun yok mu?
засранец Ник!
Korkunç bir kaza geçirip iki bacağını da kaybediyordun sonra ben de seni kocaman bir bebek arabasında itmek zorunda kalıyordum.
Ты попал в ужасную катастрофу и потерял обе ноги, и затем мне пришлось катать тебя в гигантской детской коляске.
Bir, iki, üç.
Раз, два... три.
Üç, iki, bir.
Три, два, раз.
Üç, iki, bir.
Три... два... раз.
Üç, iki, bir, uyan.
Три, два, раз, проснись.
Değersizimdir birine göre, ama bir ömre bedelimdir iki kişi için.
Я ничего не стою для одного, но бесценна для двух. - Что я?
Değersizimdir birine göre, ama bir ömre bedelimdir iki kişi için.
Я ничего не стою для одного, но бесценна для двух.
İki viski, bir de şu adam için ananas suyu.
Два виски и ананасовый сок для него.
İki üç yıla kalmadan, seni bir köşe başında kuş gibi özgür görürüm.
Через два, три года, я увижу тебя на каком-нибудь углу, свободного как птица.
İki vampir, tek bir tanesinden daha iyidir ; basit bir matematik.
Два вампира лучше чем один - простая математика.
Sanırım telefonunda bir-iki fotoğraf vardır.
Полагаю у тебя есть фото или парочка
Çünkü neredeyse 5 saattir sizinleyim ve bu süre içerisinde beceriksiz insan otoriteleri tarafından az kalsın yakalanıyordun. Bir kere de değil, iki kere.
Потому что я провел с вами и за это время вас почти поймали неуклюжие и не раз... дважды.
Ya sana daha iyi bir teklifte bulunursam? İki erkek kardeş mesela?
А что если я сделаю тебе более выгодное предложение?
Geriye Charlotte ve Marco'yla alakalı tek şey kalıyor. - Hukuk şirketi. - Bir günde iki yeri alt üst edeceğiz demek.
Шарлотты и Марко пересекались это юридическая фирма.
Üzgünüm, dedektif. Söz konusu iki videoya da baktım ama maalesef ikisini de izleyen bir üyemiz yok.
Я посмотрела два видео, о которых идет речь и, к сожалению, там нет никаких пересечений.
Al sana bir, iki, üç!
- Ага. Ну... одна... вторая... третья!
Bir tiki barı dağıtıp ölü iki sarışınımız hakkında ipucu bulacak kadar kendimdeydim.
Ну, скажем, мне хватило ума разбить гавайский бар, и найти зацепку по нашим двум блондинкам.
İki yeni gelenlerle bir de seksi arkadaşları.
- Да. Двое ваших новеньких и их горячая подружка.
İki komşunuz ölse siz de hissetmezdiniz. - Çok sinir bozucu bir durum, değil mi?
И с вами бы так было, если ваших соседок бы убили.
Pekâlâ, bir şişe seç ; iki bardak doldur.
Принеси любую бутылку и два стакана.
Evet, iki yetişkin kadın ve bir çocuk.
Да, две взрослые женщины и ребенок.
Bir dizi olay harekete geçecek ve iki gün sonra ufak tatlı insanın ölecek.
Запустить последовательность, и два дня спустя... Твой очаровательный человечек умрет.
Bir saldırı suçu var ve iki kere de silahla yakalanmış.
Нападение при отягчающих обстоятельствах, два случая применения оружия.
İki maktul arasında bir bağlantı bulabilsem...
Если бы только я смогла найти связь между двумя жертвами.
İki maktul arasında bir bağlantı bulana...
Пока мы не найдём связь между этими дву...
- Bir taşla iki kuş vurmuş, herife bak.
Ай да Перри, убил двух зайцев одним махом.
İngiliz aksanı olan bir bayan tarafından iki hafta önce kiralanmış.
но арендована две недели назад женщиной с английским акцентом.
Kilitli bir oda da iki ölü.
Два трупа в запертой комнате.
Bir, iki, üç.
Раз, два, три.
İki kişi gizemli bir yangında öldü.
"Двое погибли в таинственном огне"
Böyle kalabalık bir yerde benim gibi bir kızın karşısında sizin gibi iki erkek.
А в таком людном месте? Цветная девочка... Два белых парня.
Bir, iki, üç!
три! Винс!
Güvenilir bir kaynaktan aldığım bilgiye göre iki akli dengesi yerinde olmayan kişi, muhtemelen bir tarikat üyesi bana karşı bir suikast planlıyormuş.
Есть достоверные сведения, что двое психически нестабильных личностей, возможно, сектантов, планируют в ближайшее время убить меня.
Hayır. Bence Mithat've iki numara, Vic arasında bir şeyler bulacağız..
Нет, но, я думаю, что можно обдумать кандидатуру правой руки Митата, Вик.
Şimdi, ben bir yada iki günlüğüne gideceğim ama döndüğümde benimle gurur duyacaksın çünkü annen işler kötüye gittiğinde kaçıp gitmedi, tamam mı?
Сейчас я уеду на пару деньков, но когда я вернусь, ты будешь мной гордиться, потому что твоя мама не бежит, когда на горизонте все становится совсем плохо, так ведь?
İki dakika önce bir bombayı etkisiz hâle getirdin, çok etkilenmiş görünme.
Всего две минуты назад ты разрядил бомбу, так что не делай удивлённый вид.
İki hafta sonra, birkaç kilometre ötede parçalara ayrılmış bir şekilde Harlem'deki bir çok katlı otoparkta bulundu.
Через две недели её нашли за много километров оттуда, порезанную до рёбер, на парковке в Гарлеме.
Bir, onunla ilgilenmiyordum. İki, gitti artık.
Во-первых, он никогда мне не нравился, и, во-вторых, он уехал.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]